TurkMedikal.net { ana sayfa }
TurkMedikal. N E T | ANA SAYFA Üyelik Online Alış-Veriş | Dükkan Kitaplar Hastalıklar Hakkında Bilgi | Hastalıklar İlk Yardım Medikal Rehber | Medikal Linkler Reklam
  18 Nisan 2024, Perşembe Bu Sayfayı Arkadaşınıza Göndermek İstermisiniz ?
:: Sağlık Ansiklopedi >> El

Allel*

Diploid bir organizmada herhangi iki eş kromozomdan birinde var olan bir gen veya DNA dizisinin alternatif formu.
Abstinans belirtileri

İlaç alışkanlığı olan bir kimsenin, bu ilacı bırakması ya dailaçtan yoksun kalması sonucu ortaya çıkan belirtilerdir. Bkz. Abstinans Sendromu
Arkiserebellum

Evrimsel olarak beyinciğin en eski bölümü.
Amnezi (bellek yitimi)

Hatırlama yetisinin bir kısmını ya da bütününü etkileyen değişiklikler.
Amniyon sıvısı incelemesi

Dölütün içinde bulunduğu amniyon boşluğu sıvısının incelenmesi.
Arteriyel hipertansiyon (yüksek tansiyon)

Atardamarlardakİ kan basıncının sürekli biçimde ortalama değerlerin üstünde seyretmesi.
Arteriyel hipotansiyon (düşük tansiyon)

Damar sisteminde bulunan kan basıncının azalması. Birçok hastalıktan kaynaklanabilir.
Adiyadokokinezi

Elleri açıp kapama gibi birbirine karşıt hareketleri art arda hızla yapma yeteneğinin kaybı.
Agalaksi (süt gelmemesi)

Doğumdan sonra süt salgısının bulunmaması.
Aschelminthes

yuvarlaksolucanlar.
Aseksüel

Cinsel ilişkiye girmeye ihtiyaç duymayan ve zevk almayan kişi.
Akciğer atelektazisi

Akciğerlerin hava içeriğinin azalması ya da kaybolması.
Akselerin

Kanda bulunduğu varsayılan bir pıhtılaşma faktörü (Faktör VI). Ac-globülinin aktif biçimidir; protrombi-nin trombine dönüşmesini sağlar.
Ateli

Bir ya da her iki meme basınının bulunmamasıyla ortaya çıkan oluşum bozukluğu.
Anti-delta

Delta virüsüne karşı gelişen antikorlar.
Alel

Bir karakter üzerinde aynı yada farklı yönde etkili olan iki veya daha fazla genden herbiri.
Alel gen

Bir geninin iki veya daha fazla alternatif formlarından birisi.
Bel Fıtığı

Belimizde 5 adet omur kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Disk, özel bir bağ dokusu organıdır ve omurganın dayanıklılığına, hareketliliğine ve zorlamalara karşı dirençli olmasına, omurgaya uygulanan şok şeklindeki darbelerin emilmesine ve kuvvetin çevre dokulara dengeli bir şekilde dağılmasına hizmet eder.
Bel fıtığı, beldeki omur kemikleri arasında bulunan ve adeta bir amortisör gibi görev yapan bu disklerin fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Disklerin iç kısmında nükleus pulpozus denen jöle kıvamında yumuşak bir bölüm, bunun dışında anulus fibrozus adı verilen daha sert bir fibröz tabaka, omur kemiklerine bakan yüzlerde ise her iki tarafta son-plak olarak adlandırılan kıkırdak yapılar vardır. Dıştaki tabakanın anatomik bütünlüğünün bozularak içerideki yumuşak kısmın dışarıya doğru taşmasına fıtıklaşma denir. Fıtıklaşan yani dışarıya doğru taşan disk, omurilik kanalı (spinal kanal) içinden veya kendisinin arka-yan tarafından geçmekte olan sinirleri sıkıştırır ve hastalık böylelikle kendisini belli eder .
Ayrıca fıtıklaşmış diskten ortama salınan bazı kimyasal maddeler de sinir köklerini etkileyerek ağrıya neden olurlar.

Teşhis

Bel ve bacak ağrısı ile seyreden hastalıklar çok çeşitlidir. Yani bel ve bacak ağrısı bulunan her hastaya "Mutlaka bel fıtığıdır" peşin hükmü ile yaklaşmak doğru değildir. Bel fıtığını taklit eden pek çok hastalık vardır. Basit bir spor yaralanmasından romatizmaya, enfeksiyon hastalıklarından kansere ve bel kaymasına kadar birçok hastalık bel ve/veya bacak ağrısıyla seyredebilir. Bu sebeple önce teşhisin ne olduğu net olarak ortaya konmalıdır. Çünkü tedavide başarıya giden yol herşeyden önce doğru teşhisten geçer. Bunun için de ilgili uzman hekime müracaat etmek gerekir. Hekim hastanın şikâyetlerini dinleyecek, muayenesini yapacak ve hastalığıyla ilgili tüm tetkik ve tahlilleri isteyecektir.

Bel ağrısının araştırılmasında düz röntgen filmlerinin önemi günümüzde azalmıştır. Hastanın radyasyona maruz kalmasına yol açan bu teknik ancak belirli durumlarda tercih edilmektedir. Belden iğne yapılıp içeriye kontrast madde verildikten sonra film çekilmesi tekniği (myelografi) de giderek daha az kullanılmaktadır. Çünkü günümüzde görüntüleme teknikleri çok ilerlemiş ve artık hastanın belinden iğne yapılmasına gerek kalmayacak seviyeye gelmiştir. Aslında noniyonik kontrast maddelerin kullanım alanına girmesi iğne tekniğinin yan etkilerini hayli azaltmıştır. Fakat buna rağmen bizzat iğne tekniğinin kendi yan etkileri olabildiğinden dolayı myelografiden mümkün mertebe uzak durmakta yarar vardır. Bunun yerine güçlü manyetik rezonans cihazları tercih edilmelidir.

Bel fıtığının teşhis ve ayırıcı teşhisinde EMG dediğimiz tetkik yöntemi de yararlıdır. Çünkü bu yöntem ile hastada bulunan bozuklukların sinir dokusuna mı, yoksa kas dokusuna mı ait olduğu ortaya konabilmekte, diğer hastalıkların bel fıtığından ayırımı yapılabilmektedir. Bası altında kalan sinirlerde hasar olup olmadığı, varsa hasarın derecesi hakkında da fikir vermektedir. Bazı durumlarda bu teknik, cerrahın ameliyat kararını bile etkileyebilmektedir.

Bel ve/veya bacak ağrısı bulunan bir hastada bazen bilgisayarlı tomografi, genellikle de manyetik rezonans gibi ileri tetkik yöntemlerine başvurulur.

Manyetik rezonans görüntüleme metodu teşhiste ve ayırıcı teşhiste büyük kolaylıklar sağlar. Ayrıca hastanın x-ışını almaması ve çeşitli planlardaki üstün görüntüleme yeteneği; omurilik, sinirler ve diğer yumuşak dokuları net bir şekilde görüntüleyebilmesi manyetik rezonansı giderek daha da öne çıkarmaktadır.

Ancak kemik dokusuyla ilgili patolojilerde bilgisayarlı tomografinin daha iyi görüntü sağladığı gözönüne alınarak bazı durumlarda her iki teşhis metodu beraberce kullanılabilir.

Manyetik rezonansın bu kadar yararlı bir yöntem olmasına karşılık elde edilen görüntülerin değerlendirilmesi büyük bir tecrübe ister. Yanlış yorumlar, yanlış tedavi şekillerine yol açar. Sıklıkla rastladığımız hafif disk bombeleşmesi bel fıtığı olarak yorumlanırsa, tedavinin şekli tamamen değişik bir yöne doğru gidebilecektir.

Özellikle ameliyat sonrası dönemde gerçekleştirilen çekimlerden elde edilen görüntülerin yorumlanması tecrübe gerektirir. Muayene bulguları ile tetkiklerden elde edilen neticeler beraberce kılı kırk yararcasına hassas bir tarzda değerlendirilecek ve net bir teşhise vardıktan sonra tedaviye geçilecektir. Manyetik rezonans tetkikinde bel fıtığı görüldü diye ameliyat kararı vermek bazen yanıltıcı olabilir. Elde edilen görüntüler mutlaka klinik bulgularla desteklenmeli, aralarında uyum aranmalıdır. Uyum yoksa bu durum izah edilmelidir.

Bazen bel fıtığı ile hayati önem arzeden diğer birtakım hastalıkların ayırıcı teşhisini yapabilmek için kemik sintigrafisi gerekebilir.

Tedavi

Bel fıtığı rahatsızlığı bulunan bir kişide hastalığın safhası iyi bir muayene ve ileri tetkik metodları ile net olarak tesbit edildikten sonra tedaviye geçilir. Bundan sonra, pratik olması açısından, hastalar cerrahi müdahale gerekenler ve cerrahi müdahale gerekmeyenler diye iki büyük gruba ayrılabilirler. Bel fıtığı gelişiminin erken dönemlerinde konservatif tedavi adı verilen cerrahi dışı tedavi metodları uygulanır. Bu safhada hastaya bütün dünyada ağrı kesici, adale gevşetici ve antienflamatuar ilaçlar verilir. Sert yatak istirahati tavsiye edilir. Fizik tedavi yapılabilir. Lazer ile tedavi cihetine gidilebilir. Yine ciltten (perkütan) birtakım farklı girişimlerde bulunulabilir. Uygun dönemde egzersiz verilebilir. Gerekiyorsa psikoterapi yapılabilir.

 

Bel fıtığı tedavisini bir ekip işi olarak görmekte yarar vardır. Nöroşirürji (beyin-omurilik-sinir cerrahisi), nöroloji, anestezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı doktorlar ile diyetisyen, psikolog, hemşire ve fizyoterapistler bu ekibin içinde yer almalıdır. Gerektiğinde diğer bazı branşlardaki uzman doktorların görüşlerine de müracaat edilmelidir.

Bu ekibin elinde bir fizik tedavi ünitesi ve bu ünitede traksiyon (programlanabilir hafızalı otomatik cihaz ile bel çekme) dahil lüzumlu bütün araç gereçler hazır bulunmalıdır.

Bu prensipler ışığında modern imkânlar kullanılarak hastaların büyük bir kısmı ameliyat harici metodlarla tedavi edilebilir. Prensip olarak cerrahi müdahale son çaredir. Ancak hastalık ilerlemiş ve yapılan muayenede bazı şartlar teşekkül etmiş ise [ki bu şartlar uluslararası nöroşirürji camiası nezdinde genel kabul görmüş ve klasik kitaplara kadar geçmiş kriterlerdir] o zaman ameliyat kararı verilir. Bu kararı verirken cerraha bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme metodu büyük oranda yardımcı olur. 

Bel gevşekliği

Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır. Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.
B hücreleri

B lerıfositleri de denir. Kemik iliğinde oluşan antikor yapıcı akyuvarlar.
Bel gevşekliği

Cinsel ilişki sırasında, meninin vaktinden önce boşalmasına verilen isimdir. Halk arasında erken boşalma. Tıp dilinde ise ejakulasyon denir. Nedeni çoğunlukla ruhsaldır.

Tedaviye sinirleri dinlendirmek, açık havada dolaşmak, sabah akşam ılık banyo yapmak ve hazmı kolay şeyler yemekle başlanır.

Belirteç (marker)

Laboratuvar İncelemeleriyle kanda belirlenen ve hastalıkların tanısında yol gösterici olan bulgulara verilen ad.
Belirtileri

Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar.
Belirtileri

Mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülür. Midenin üzerine bastırlınca da ağrı hissedilir. Bu belirtiler özellikle ilk bahar ve son bahar aylarında artar.
Bordetella

Boğmaca etkeni olan Bordetella pertussis türüyle tanınan Gram-negatif bakteri cinsi.
Bell paralizi

Yüz siniri felcidir.
Bellek

Geçmiş deneyim ve bilgileri zihinde tutma ve anımsama yetisi.
Borrelia

boşaltım organları
Bellek kaybı

amnezi
Belsoğukluğu

Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır. Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir.

Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir.

Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir.

Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır.

Botallo deliği

Kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasındaki iletişim deliği.
Belsoğukluğu

Tıp dilinde gonore denilen bir çeşit zührevi hastalıktır. Cinsi münasebetle bulaşır. İdrar yollarında acıma, yanma, şişlik ve akıntı ile belirir. Akıntı cerahatlıdır. Bu cerehat ellere bulaşacak ve eller de gözlere sürülecek olursa, körlüğe neden olabilir.Kadınlarda da, beyazımtırak cerahatlı akıntı, sık sık idrara gitme, idrar yaparken ağrı ve yanma ile kendini gösterir. Üreme organlarında akıntı görüldüğünde, mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde kendisinde bel soğukluğu görülen, bu hastalığı cinsel ilişkide bulunduğu herkese bulaştırır.
Bac (bakteriyel yapay kromozom)

DNA parçacıklarını kopyalamakta kullanılan ve bir cins bakteride bulunan bir madde.
Beyin-omurilik engeli

Bazı maddelerin kandan beyin-omurilik sıvısına geçişini belirli ölçülerde önleyen fizyolojik engel; kan-beyin engeli.
Beyin-omurilik sıvısı incelemesi

Beyin karıncıklarının, beyinle beyin zarları arasındaki boşluğun ve omurilikle beyin zarları arasındaki boşlukta bulunan beyin-omurilik sıvısının çeşitli özelliklerinin laboratuvar koşullarında incelenmesi.
Bakteriyoskopik inceleme

Çeşitli organ (siyek, dölyolu, burun, kulak) salgılarından ya da balgamdan alınan bir örneğin lam üzerine sürülüp uygun boyalarla boyanarak (metilen mavisi, Gram tekniği) mikroskopta incelenmesi.
Balgamın sitolojik incelemesi

Solunum yollarından gelen salgıların uygun bir boyamadan sonra İncelenmesine dayanan tanı tekniği.
Bilgisayarlı eksenel tomografi

tomografi
Birim zar

Elektron mikroskobunda arası açık renk iki koyu çizgi halinde görülen iki protein tabakası halinde bulunan lipit tabakasından oluştuğu varsayılan yapı
Bartonella bacilliformis

Riketsiya grubunda yer alan ve Güney Amerika'ya özgü bartonelloz adlı bir hastalığın etkeni olan mikroorganizma türü.
Biseksüel

İki cinsiyetli, hem erkek hem dişi.
Brusella

Pişmemiş süt ve süt ürünlerinin, pişirilmeden saklanan etlerin, etkeni taşıyan hayvanın idrar ya da dışkısıyla kirlenmiş yeşilliklerin çiğ olarak yenmesiyle bulaşır.
Biyoelektrik

Canlı organizmalarda görülebilen elektriksel olayların tümü.
Burkulmalar

El ve ayak bilekleri herhangi bir kaza sonucu burkulabilir. Bu gibi durumlarda, bilekte ağrı ve şişme görülür. Yapılacak ilk iş, burkulan yeri rahat bir duruma sokmaktır.
Başdönmeleri

Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır:- Kulak ağrısı- Araç tutmaları- Ani hava değişimi- Bazı göz hastalıkları- İlaç zehirlenmeleri- Düşük veya yüksek tansiyon- Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları- Kansızlık ve kan hastalıkları- Mikrobik hastalıklar- Beyin hastalıkları- Sara ve bazı ruh hastalıklarıTedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
Başdönmeleri

Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır

- Kulak ağrısı
- Araç tutmaları
- Ani hava değişimi
- Bazı göz hastalıkları
- İlaç zehirlenmeleri
- Düşük veya yüksek tansiyon
- Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları
- Kansızlık ve kan hastalıkları
- Mikrobik hastalıklar
- Beyin hastalıkları
- Sara ve bazı ruh hastalıkları

Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş; hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.

Biyotik potansiyel

Bir populasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların en yüksek düzeyde olması sonucu populasyonun en çok artma oranı.
Blastosel

Embriyonun gelişmesi sırasında, döllenmiş yumurtanın art arda bölünmesinden doğan hücrelerin sınırladığı boşluk.
Bebeğin gelme biçimi

Doğacak bebeğin dölyatağı içinde leğen kemiğine göre konumuna bağlı olarak değişen gelme biçimi.
Bel

Son kaburganın alt kenarı ile böğür kemiği ibiği (crista itiaca) yer alan bölge; arkada omurga çevresi kaslara kadar devam eder; önde İse sının, kasık kıvrımının orta noktasından geçen dikey bir çizgiyle sınırlanır.
Bel ağrısı

Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla yorgunluk sonrası görülür. Dinlenmekle geçer. Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek gerekir.

Bel ağrısı

Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla yorgunluk sonrası görülür. Dinlenmekle geçer. Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek gerekir.

Bel ağrısı

Esaslı bir hastalıktan kaynaklanmayan bel ağrıları, çoğunlukla yorgunluk sonrası görülür. Dinlenmekle geçer. Uzun süren bel ağrılarında mutlaka doktora görünmek gerekir.
Bel bölgesi

Yukarda sırt, aşağıda ise sağn bölgesi ile sınırlı anatomik bölge.
Chvaostek belirtisi

Dışkulağın hemen Önünde, yüz sinirinin gövdesinin bulunduğu noktaya refleks çekiciyle vurulduğunda yanak kaslarında kasılmayla beliren klinik bulgu.
Cıtronella yağı

 Sabun ve deodorantlarda yaygın olarak kullanılan bir antiseptik. Böcek savar etkisi de vardır.
Cilt Lekeleri

Ciltteki renk değişiklikleri, deriden daha açık ve daha koyu olmak üzere iki şekilde görülür.

Koyu renkli lekelerin nedenler nelerdir?

Bazı iyi huylu cilt benleri
Cilt kanseri (Melanom)
Güneş lekeleri
Gebelik lekeleri
Çiller
Mantar hastalıkları
Bu lekeler yaşamımızı tehdit etmemekle birlikte bir takım kozmetik problemlere sebep olmakta, hatta bazı kişilerin sosyal yaşamını da etkileyebilen bir takım psikolojik problemlere yol açabilmektedir.

Bu lekeler ne şekilde tedavi edilirler?

Bu tip cilt sorunlarının bazıları ilaçlarla tedavi edilirken, bazıları kimyasal peeling (cilt soyma işlemi) ile düzelmekte, bazılarına lazer, krioterapi (dondurarak tedavi), koterizasyon gibi müdaheleler uygulanabilmektedir.Yapılacak bu müdahalenin tecrübeli uzman hekimlerce yapılması alınacak kozmetik sonucun kalitesini etkilemektedir.

Sıklıkla karşılanılan koyu renkli lekeler hangileridir?

Sıklıkla karşılaştığımız, yüzde görülen koyu lekelerden biri gebelik lekeleridir. Kadınlarda yaygın olarak gebelik, doğum kontrol hapı veya östrojen hormonu kullanılması ile ortaya çıkar. Bu tip lekeler erkeklerde de gelişebilir. En çok alın, yanak ve dudak üzerinde görülür. Öncelikle doğum kontrol hapları kesilmeli, güneşe olabildiğince maruz kalınmamalı, şapka ve güneşten koruyucular kullanılmalıdır. Tedavisinde hidrokinon, azeleik asit veya kojik asit gibi kimyasal renk açıcılar veya günlük uygulanan peeling kremleri kullanılabilir. Ayrıca Dermatoloji Uzmanı tarafında kimyasal peeling uygulanabilir

Güneşin zararlı etkisiyle oluşan güneş lekeleri ve güneşe maruz kalındığında artan çiller de kimyasal peeling, kriyoterapi ve laser ile tedavi edilebilir.

Ciltte görülen benler nasıl oluşur?

Ciltteki benlerin ise gelişim nedeni bilinmemekle beraber , bu benlerin sayısı genellikle kalıtsal olarak belirlenir ve sayıları birkaç taneden düzinelerceye kadar varabilir. Genellikle erken çocukluk yaşlarında ortaya çıkmaya başlar ve ergenlik çağında sayıları hızla artar. İlk önce küçük yassı noktalar şeklinde ortaya çıkar, daha sonra çapları büyüyebilir. Yıllar geçtikçe kabarıklaşabilecekleri gibi düz de kalabilirler. Benlerin yüzeyi pürüzsüz, pürtüklü, hatta böğürtlen benzeri olabilir, üzerlerinde kalın koyu renkli kıllar bulunabilir. Rengi deri renginden daha koyu renklere kadar uzanan bir çeşitlilik gösterebilir.

Cilte kanserler bene benzer şekillerde görülebilir mi?

Evet. Melanom cilt benlerine benzer görüntüde olabilen çok kötü huylu bir cilt kanseridir. Melanomların %30′u benlerin üzerinde, %70′i de normal deride gelişir.

Melanom açısından kimler risk taşır?

Çok sayıda ben olması melanom gelişme riskini arttırr. Özellikle 75′in üzerinde beni olan kişiler melanom açısından sıkı takip edilmelidirler. Ayrıca açık ten rengine sahip olmak, ailede melanom bulunması,uzun yıllar güneşte kalmak riski arttıran faktörlerdir.

Melanomun belirtileri nelerdir?

Bir deri beni birden bire ortaya çıktıktan sonra hızla büyür kabarıklaşırsa, boyutu 6mm ‘nin üzerinde ise, oldukça koyu kahve veya siyah renkte ise, içinde birden fazla renk barındırıyorsa, sınırları düzensiz, girintili çıkıntılı ise, kanıyorsa bir Dermatoloji Uzmanı tarafından acilen başvurulmalıdır

Melanomdan nasıl korunulur?

Cilt kanserlerinden korunmanın yolu güneşten sakınmaktır. Özellikle güneşin yer küreye dik geldiği 10.00 -15.00 saatlerinde güneşe çıkmamak, 15 koruyucu faktörden yüksek güneşen koruyucuları kullanmak gerekir.

Cildin beyazlaması ile seyreden hastalıklar nelerdir?

Cildin beyazlaşması ile seyreden hastalıklar ise vitiligo, mantar hastalığı, hassas ciltli çocuklarda görülen beyaz lekelenmelerdir. Ayrıca bazı beyaz lekeler doğuştan itibaren de mevcut olabilir

Vitiligo nedir?

Vitiligo deriyi boyayan maddenin (pigment ) kaybı nedeniyle, cildin beyazlaşması ile seyreden bir hastalıktır. Vitiligo vücudun herhangi bir yerini tutabilir.
Bu hastalık otoimmün (vücudun pigment hücrelerine antikor oluşturduğu) bir hastalıktır. Vitiligosu bulunan hastaların çoğu sağlıklı olmasına rağmen bazı hastalarda guatr hastalığı gibi otoimmün hastalıklar vardır.

Ciltte lekelere neden olan pitriasis versicolor nasıl bir hastalıktır ve nasıl tedavi edilir ?

Tinea versicolor deri yüzeyindeki bir mantarın aşırı üremesi ile oluşan yaygın rastlanılan bir deri hastalığıdır. Bu aşırı gelişim deride beyaz veya kahverengi renk değişikliğine ve pullanmaya neden olur.

Tinea versicolor sürülen veya ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilir. Lokal uygulanan tedaviler deriye uygulanan şampuan, krem ve losyonlar şeklinde olabilir.

Bir çok ağızdan alınan tedavi tinea versicoloru başarılı bir şekilde tedavi eder. Fakat yan etkileri ve diğer ilaçlarla etkileşimi yüzünden bu ilaçlar Dermatoloji uzmanlarının kontrolünde kullanılmalıdır. Uygulanan her tip tedaviden sonra derinin rengindeki değişiklik deri rengi normale dönene kadar aylarca kalır.

Çocuklarda görülen pitriasis alba nedir ve nasıl tedavi edilir?

Pitriasis alba çocuklarda özellikle yüz bölgesinde üzeri hafif kepekli beyaz lekeler şeklinde görülür. Hastalığın temel nedeni bilinmemekle beraber, atopik bünyeye sahip olmak ve derinin kuru olmasının hastalığın gelişiminde rol oynasığı düşünülmektedir.Hastalığın tedavisinde kortizonlu krem ve nemlendiriciler kullanılır.

Cinsel çekicilik

Fiziksel güzellik veya kişinin karakterinin bir başka kişiyi cinsel açıdan uyarması.
Cinsel ilişki

Kadın ve erkek, erkek ve erkek veya kadın ve kadın arasındaki cinsel birleşim.
Cinsel kimlik

Cinsel kimlik ya dişi ya da erkektir ve tamamen yaratılış özelliğidir (insanların beynine kazınmıştır).
Cinsel rol

Ne kadar kadınsı ya da ne kadar erkeksi olduğunuzla ilgilidir, yani başkalarının sizi nasıl gördüğü ile ilgilidir. Bu sonradan kazanılan, öğrenilen bir özelliktir.
Cinsel soğukluk

Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap vermemesine; tıp dilinde firijidite denir. Nedeni daha çok ruhsaldır.
Cinsel soğukluk

Tam manasıyla tatmin olamayan kadının cinsel ilişkiye gereği gibi cevap vermemesine; tıp dilinde firijidite denir. Nedeni daha çok ruhsaldır.

Cinsel taciz

İstek dışı cinsel ilişkide bulunmak ya da ilişkide bulunmaya zorlamak.
Cinsel tercih

Cinsel tercih, cinselliğinizi yaşarken hangi objeye yöneldiğinizle ilgilidir. Kimi kendi cinsini tercih eder, kimi karşı cinsi tercih eder, kimi sadece kendini tercih eder. Kimi cansız objelere yönelir, kimi hayvanlara yönelir daha ötesi zarar vermeye ve dolayısıyla cinsel sapmalara kadar gider.
Cinsel Yaşam

Evlilik, kadının ve erkeğin beraber yaşamak üzere karşılıklı anlaşma ile oluşturdukları sosyal bir kurumdur. Bu kurum sevgiyi, saygıyı, cinselliği, mutluluğu ve üzüntüyü dahi paylaşmayı içerir. Evlilik kadının ve erkeğin sahip olduğu temel haklardan bir tanesidir. Evliliğin toplum tarafından kabul görmesi içinde yasalar çerçevesinde onaylanması gerekir. Gelenek ve göreneklerde evliliğin oluşmasını ve yapısını etkilemektedir.

Kadının ve erkeğin sosyal yaşamdaki rolleri daha doğar doğmaz yetiştirilme tarzları ile başlar. Bu roller toplumsal ve kültürel farklara göre bazı değişikliklere uğrasalar da temelde aynı esaslardadırlar. Kadının yapısı itibarı ile daha duygusal olması kolay incinip kolay sevinmesi hormonları ile ilgili olup bu onun annelik yapabilmesi için gereklidir. Kadın adet gördüğü zaman veya gebe kaldığı zaman veya doğum yaptıktan sonra fiziksel olarak eskisine nazaran daha güçsüz düşer. Bunun sonucunda da erkek koruyucu ve kollayıcı olmak zorundadır.

Kadın ve erkek ilişkisindeki en önemli şey kadını kadın ,erkeği erkek olarak kabul etmek ve karşı tarafın istek ve arzularına saygı duymaktır. Çünkü daha evvelde söylediğimiz gibi daha bebeklikten itibaren farklı yetiştirilir ve farklı hissetmeye başlarız. Bir kadının bir erkeğin nasıl düşündüğünü veya bir erkeğin bir kadının niçin farklı davrandığını anlamasına imkan yoktur.

Çünkü farklı hormonlar etkisi altında olunca karşı cinsin bilemediği ve anlayamadığı duygular gelişir. Mesela kadınlar erkeklerin niçin seks isteklerini kontrol edemediklerini ve devamlı seks istediklerini (daha doğrusu duygusuzca seks yapabilmelerini)pek anlayamazlar. Kısaca açıklayacak olursak erkeklerde devamlı sperm ( meni ) üretimi vardır ve bunun depolandığı kesenin kapasitesi eğer hiç boşalma olmazsa yaklaşık dördüncü günden sonra dolar ve sanki idrar torbanız dolduğunda nasıl işeme arzusu duyuyorsanız ve bu ilerledikçe rahatsızlık yaratıyorsa, erkekte eğer boşalmadığı süre dört gün veya daha fazla olursa devamlı kontrolsüzce seks arzusu duyacak sonuçta belki de saldırganlaşacak ve hatta istenmeyen olaylarla karşılaşılacaktır. Bazen ise doğanın bir savunma sistemi olarak ilişki kuramayan veya masturbasyon yapamayan erkek uykusunda boşalacaktır. Bu gerçeği göz önüne alarak hanımlarımızın eşlerine olan yaklaşımlarına daha iyi değerlendirmelerini istiyoruz ve aralarında olabilecek bazı problemleri cinsellikten uzak durarak onları istedikleri şekilde yönlendirebileceklerini düşünürlerse en yanlış şeyi yapmış olacaklardır.

Erkeklerde kadınları oldukları gibi kabul etmeli ,onların yaşam tarzlarına ve duygusallıklarına saygı göstermelidirler, çünkü bu kadının doğasının bir gereğidir ve duygusal olmayan bir kadın ne erkeğini mutlu edebilir ne de iyi bir anne olabilir.

O zaman karşılıklı sevgi ve saygı ,birbirinin isteklerini anlama ve destekleme evliliğin temel şartlarındadır. Farklı iki cinsin arasındaki diğer insanlardan farklı olan iletişim cinselliktir ve özel olmalıdır.

Cinsel İlişki Pozisyonları

En alışılmış pozisyon, erkeğin üstte, kadınla yüz yüze olduğu pozisyondur. Kadınların çoğu bu pozisyonu yeğler. Bir çift, birleşmeye bu pozisyonla başlayabilir; erkeğin orgazmını geciktirmek amacıyla, birleşme sırasında pozisyon değiştirebilir ve daha sonra birlikte orgazm için en uygun pozisyon olan misyoner pozisyona dönülerek birleşmeye son verilebilir.

Misyoner pozisyonu, öteki pozisyonların çoğundan daha elverişlidir. Birleşme daha az derin, uzun süreli ve duygusal ya da derin, kısa süreli ve sert olabilir.
Misyoner Pozisyonunun Temeli bu pozisyon kadını gevşetir, birleşmeyi kolaylaştırır ve erkeğin alt karın darbelerine yardım eder.
Aynı zamanda karşılıklı okşamaya ve öpüşmeye de uygundur. Bununla birlikte, derin birleşme, daha fazla hareket özgürlüğünden hoşlanan bazı kadınları rahatsız eder.
Erkek çok ağırsa ya da erken boşalma sorunu varsa ya da kadın ileri gebelik dönemindeyse, bu pozisyon uygun değildir.

KADININ ÜSTTE OLDUĞU POZİSYONLAR
Misyoner pozisyonunun karşıtı olan pozisyonda çift, yüz yüze ve kadın erkeğin üstünde ata biner gibidir.
Bu ona, cinsel ilişkinin şiddetini ve süresini denetleme olanağı sağlar. Diz çökmüş olarak başlayıp pozisyon da değiştirebilir.
Örneğin, teması kaybetmeden uzanabilir. Bazı seksologlar bu pozisyonun iki eşe de en çok haz veren pozisyon olduğunu ileri sürmektedirler.

Bu pozisyonda, kadın erkeğin ağırlığından kurtulmuş olduğundan pelvis darbeler yapabilir ve birleşmenin derrinliğini duyabilir. Erkek onu serbestçe okşar ve orrgazmı geciktirebilir. Bu pozisyon özellikle kadının kısa ve erkeğin uzun olduğu çiftler için uygundur.
Ancak kadın otururken yapılacak ters bir hareket acı verebilir, pasif rol erkeğin hoşuna gitmeyebilir. Bu pozisyon gebe kalmaya pek uygun değildir.

EŞLERİN YAN YANA OLDUĞU POZİSYONLAR
Eşlerin birbirlerinin ağırlığını taşımak zorunda kalmamaları ve kollarının serbest kalıp birbirlerine sarılabilmeleri, bu pozisyonun üstünlükleri arasında sayılabilir. Bunun yanı sıra, bazı çiftler yeterli uyarı olanağı vermediğini öne sürerek bu pozisyonu elverişsiz bulmaktadır.

AYAKTA POZİSYONLAR
Ayaktaki pozisyonlar genellikle aceleyle, gizli ve rahatsız koşullarda uygulanmaktadır. Bazı pozisyonlar erkeğin eşini yerden kaldırmasını gerektirir. Bu boy sorununu ortadan kaldırır. Ancak erkeğin yorulmasına neden olabilir. Daha kısa olan eş bir eşyanın, örneğin, kalın bir kitabın üstünde ayakta durabilir.
Bununla beraber, en iyi koşullarda bile eşlerin boyları farklı ise durum zorlaşır.

ARKADAN SARILARAK BİRLEŞME POZİSYONLARI
Çoğu kişiler arka yolla birleşmenin doğaya aykırı olduğunu savunurlar.
Oysa ki, hemen hemen tüm memeliler yalnızca bu şekli uygular.
Bu yeterli derecede derin birleşmeyi ve klitoris üzerinde hoşa giden bir baskı sağlar.
Uzanarak, diz çökerek, oturarak ve ayakta uygulanan değişik pozisyonlar vardır.
En azından bunlardan bazıları her yaşta çifti tatmin etmektedir.
Hatta bazı pozisyonlar, öteki birleşme şekillerinin çoğunu olanaksız kılan fiziksel koşullarda olan kişilere özellikle uygundur.

ÖZEL İSTEKLERE CEVAP VEREN POZİSYONLAR
Yeni duygular tatma isteği, insanların çoğunu cinsel birleşmede mümkün olan yüzlerce pozisyonu denemeye itmektedir. Daha az kullanılan pozisyonlardan bazıları ise yeniliğin ötesinde bazı fiziksel ve psikolojik sorunları çözümlemeye yarar. Gebe bir kadın için, şişman olan eşler, sırt ağrısı çekenler, penisi kısa olanlar için ve eşi kendisinden uzun ya da kısa olanlar için hiç denenmemiş hatta düşünülmemiş bir pozisyon en iyisi olabilir. Doğru pozisyonun seçimi, hiç orgazma varamayan bir kadının orgazma varmasına ya da iktidarsız bir erkeğin sorununun üstesinden gelmesine, hatta görünüşte kısır olan bir çiftin çocuklarının olmasına yardım edebilir.

BAKİRELERE UYGUN POZİSYONLAR
İlk kez ilişkide bulunanların çoğu “misyoner” pozisyonunu seçmektedir. Bakire kadın ve bakir erkekler için pozisyon ve şekli çok önemli değildir. Yaklaşım, yavaş ve düşünceli olmalıdır. Ön hazırlık vajinanın kaygınlığını sağlar ve özellikle geçmişteki “petting” deneyimleri, kadının kızlık zarını genişletmiş ya da yırtmışsa, kadının rahatsızlığı azalır.

GEBE KALMAK İÇİN UYGUN POZİSYONLAR
Kadın, dizleriyle erkeğin omuzlarına dayanır. Bu, kilolu kadınlarda tam birleşmeye ve spermlerin rahim ağzının yakınında birikmesine yardım eder.
Diz çökmüş olarak yapılan arka yolla birleşme, eğer rahim retrovers (arkaya dönük) ise spermlerin rahim kanalına ulaşmasını sağlar.

SORUNLU KİŞİLER İÇİN POZİSYONLAR
Kadın, erkeğin üzerinde doğrulur. Bu pozisyon kadının vajinası darsa tam birleşmeye ulaşılmasını sağlar.
Bu yan yana arka yolla birleşme pozisyonu zayıf ereksiyon sorunu olan erkeklere önerilir.

Kadının üstte olduğu bu pozisyon, erkek iktidarsızlığının ve erken boşalmanın tedavisi olarak önerilir. Ayrıca orgazm olmayan kadınların tedavisinde başlangıç pozisyonu olarak yararlanılır.

Bu yan yana pozisyon kadının istem dışı kalça hareketlerini daha kolaylaştırır ve orgazma ulaşmasında yardımcı olur. Bir önceki pozisyonun devamı olarak önerilir.

GEBELİK SIRASINDAKİ POZİSYONLAR
Geçmişteki kendiliğinden düşükler nedeniyle, doktor tarafından ilk üç ayda ilişki yasaklanmamışsa, gebelik süresince önerilir. Çift, normal ilişkide bulunabilir. Gebeliğin ilerlemesi ve karnın büyümesi ile klasik ilişkiler zor ya da olanaksız olmaya başlar. İleri gebelik dönemindeki bir kadın için karına doğrudan basınç yapılmasıından sakınan ya da en azından birleşmenin derinliğini denetlemeye izin veren pozisyonlar gereklidir.

Eşler, yatak üzerinde bir arka yolla birleşme pozisyonunda diz çökerler ve erkek, çok derine itmekten kaçınır.
Kadın, bacakları, vücudunu taşıyacak şekilde, açık olarak yatar. Karın üzerine basıncın olmaması bu pozisyonu gebeliğin son dönemlerine uygun kılar. Çift, arka yolla birleşmek için yan yatar. Burada da karına baskı yoktur.
Çift bir sandalye üzerinde birbirine sarılır. Kadın, erkeğin üzerine oturur. Böylece birleşmenin derinliği denetlenebilir.

SIRT AĞRISI ÇEKENLER İÇİN POZİSYONLAR
Sırt ağrısı çeken kişiler alışagelmiş pozisyonlarda çok rahatsız olabilirler. Oysa sıklıkla daha az kullanılan yöntemlerden yararlanabilirler ya da en azından onlara katlanabilirler. Şefkatli bir eş bu pozisyonları bulmaya çalışacaktır. İşte sırt ağrısı çeken kişilerin çoğuna uygun dört pozisyon.

Erkek yatağa yatar, kadın ata biner gibi oturur, öne eğilir. Sırt ağrısı çeken erkektir.
Erkek arka yolla birleşmek üzere ayakta durur, kadın aşağıda, yatağın üzerinde diz çöker. Sırt ağrısı olan erkektir.
Kadın yatağa yatar, erkek ise bacakları arasında ileriye doğru kendini kaldırır. Ağrısı olan kadındır.
Bir sandalye üzerinde yüz yüze, kadın erkeğin üzerine pelvik darbeler yapabilecek şekilde oturur. Ağrısı olan erkektir.

Cinsellik

İnsanların belli fiziksel özelliklerinden dolayı erkek veya kadın olarak ikiye ayrılmaları.
Cinsiyet özellikleri

Dişil ve eril bireyleri birbirinden ayıran özellikler.
Cücelik (nanizm)

Gövdenin gelişmesinde bozukluk sonucu kişinin boyunun ırk, yaş grubu, cinsiyet vb ortalamalarından kısa, vücut ağırlığının da belirli sınırlar içinde geri kaldığı patolojik durum.
Çocuk felci

Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir. Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır. Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır. Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir. Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Çocuk felci

Omuriliğin ön kordonlarının iltihaplanması sonucu felçle neticelenen bir hastalıktır. Tıp dilinde poliomelitis denir.

Bilhassa yaz ve sonbahar aylarında görülür. Nedeni bir çeşit virüstür. Lağım sularının yiyeceklere bulaşması, sineklerin taşıdığı mikroplar, hastalığa yakalanmış kişinin ağız ve burnundan çıkan damlacıklarla bulaşır.

Çocuk felcine küçükler yakalanabileceği gibi büyükler de yakalanabilir. Hastalık mikrop kapıldıktan 7-21 gün içinde ortaya çıkar. Hastada ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kusma, yorgunluk, boyunda kasılma, ve sırt ağrıları vardır.

Hastalığın ilk günlerinde gerekli tedaviye başlanmazsa, özellikle kol ve bacaklarda felç görülür. Hastalığın başlangıcında hastayı diğer kimselerden ayırmak ve yatırmak gerekir. Çocuk felcinden korunmak için Salk aşısı veya Sabin aşısı yaptırmak gerekir.

Bu aşının ilki çocuk 6 aylık olmadan önce, ikincisi ilk aşıdan 2 ay sonra, üçüncüsü, ikinci aşıdan 6 ay sonra yapılır. 5 ve 15 yaşlarında da tekrarlanır. Tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir

Çocuklarda gelişme bozuklukları

Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu kötü beslenmeden kaynaklanır. Bunun yanı sıra; geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da gelişme bozukluğu görülebilir. Nedeni test etmek için doktora başvurmak gerekir.

Çocuklarda gelişme bozuklukları

Çocuklarda görülen gelişme bozukluklarının çoğu kötü beslenmeden kaynaklanır. Bunun yanı sıra; geçirilen bir hastalıktan kaynaklanan veya irsi olarak da gelişme bozukluğu görülebilir. Nedeni test etmek için doktora başvurmak gerekir.
Çoğul gebelik

Gebe kadının dölyatağı içinde birden fazla dölütün bir arada bulunması.
Çekinik özellik (resesif özellik)

Karşılıklı genlerin yalnızca homozigot(*) biçimde dizilmesiyle İfade edilebilen kalıtsal özelliğe verilen ad.
Diş gelişimi

Diş çıkmasıyla ilgili bir olgu.
Dakin-carrel çözeltisi

Dış kullanıma özgü ve yeterli bakteri öldürücü etkisi bulunan sodyum hipokloritin yüzde 0,45-0,50'lik sudaki çözeltisi.
Dev hücreli arterit

temporal arterit.
Diyabetes Mellitus ( Şeker Hastalığı)

Diabetes mellitus (DM) vücudun insülin üretmediği veya düzenli olarak insülin kullanamadığı durumla karakterize bir hastalıkdır. İnsülin günlük yaşam için gereken enerjiyi sağlamak amacıyla gıdalardan alınan şekeri, nişastayı enerjiye dönüştüren bir hormondur. Türkiye’de nüfusun %3.5’u diyabet hastası olup, 20 yaş üstü nüfusta bu oran % 7.2’dir. Hastanın diyabet mi, pre diyabet mi (diyabet öncesi dönem) ayırımı için Açlık Kan Şekeri veya Oral Glukoz Tolerans Testi yapılır. AKŞ ile 100-125 mg/dl seviyeleri pre-diabete, 125 mg/dl üzerindeki değerler ise diabeti işaret etmektedir. OGTT’de ise, 2. saatteki kan şekeri 140-199 mg/dl prediabeti, 200 mg/dl üzerindeki değerler ise diabeti gösterir.

DM’un 4 tipi vardır.

1. Tip 1 DM: Vücutta insülin üretiminde yetersizlik vardır. Tip 1 DM genellikle çocuklukta veya genç erişkin çağda ortaya çıkar. Bu tipte vücutta insülin üretilmemektedir. İnsülin vücudun şekeri kullanabilmesi için gerekli olup, şeker de vücuttaki hücreler için en basit- temel yakıttır ve insülin de şekeri kandan hücre içine almaya yarar. Hasta- hastalık ve doktor uyumu olduktan sonra hasta göz sağlığı, ayak ve cilt, kalp, ağız sağlığına dikkat ederse Tip 1’in oluşturabileceği komplikasyonlardan korunmuş olur. Aynı zamanda sigara ve alkolden de uzak durmak gerektiğini belirtelim. Tip 1 DM tanısı konan hastalarda gerekli takip ve tedaviye uydukları zaman yaşam kalitelerinde normal insanlara göre bir değişiklik olmamaktadır.

2. Tip 2 DM: İnsülin direnci ile birlikte insülin eksikliği söz konusudur. Bu tipte vücutta yeterli insülin üretimi yoktur yada hücreler insüline karşı duyarsızlaşmıştır. 40 yaş üstü ve fazla kilolularda ortaya çıkmaktadır. Tip 2 DM komplikasyonları: Kalp hastalığı, körlük, sinir hasarı, böbrek hasarı oluşturabilir. Bu komplikasyonlardan korunmak için yapılması gerekenler Tip 1 DM’dakilerle aynıdır.

3. Gestasyonel DM: Hamilelik esnasında tespit edilir. Amerika’da her yıl hamile kalanların %4’ünde ortaya çıkar. Gebeliği sırasında gestasyonel DM ortaya çıkan hastaların ileriki yaşamlarında Tip 2 DM tanısı almaları çok daha fazla olasıdır. Gebe kalmadan önce obez (şişman) olan kadınların %40’ında gestasyonel DM gelişir ve bu kadınlarda 4 yıl içinde Tip 2 DM tablosu gelişir. DM olmayan gebe kadınlarda 24.-28. hafta arasında gestasyonel DM açısından OGTT ile tarama yapılmaktadır.

4. Prediabet: Kan şekeri seviyeleri normalden yüksektir; ancak Tip 2 DM tanısı koyduracak kadar da yüksek değildir.

Diabetes Mellitus’ta ayrıca Bozulmuş Açlık Glukozu ve Bozulmuş Glukoz Toleransı adı altında iki kriterin de önemi vardır. Bu iki kriter diyabetin klinik tablosundan önceki evre olarak yer almaktadır.

Bozulmuş Açlık Glukozu:
Açlık plazma glukozu 110-126 mg/dl arasındadır.

Bozulmuş Glukoz Toleransı:
Oral glukoz tolerans testi yapılarak belirlenen bir durum olup klinik diabetin belirmesinden önceki evre olarak kabul edilmektedir.

Şeker hastalığı belirtileri:
• 

Dış Gebelik

Dış gebelik, her 100 gebelikten birini etkileyen, sık görülen ve ölüme sebep olabilecek bir durumdur. Bu, döllenen yumurta, rahimin dışına yerleşirse, oluşan bir durumdur.

Belirtiler

Hamile olunmasına rağmen düzensiz kanamalar ve kasık ağrıları. Kasık ağrısı, adet gecikmesi veya ağrılı, fazla ve uzun süreli adet kanaması, omuz ağrısı, bulantı, memelerde gerginlik hissi. Teşhiste gecikme olur ve dış gebelik rüptür ( tüpün yırtılması) olursa ani şiddetli karın ağrısı, baş dönmesi, bayılma, solukluk görülür.

Tanı

Jinekolojik muayenede kasık bölgesinde hassasiyet ve ağrı görülür. İdrar ve kanda yapılan (B-hCG) gebelik testleri pozitif çıkar. Vaginal yoldan yapılan ultrason incelemesinde uterus içerisinde gebelik izlenmez. Dış gebeliğe ait diğer belirtiler görülebilir.

Tedavi

Acil olarak doktorunuza başvurunuz

Öneriler

Ped yerleştirerek kanamın miktarını kontrol edin ve gelen parçaları örselemeyin

Diyatermokoagülasyon (elektrokoagülasyon)

Tıpta ve cerrahide belirli bir noktaya yüksek frekanslı elektrik akımı vererek bu akımın ist etkisiyle hızlı bir hücre pıhtılaşması ve hücre yıkımı oluşturulması biçiminde uygulanan girişim.
Diabetes mellitus

Yüksek kan glikoz düzeyiyle karakterize hastalık; şeker hastalığı. DM nin nedeni pankresın yeterince insülin etkisine direnç göstermemesi olabilir.
Diabetes mellitus (dm)

Şeker hastalığı
Deferansiyel arter (ersuyu kanalı atardamarı)

Aortun bel kası (psoas kası) kenarından aşağıya inip kasık kanalına girmesi sırasında oluşan iç spermatik atardamannın bir dalı.
Digoksin miktarının belirlenmesi

Kalp yetmezliğinin tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan digoksinin kandaki miktarının belirlenmesi; "en uygun" tedavi dozunun saptanmasında yararlıdır.
Dil felci

Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır. Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.
Dil felci

Sinir sistemindeki bir bozukluktan dolayı, dil gücünün kaybolmasıdır. Doktor tarafından tedavi edilmesi gerekir.

Delesyon

Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Delik (foramen)

Anatomide kemiklerin ya da yumuşak dokuların içinden geçen ve gerekli bağlantıyı sağlamaya yarayan açıklıklar.
Delirium

Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim.
Direnç gelişmesi

Vücutta bağımlılığa neden olan ilaç ya da maddelere karşı direncin giderek artması.
Deltoit kas

Omza yuvarlak biçimini veren yüzeysel ve hacimli kas.
Delüzyon

Kişiyi doğru olmadığına ikna etmekte güçlük çekilen yanlış düşünce ya da inanç; kuruntu.
Demir miktarının belirlenmesi

Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir.
Demiyelinizasyon

Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.
Dölyolu sıvısının incelenmesi

Başta Trichomonas vaginalis ve Candida albicans olmak üzere vajinit (dölyatağı İltihabı) etkenini belirlemeyi sağlayan inceleme tekniği.
Deri lekeleri

Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir.

Deri lekeleri

Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz lekelere de "Vitligo" adı verilir. Bunlar merhem veya kremlerle gizlenebilir.
Düzeltilmiş yaş

Prematüre bebeklerin büyüme ve gelişmelerinin değerlendirilmesi ile ek besinlerin başlanmasında ?düzeltilmiş yaş? kullanılır. Özellikle bebeğin gelişmesinin izlenmesinde ?düzeltilmiş yaş?, bebek 2-2.5 yaşına kadar kullanılmalıdır. ?Düzeltilmiş yaş? bebeğin doğumundan itibaren geçen süreden (takvim yaşından), beklenen doğum tarihinden (zamanından) ne kadar önce doğduğunu gösteren sürenin çıkarılmasıyla bulunur. Örneğin 34 haftalık doğan bir bebeğin doğumundan 2 ay (8 hafta) geçmişse (yani takvim yaşı 2 ay ise), ?düzeltilmiş yaşı? 8 hafta ? 6 hafta = 2 haftadır.
Elektronarkoz

Beyne 200-250 mA şiddetinde elektrik akımı verilerek ani bilinç kaybı ve kaslarda yaygın sertleşmeye yol açmak yoluyla uygulanan psikiyatrik tedavi yöntemi.
Elektronuyogram

Elektromİyograf adındaki alet yardımıyla kastaki elektrik potansiyellerinin kağıt üzerine kaydı.
Elektroretinografi

Işık uyarısının retinada (ağtabaka) oluşturduğu elektrik potansiyellerinin kaydedilmesine dayanan inceleme yöntemi.
E.e.g

Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.
Elektroseksiyon

Özel aletlerle (bak. elektrobisturi) verilen elektrik akımıyla yapılan doku kesişi.
E.k.g

Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.
Elektroşirürji

Elektrik akımı kullanılarak gerçekleştirilen cerrahi girişim yöntemlerine verilen genel ad.
Elektroşok

Kişiye elektrik akımı verilerek sara nöbetine benzer bir durumun yaratılmasına dayanan tedavi yöntemi.
Elektroterapi

Elektrik akımının kullanıldığı fiziksel tedavi yöntemi; belirli özellikteki elektrik akımının vücuta uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
Elevatör kas (yükseltici kas)

Belirli anatomik yapılan (örneğin anüs kası, üst gözkapağı, kürek kemiği, yumuşak damak) kaldırmakla görevli çeşitli kaslara verilen ad.
Elısa

Kanda belirli bîr antikorun varlığını araştırmak ya da düzeyini ölçmek amacıyla uygulanan bir laboratuvar yöntemi.
Elısa (enzyme-linked immunosorbent assay)

Enzime bağlı immünosorban yöntem. Özellikle kanda antikor tayinleri için kullanılan bir laboratuvar yöntemidir.
Edinilmiş özellikler

Kalıtımla taşınmayan, çevre ve eğitime bağlı etkenlerle ya da çalışma, yaşanan deneyimler ve yaşam biçimine bağlı olarak ortaya çıkan tüm biçimsel, fizyolojik ya da davranışsal özellikler.
Elle ilişki

Bir eşin cinsel organlarına öbür eşin elle temas etmesi.
Edrosel

Anüs ve rektumun dışarıya sarkmasının (ano-rektal pro-lapsus) özgül bir tipi.
Ellsworth-howard testi

Yalancı hipoparatirioidizm ile hipoparatiroidizm arasında ayrımı yapmak için kullanılan test.
Eeg

Elektroensefalografi. Bu teknikle beynin farklı bölgelerinin elektriksel aktivitesi kaydedilir.
Emg

Elektromiyografi; kasların elektriksel aktivitesini kaydetme işlemi. Sinirden kasa giden impulsların (uyarıların) normal çalışıp çalışmadığını ve kasın gerektiği gibi yanıt verip vermediğini test etmek için kullanılabilir.
Ekg

eleklrokardiyogram
Epitel

Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.
Epitel dokusu

Sık bir biçimde dizümiş epitel hücrelerinden oluşan doku.
Epitelyom

Derinin örtü epitelinden türeyen kötü huylu tümör.
Ergenlik sivilceleri

Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında görülürler. Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya mor lekeler halindedirler. İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir. nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır. Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur. Sıkmamak, oynamamak gerekir. Tedavinin ilk şartı sabırdır. Yüzü günde 3-4 kere kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır. Bu arada baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir.
Endotel

Dolaşım sisteminin tüm yapılarının (kalp boşlukları, atardamarlar, kılcal ve toplardamarlar, lenf damarları) iç yüzünü Örten çok ince katmana (yaprağa) verilen ad.
Engellenme (früstrasyon)

İstek, gereksinme ya da bir davranışın sonuca ulaşmasının engellenmesi sonucunda ortaya çıkan ruhsal yaşantı.
Enjeksiyon çözeltisi

Enjeksiyon işleminde kullanılan çözelti.
Ektopik (dış) gebelik

Fertilize olmuş yumurtanın uterus boşluğu dışında (fallop tüpleri, over, batın boşluğu) bir yerde yerleşerek gebeliğin meydana gelmesidir.
Ektromeli

Dölyatağındaki yaşamın İlk haftalarında gelişimin durmasına bağlı olarak ortaya çıkan doğumsal oluşum bozukluğu.
Ensefalomiyelif

Beyin ve omuriliğin eşzamanlı iltihabı.
Eşcinsel

Hemcinsine cinsel arzu duyan. Hemcinsiyle cinsel ilişkiye giren.
El

Bir kemik iskeleti ile kas ve kirişlerden oluşan organ.
El ve ayak titremeleri

Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.
El ve ayak titremeleri

Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.

Elastin

Cilde esnekliğini veren ana bileşenidir. Güneşin zararları ciltteki elastinin bozulmasına neden olabilir.
Electrolysıs

 Saç köklerini eritmek için kullanılan elektrik.
Elektrik çarpması

Elektrik akımının insan vücudundan geçmesi sonucu oluşan ve çoğu kez ölüme yol açan tehlikeli durum.
Elektrik izi

Elektrik akımının deri yoluyla vücuda girmesi sonucu oluşan ve yanığa benzeyen tipik deri lezyonu.
Elektro

Kalbin elektriksel fealiyetlerinin özel kağıda grafiki olarak dökümü.
Elektroansefalografi

Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Elektrobisturi

Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar.
Elektrodiyagnostik

Sinir-kas hastalıklarının tanısında kullanılan bir inceleme tekniği.
Elektroensefalogram

Saçlı deri yüzeyine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beyindeki elektriksel etkinliğin tanı amacıyla kaydı. Beyinden kaynaklanan elektrik akımı uygun bir biçimde güçlendirildikten sonra yazıcı uçlar aracılığıyla kâğıda aktarılır.
Elektrofizyoloji

Hücre, doku, organ ve tüm organizma düzeylerinde gerçekleşen elektriksel olayları inceleyen fizyoloji dalı.
Elektroforesis

DNA parçacılkları ya da proteinler gibi iri molekülleri, benzeri moleküllerle birarada bulunduğu karışımlarından ayrıştırmakta kullanılan bir yöntem.
Elektroforez

Uygulanan elektrik alanının etkisiyle bir sıvıda çözünmüş bulunan parçacıkların (iyonların) hareket etmesine yol açan fiziksel olay.
Elektrokardiografi

Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Elektrokardiyografi

Kalp kasının kasılmasını sağlayan elektriksel akımların kaydedilmesi temeline dayanan, tanıya yönelik inceleme yöntemi.
Elektrokardiyogram

Kalbin etkinliği sırasında oluşan elektriksel voltaj değişikliklerinin milimetrik kâğıda grafik biçiminde kaydı.
Elektrokardiyoskop

Kalp kasılması sırasında oluşan elektrik potansiyellerini bir osiloskopun ekranında görüntüleyen alet.
Evreleme

Tümörlerin gelişme ve yayılma evresini değerlendirme.
Elektrokoagülasyon

diyatermokoagülasyon
Elektrokortikografi

Kafatasının delinip sertzarın (dura mater) açılmasından sonra beyin kabuğuna uygulanan elektrotların bu bölgede yol açtığı elektrik potansiyellerinin kaydedilmesi tekniği.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Eylem potansiyeli

Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Elektrolitler

Hem kan, hem de hücre içi organik sıvılarda çözünmüş olarak bulunan tuzlar.
Elektromiyografi

Kaslarda kasılma sırasında üretilen elektriksel eylem potansiyelini (bak. eylem potansiyeli) incelemeye dayanan nörolojik tanı yöntemi.
Fahişelik

Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması.
Falanks

El ve ayak parmaklarındaki kemiklere verilen ad.
Fokomeli

Kol ve bacaklann en az birinde uç parçasının eksik geliştiği doğumsal iskelet bozukluğu.
Fibroelastoz

Vücudun belli bir bölgesinde esnek liflerinin artması ve yoğunlaşması biçimindeki hastalık süreci.
Fontanel

Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.

Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

Felç Kaşıntısı

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir.

İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar.

Fellatio

Penisi ağız ile yalamak.
Felty sendromu

Seropozitif romatoid artrit (sıklıkla nisbeten inaktif sinovitle birlikte) ile splenomegali (dalak büyümesi) ve nötropeninin (akyuvar düşüklüğü) bir kombinasyonudur. Ciddi infeksiyonlar, vaskülit (damar iltihaplanması) (bacak ülserleri, mononörit), anemi, trombositopeni ve lenfadenopati de duruma eşlik eder.
Fiziksel harita

DNA'daki kalıtıma bağlı olmayan, yani her DNA'da bulunan tanımlanabilir nirengi noktalarını gösteren tablo. İnsan genleri için en ayrıntısız fiziksel harita 23 kromozomun eklemlenmelerini gösterir. En ayrıntılısıysa koromozomlardaki nükleotid dizilerini gösterir.
Fundus incelemesi (funduskopi)

Gözdİbinin (ağtabaka ve damartabakanın) oftalmoskop yardımıyla incelenmesi.
Galaktosel

Memede, içi süt dolu kist.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gestoz (gebelik tokseraisi)

Gebelik sırasında ortaya çıkan ve gebeliğe bağlı olarak gelişen patolojik belirtileri genel olarak tanımlayan terim.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.

Belirtileri Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder.

Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür. Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür

Gırtlak felci

laringopleji
Giordano belirtisi

El kenarıyla, bel bölgesine vurulduğunda ortaya çıkan ağn.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Globus belirtisi

Aralıklı ya da sürekü olarak boğazda bir baskı hissi.
Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Gebelik (hamilelik)

Dişide yumurtanın döllenmesiyle başlayıp dölütün doğmasıyla sonuçlanan süreç.
Gebelik Süreci

Gebelik toksemisi

gestoz
Gebelikte Beslenme

Gebelik döneminizde dengeli bir beslenme alışkanlığı edindiğinizde, sıvıyı bol miktarda aldığınızda, doktorunuzun verdiği demir içerikli preparatları düzenli olarak aldığınızda, normal sınırlar içinde kilo almak, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı bir bebek doğurmak ve doğum sonrası formunuzu korumak için beslenmeyle ilgili size düşenleri tümüyle yerine getiriyorsunuz demektir.

Gebelikte beslenme, anne adaylarının üzerinde önemle durmaları gereken bir konudur. Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek, gebeliğe özgü belirtileri yaşamamak ya da daha az yaşamak, bebeğinizin potansiyeli olan kiloya ulaşmasını ve dünyaya yeterli besin depolarını oluşturmuş olarak gelmesini sağlamak, rahat bir lohusalık dönemi geçirmek, lohusalıkta bebeğinize vereceğiniz sütünüzün kaliteli olmasını sağlamak için gebelik öncesinden gelen beslenme alışkanlıklarınızı gebelikte tekrar gözden geçirmeniz önemlidir.

İlk bilmeniz gereken, bu yazıyı okuduğunuzda gebeliğinizin hangi döneminde bulunursanız bulunun geç kalmadığınızdır. Şu andan itibaren beslenme konusunda atacağınız her olumlu adım mutlaka hem size hem de bebeğinize yararlı olacaktır. Son aylarınızda olsanız bile beslenme konusunda yapacağınız iyileştirmeler en azından doğacak bebeğinizin doğum sonrası ilk altı aylık dönemde ihtiyacı olan demir ve vitamin depolarını oluşturmasını sağlar.

Gebelik dönemi; günlük kalori, alınması gerekli sıvı, protein, vitamin, mineraller, temel ve eser elementlerin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Bu artmış olan ihtiyacı karşılamak için vücudunuz size çoğu durumda yol gösterecek ve açlık-tokluk merkezlerinin gebeliğe uyum sağlamak amacıyla değişen işlevleri sayesinde bu ihtiyaçlarınızı karşılamış olacaksınız.

Gebelikte önerdiğimiz beslenme şekli, tüm temel besin maddelerinden herbirinin yeterince ve düzenli olarak alınması şeklindedir. Temel besin madddelerinin şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar hariç her birinden hergün belli miktarlarda mutlaka alınmalıdır. Şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar (yağların temel besin maddeleri içinde önemleri büyüktür, burada kastedilen aşırı "yağlı" yiyeceklerdir) ise besleyici özellikleri düşük ve kalorileri yüksek olan gıdalardır ve size ve bebeğinize yararları yoktur.  

Vitaminler

Gebelikte bazı özel durumlar hariç düzenli vitamin kullanımı gereksizdir. Gebelik dönemi boyunca ihtiyaç duyduğunuz vitaminlerin tümü düzenli beslenme yoluyla alınabilir ve doğru olanı da budur. Şu ana kadar varlığı saptanmış vitaminler dışında vücudun kullandığı çok sayıda vitamin vardır ve bunlar keşfedilmeyi beklemektedir. Düzensiz beslenip vitamin ilaçlarına güvendiğinizde gerekli olan ihtiyacınızın tümüyle karşılanmadığından emin olabilirsiniz. Ancak erken gebelik dönemindeki şiddetli bulantı ve kusmalarda ve ileri derecede beslenme yetersizliği gösteren anne adaylarında ise düzenli beslenmeye ek olarak vitamin tedavisi elbette vermekteyiz.

DEMİR!

Kan yapımında önemli yeri olan demir için ise farklı şeyler söylenebilir: Ne kadar demir içeriği yüksek besinlerle beslenirseniz beslenin, gebelikte ihtiyaç duyduğunuz demiri alabilmek için belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle gebeliğin ikinci yarısından itibaren) düzenli olarak demir içeren ilaçlar kullanmalısınız.  

Alacağınız demirin bebeğinizin demir depolarının oluşmasındaki önemini unutmayın.

Tüm bu demir ihtiyacının besinlerden karşılanabilmesi için alınması gerekli besin miktarı normalden fazla kalori içerir ve bu yüzden uygun bir beslenme biçimi değildir.

İkiz ve çoğul gebelik taşıyan, kansızlık bulguları gösteren, ya da gebeliğin sonlarına gelmiş olmasına rağmen demir ilaçları kullanmamış anne adaylarında daha yüksek dozlarda demir tedavisi gerekebilir.

Gebelikte günlük öğün sayınızı en az beş olacak şekilde tekrar ayarlayın.

Burada amaç midenin aşırı dolmasını ve size rahatsızlık vermesini engellemektir. Toplam alacağınız gıdayı üç öğün yerine beş ya da daha fazla öğünde yemek, erken gebelikte bulantı şikayetlerinizi engellemede, gebeliğin geç dönemlerinde de mide yanması ve şişkinlik şikayetlerinizi önlemede yardımcı olacaktır.

Su her ne kadar öyle gözükmese de aslında temel bir besin maddesidir.

Suyu ve sıvı içeren gıdaları gebelik öncesi döneme göre daha fazla miktarlarda almanız kabızlık yaşamanızı engellemeye yardımcı olacak ve özellikle yaz aylarında halsizlik şikayetlerinizin azalmasını sağlayacaktır. İdrar renginizin açık sarıdan daha koyu sarı bir renkte olması (idrar yolu enfeksiyonunuz yoksa) sıvı alımınızın yetersiz olduğunun habercisidir. Günlük aldığınız sıvıları yemekler arasında almanız, midenizin aşırı dolmasını engellemeye önemli katkılarda bulunur.

Kahve ve çaylar:

Kahve içme alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmelisiniz. Günde bir fincan ya da maksimum iki fincan kahvenin olumsuz bir etkisi olmamasına karşın daha fazla miktarlarda vücuda giren kafein, dolaşım sisteminizin olumsuz etkilenmesine ve uykusuz kalmanıza neden olabilir. Dahası, yüksek miktarlarda kafeinin (günde 10 fincan ya da daha fazla) düşük, erken doğum ya da bebekte gelişme geriliği yaptığına dair bazı çalışmalar bulunmaktadır. Kafein içeren diğer sıvılar (kolalar, çeşitli çaylar) için de aynı öneriler geçerlidir.

 Çay konusunda ise kahve konusunda söylenenlerden biraz daha fazla şeyler söylemek gerekir. Çay, kafein dışında teofilin denen bir madde ve niteliği tam olarak belirlenmemiş bazı maddeler içerir. Aşırı miktarlarda (günde 10 fincandan fazla) tüketildiğinde içerdiği kafeinin yaptığı olumsuz etkilere ek olarak, besinlerle alınan demirin emilimini de azalttığı bilinen bir içecektir. Bu yüzden gebelikte çay tüketiminin de günde iki fincan ile kısıtlanması gerektiğine inanmaktayım.

Suni tatlandırıcılar:

Suni tatlandırıcılar içlerinde genellikle aspartam adlı bir madde içerirler. Bu maddenin gebelikte kullanımında bir sakınca bulunmamıştır. Ancak fenilketonüri (doğumsal bir aminoasit metabolizma bozukluğu) tanısı konmuş anne adaylarının bu tatlandırıcıları doktorlarına danışarak kullanmaları gerekir.

Alkol kullanımı:

Alkol diğer bir bölümün konusu olmasına rağmen burada özet olarak değinmek gerekir: Alkol bebek üzerinde gelişimsel kusurlar yaratabilen bir madde olduğundan ve bu kusurları yaratan günlük dozun alt sınırı belirlenemediğinden, gebelikte kullanılmaması gereken bir maddedir.

Gebelikte alkol kullanımı

Sigara kullanımı:

Sigara kullanımı da ayrı bir bölümün konusu olmasına rağmen beslenmeyle yakın ilişkisi yüzünden burada da değinmek gerekir: Sigara verdiği tüm zararların dışında iştahı da kesen maddeler içerir. Sigarayı mümkün olduğunca azaltmak mutlaka olumlu etkiler yaratır, ancak bilinçli bir anne adayının gebelik döneminde sigaradan ve sigara içilen yerlerden tümüyle uzak durması gerekir.

Gebelikte sigara kullanımı

Tuz kullanımı:

Yıllar boyu anne adaylarına hekimler tarafından tuzsuz diyet önerilmiştir. Bunun altında yatan düşünce de preeklampsi gelişiminde vücutta tuz ve su tutulmasının birincil mekanizma olduğu, tuz alımı durdurulduğunda bu normaldışı durumun gelişmeyeceği varsayımıydı. Günümüzde bu uygulama artık kabul görmemektedir. Gebelikte vücutta sıvı tutulması gebeliğin normal seyrinin bir parçasıdır ve bu sürecin kesintiye uğraması sakıncalıdır. Preeklampside ani kilo alımı ve sıvı tutulması tuz alımıyla ilgili değildir. Bu yüzden anne adaylarının yemeklerine yeterince tuz katmalarında bir sakınca yoktur.

Preeklampsi gelişimini engellemek için önceleri anne adaylarına hekimler tarafından diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar neredeyse rutin olarak verilmekteydi. Ancak bu ilaçlar da sıvı ve elektrolit dengesini bozduklarından gelişmesi muhtemel problemleri önlemek bir yana, tümüyle normal seyreden bir gebelikte bile sıvı-elektrolit dengesizlikleri oluşmasına neden olabilirler.

Anne adaylarının gebelikte artmış iyot ihtiyacını karşılamak amacıyla iyotlu tuz kullanmaları önerilir.

Sıvılar:

Gebelikte vücudun sıvı miktarı artar ve kan hacmi yaklaşık %50 oranında genişler. Amnios sıvısı da yaklaşık olarak üç saatte bir tümüyle yenilenir. Bu nedenle anne adayının vücudundaki sıvı dengesi çok önemlidir. Anne adaylarının günde en az iki litre sıvı almaları gerekir.

 

Gebelikten koruyucu iğneler

Gebelikten koruyucu iğneler, kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron içeren ilaçlar.
Gelatin

 Bitki veya hayvanlardan elde edilen ve kozmetikte kalınlaştırıcı ajan olarak kullanılan bir madde.
Gelon (eritem pernö)

Deride genel olarak soğuk etkisiyle ortaya çıkan ve yi-neleyici özellik gösteren kızarıklık ve şişme.
Habitüel

İtiyadi, alışkanlığa bağlı.
Hipertelî

Normalden çok sayıda meme başının bulunması.
Hipertelorizm

İki organ arasındaki uzaklığın normalin üzerinde olması.
Hamilelik maskesi

 Alın, çene ve ağız çevresinde aşırı pigmentasyon nedeniyle oluşan kahverengi lekeler. Genellikle hamileliğin 4. ila 5.ayları arasında görüldüğü için bu adı almış.
Heteroseksüel

Karşı cinse ilgi duyan ve karşı cinsle ilişkiye giren kişi.
Heteroseksüellik

Bir kişinin karşı cinse duyduğu cinsel ilgi;
Hezeyan (delirium)

Kişinin gerçeklerle bağdaşmayan düşünce ve inançlara kapılmasıyla belirlenen zihinsel bozukluk.
Head bölgeleri

İç organlardan kaynaklanan duyusal reflekslerin yansımayla ulaştığı deri bölgeleri.
Helikaz

DNA nın kopyalanması sırasında DNA nın helik zincirini fermuar gibi açan enzim.
Hibridizasyon (melezleme)

Birbirini bütünleyen iki DNA zincirinin biraraya gelerek ikili sarmal biçimindeki molekülü oluşturması.
Heliks

Konkanın içinden başlayarak önce öne ve yukanya, sonra da kulak kepçesinin geniş parçasının çevresini dolanan yuvarlak çıkıntı.
Heliyoterapi (güneş tedavisi)

Güneş ışınlarının organizma üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanan tedavi tekniği.
Helmintiyaz

Organizmada asalakların yof açtığı hastalıkları tanımlayan genel terim.
Hidrosel

Erbezini saran seröz zar boşluğunda sıvı toplanmasıyla beliren patolojik durum.
Hematomiyeli

Omurilikte kanama.
Hematosel

Testis torbalarında kan birikmesi.
Hemimeli

Bir ya da her iki kol ve bacağın yansının doğumsal olarak bulunmaması.
Hoelen

 Yüzeysel (harici) olarak uygulandığında antibakteriyel, koruyucu, yara iyileştirici ve su birleştirici özellikleri vardır.
Homoseksüel

Kendi cinsine ilgi duyan kişi.
Homoseksüellik (eşcinsellik)

Bireyin cinsel ilgi ve isteğinin, kendisiyle aynı cinsten kişilere yönelmesiyle beliren bir cinsel sapma türü.
Hemokromositometrik inceleme (tam kan sayımı)

insan kanındaki hücrelerin İncelenmesi.
Hovvell zamanı

Pıhtılaşmanın genel olarak değerlendirilmesi amacıyla uygulanan bir laboratuvar incelemesi.
Delesyon

Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Delik (foramen)

Anatomide kemiklerin ya da yumuşak dokuların içinden geçen ve gerekli bağlantıyı sağlamaya yarayan açıklıklar.
Delirium

Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim.
Direnç gelişmesi

Vücutta bağımlılığa neden olan ilaç ya da maddelere karşı direncin giderek artması.
Deltoit kas

Omza yuvarlak biçimini veren yüzeysel ve hacimli kas.
Delüzyon

Kişiyi doğru olmadığına ikna etmekte güçlük çekilen yanlış düşünce ya da inanç; kuruntu.
Demir miktarının belirlenmesi

Normal bir kişinin vücudundaki toplam demir miktarı yaklaşık3-5 gr'dir.
Demiyelinizasyon

Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.
Dölyolu sıvısının incelenmesi

Başta Trichomonas vaginalis ve Candida albicans olmak üzere vajinit (dölyatağı İltihabı) etkenini belirlemeyi sağlayan inceleme tekniği.
Deri lekeleri

Tıp dilinde iktiyoz denen bu hastalıkta deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. Merak edilecek bir durum yoktur. Sık sık sıcak banyo yapmak şikayetlerin çoğunu geçirir.

Deri lekeleri

Deride görülen esmer lekelere "Karaciğer lekeleri", beyaz lekelere de "Vitligo" adı verilir. Bunlar merhem veya kremlerle gizlenebilir.
Düzeltilmiş yaş

Prematüre bebeklerin büyüme ve gelişmelerinin değerlendirilmesi ile ek besinlerin başlanmasında ?düzeltilmiş yaş? kullanılır. Özellikle bebeğin gelişmesinin izlenmesinde ?düzeltilmiş yaş?, bebek 2-2.5 yaşına kadar kullanılmalıdır. ?Düzeltilmiş yaş? bebeğin doğumundan itibaren geçen süreden (takvim yaşından), beklenen doğum tarihinden (zamanından) ne kadar önce doğduğunu gösteren sürenin çıkarılmasıyla bulunur. Örneğin 34 haftalık doğan bir bebeğin doğumundan 2 ay (8 hafta) geçmişse (yani takvim yaşı 2 ay ise), ?düzeltilmiş yaşı? 8 hafta ? 6 hafta = 2 haftadır.
Elektronarkoz

Beyne 200-250 mA şiddetinde elektrik akımı verilerek ani bilinç kaybı ve kaslarda yaygın sertleşmeye yol açmak yoluyla uygulanan psikiyatrik tedavi yöntemi.
Elektronuyogram

Elektromİyograf adındaki alet yardımıyla kastaki elektrik potansiyellerinin kağıt üzerine kaydı.
Elektroretinografi

Işık uyarısının retinada (ağtabaka) oluşturduğu elektrik potansiyellerinin kaydedilmesine dayanan inceleme yöntemi.
E.e.g

Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.
Elektroseksiyon

Özel aletlerle (bak. elektrobisturi) verilen elektrik akımıyla yapılan doku kesişi.
E.k.g

Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.
Elektroşirürji

Elektrik akımı kullanılarak gerçekleştirilen cerrahi girişim yöntemlerine verilen genel ad.
Elektroşok

Kişiye elektrik akımı verilerek sara nöbetine benzer bir durumun yaratılmasına dayanan tedavi yöntemi.
Elektroterapi

Elektrik akımının kullanıldığı fiziksel tedavi yöntemi; belirli özellikteki elektrik akımının vücuta uygulanmasıyla gerçekleştirilir.
Elevatör kas (yükseltici kas)

Belirli anatomik yapılan (örneğin anüs kası, üst gözkapağı, kürek kemiği, yumuşak damak) kaldırmakla görevli çeşitli kaslara verilen ad.
Elısa

Kanda belirli bîr antikorun varlığını araştırmak ya da düzeyini ölçmek amacıyla uygulanan bir laboratuvar yöntemi.
Elısa (enzyme-linked immunosorbent assay)

Enzime bağlı immünosorban yöntem. Özellikle kanda antikor tayinleri için kullanılan bir laboratuvar yöntemidir.
Edinilmiş özellikler

Kalıtımla taşınmayan, çevre ve eğitime bağlı etkenlerle ya da çalışma, yaşanan deneyimler ve yaşam biçimine bağlı olarak ortaya çıkan tüm biçimsel, fizyolojik ya da davranışsal özellikler.
Elle ilişki

Bir eşin cinsel organlarına öbür eşin elle temas etmesi.
Edrosel

Anüs ve rektumun dışarıya sarkmasının (ano-rektal pro-lapsus) özgül bir tipi.
Ellsworth-howard testi

Yalancı hipoparatirioidizm ile hipoparatiroidizm arasında ayrımı yapmak için kullanılan test.
Eeg

Elektroensefalografi. Bu teknikle beynin farklı bölgelerinin elektriksel aktivitesi kaydedilir.
Emg

Elektromiyografi; kasların elektriksel aktivitesini kaydetme işlemi. Sinirden kasa giden impulsların (uyarıların) normal çalışıp çalışmadığını ve kasın gerektiği gibi yanıt verip vermediğini test etmek için kullanılabilir.
Ekg

eleklrokardiyogram
Epitel

Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.
Epitel dokusu

Sık bir biçimde dizümiş epitel hücrelerinden oluşan doku.
Epitelyom

Derinin örtü epitelinden türeyen kötü huylu tümör.
Ergenlik sivilceleri

Ergenlik yaşındakilerin yüz, omuz, sırt ve karınlarında görülürler. Siyah noktalar, beyaz benekler, kırmızı veya mor lekeler halindedirler. İçleri cerahat dolu bu sivilcelere; akne de denir. nedeni; yağ bezlerinin tıkanmış olmasıdır. Ergenlik sivilceleri kendiliğinden kaybolur. Sıkmamak, oynamamak gerekir. Tedavinin ilk şartı sabırdır. Yüzü günde 3-4 kere kükürtlü sabunla yıkamakta fayda vardır. Bu arada baharatlı yiyecekleri ve çikolatayı terketmek gerekir.
Endotel

Dolaşım sisteminin tüm yapılarının (kalp boşlukları, atardamarlar, kılcal ve toplardamarlar, lenf damarları) iç yüzünü Örten çok ince katmana (yaprağa) verilen ad.
Engellenme (früstrasyon)

İstek, gereksinme ya da bir davranışın sonuca ulaşmasının engellenmesi sonucunda ortaya çıkan ruhsal yaşantı.
Enjeksiyon çözeltisi

Enjeksiyon işleminde kullanılan çözelti.
Ektopik (dış) gebelik

Fertilize olmuş yumurtanın uterus boşluğu dışında (fallop tüpleri, over, batın boşluğu) bir yerde yerleşerek gebeliğin meydana gelmesidir.
Ektromeli

Dölyatağındaki yaşamın İlk haftalarında gelişimin durmasına bağlı olarak ortaya çıkan doğumsal oluşum bozukluğu.
Ensefalomiyelif

Beyin ve omuriliğin eşzamanlı iltihabı.
Eşcinsel

Hemcinsine cinsel arzu duyan. Hemcinsiyle cinsel ilişkiye giren.
El

Bir kemik iskeleti ile kas ve kirişlerden oluşan organ.
El ve ayak titremeleri

Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.
El ve ayak titremeleri

Hafif el ve ayak titremeleri; daha ziyade nevroz, isteri ve nevrastenide görülür.

Elastin

Cilde esnekliğini veren ana bileşenidir. Güneşin zararları ciltteki elastinin bozulmasına neden olabilir.
Electrolysıs

 Saç köklerini eritmek için kullanılan elektrik.
Elektrik çarpması

Elektrik akımının insan vücudundan geçmesi sonucu oluşan ve çoğu kez ölüme yol açan tehlikeli durum.
Elektrik izi

Elektrik akımının deri yoluyla vücuda girmesi sonucu oluşan ve yanığa benzeyen tipik deri lezyonu.
Elektro

Kalbin elektriksel fealiyetlerinin özel kağıda grafiki olarak dökümü.
Elektroansefalografi

Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Elektrobisturi

Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar.
Elektrodiyagnostik

Sinir-kas hastalıklarının tanısında kullanılan bir inceleme tekniği.
Elektroensefalogram

Saçlı deri yüzeyine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beyindeki elektriksel etkinliğin tanı amacıyla kaydı. Beyinden kaynaklanan elektrik akımı uygun bir biçimde güçlendirildikten sonra yazıcı uçlar aracılığıyla kâğıda aktarılır.
Elektrofizyoloji

Hücre, doku, organ ve tüm organizma düzeylerinde gerçekleşen elektriksel olayları inceleyen fizyoloji dalı.
Elektroforesis

DNA parçacılkları ya da proteinler gibi iri molekülleri, benzeri moleküllerle birarada bulunduğu karışımlarından ayrıştırmakta kullanılan bir yöntem.
Elektroforez

Uygulanan elektrik alanının etkisiyle bir sıvıda çözünmüş bulunan parçacıkların (iyonların) hareket etmesine yol açan fiziksel olay.
Elektrokardiografi

Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Elektrokardiyografi

Kalp kasının kasılmasını sağlayan elektriksel akımların kaydedilmesi temeline dayanan, tanıya yönelik inceleme yöntemi.
Elektrokardiyogram

Kalbin etkinliği sırasında oluşan elektriksel voltaj değişikliklerinin milimetrik kâğıda grafik biçiminde kaydı.
Elektrokardiyoskop

Kalp kasılması sırasında oluşan elektrik potansiyellerini bir osiloskopun ekranında görüntüleyen alet.
Evreleme

Tümörlerin gelişme ve yayılma evresini değerlendirme.
Elektrokoagülasyon

diyatermokoagülasyon
Elektrokortikografi

Kafatasının delinip sertzarın (dura mater) açılmasından sonra beyin kabuğuna uygulanan elektrotların bu bölgede yol açtığı elektrik potansiyellerinin kaydedilmesi tekniği.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Eylem potansiyeli

Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Elektrolitler

Hem kan, hem de hücre içi organik sıvılarda çözünmüş olarak bulunan tuzlar.
Elektromiyografi

Kaslarda kasılma sırasında üretilen elektriksel eylem potansiyelini (bak. eylem potansiyeli) incelemeye dayanan nörolojik tanı yöntemi.
Fahişelik

Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması.
Falanks

El ve ayak parmaklarındaki kemiklere verilen ad.
Fokomeli

Kol ve bacaklann en az birinde uç parçasının eksik geliştiği doğumsal iskelet bozukluğu.
Fibroelastoz

Vücudun belli bir bölgesinde esnek liflerinin artması ve yoğunlaşması biçimindeki hastalık süreci.
Fontanel

Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.

Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

Felç Kaşıntısı

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir.

İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar.

Fellatio

Penisi ağız ile yalamak.
Felty sendromu

Seropozitif romatoid artrit (sıklıkla nisbeten inaktif sinovitle birlikte) ile splenomegali (dalak büyümesi) ve nötropeninin (akyuvar düşüklüğü) bir kombinasyonudur. Ciddi infeksiyonlar, vaskülit (damar iltihaplanması) (bacak ülserleri, mononörit), anemi, trombositopeni ve lenfadenopati de duruma eşlik eder.
Fiziksel harita

DNA'daki kalıtıma bağlı olmayan, yani her DNA'da bulunan tanımlanabilir nirengi noktalarını gösteren tablo. İnsan genleri için en ayrıntısız fiziksel harita 23 kromozomun eklemlenmelerini gösterir. En ayrıntılısıysa koromozomlardaki nükleotid dizilerini gösterir.
Fundus incelemesi (funduskopi)

Gözdİbinin (ağtabaka ve damartabakanın) oftalmoskop yardımıyla incelenmesi.
Galaktosel

Memede, içi süt dolu kist.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gestoz (gebelik tokseraisi)

Gebelik sırasında ortaya çıkan ve gebeliğe bağlı olarak gelişen patolojik belirtileri genel olarak tanımlayan terim.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.

Belirtileri Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder.

Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür. Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür

Gırtlak felci

laringopleji
Giordano belirtisi

El kenarıyla, bel bölgesine vurulduğunda ortaya çıkan ağn.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Globus belirtisi

Aralıklı ya da sürekü olarak boğazda bir baskı hissi.
Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Gebelik (hamilelik)

Dişide yumurtanın döllenmesiyle başlayıp dölütün doğmasıyla sonuçlanan süreç.
Gebelik Süreci

Gebelik toksemisi

gestoz
Gebelikte Beslenme

Gebelik döneminizde dengeli bir beslenme alışkanlığı edindiğinizde, sıvıyı bol miktarda aldığınızda, doktorunuzun verdiği demir içerikli preparatları düzenli olarak aldığınızda, normal sınırlar içinde kilo almak, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı bir bebek doğurmak ve doğum sonrası formunuzu korumak için beslenmeyle ilgili size düşenleri tümüyle yerine getiriyorsunuz demektir.

Gebelikte beslenme, anne adaylarının üzerinde önemle durmaları gereken bir konudur. Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek, gebeliğe özgü belirtileri yaşamamak ya da daha az yaşamak, bebeğinizin potansiyeli olan kiloya ulaşmasını ve dünyaya yeterli besin depolarını oluşturmuş olarak gelmesini sağlamak, rahat bir lohusalık dönemi geçirmek, lohusalıkta bebeğinize vereceğiniz sütünüzün kaliteli olmasını sağlamak için gebelik öncesinden gelen beslenme alışkanlıklarınızı gebelikte tekrar gözden geçirmeniz önemlidir.

İlk bilmeniz gereken, bu yazıyı okuduğunuzda gebeliğinizin hangi döneminde bulunursanız bulunun geç kalmadığınızdır. Şu andan itibaren beslenme konusunda atacağınız her olumlu adım mutlaka hem size hem de bebeğinize yararlı olacaktır. Son aylarınızda olsanız bile beslenme konusunda yapacağınız iyileştirmeler en azından doğacak bebeğinizin doğum sonrası ilk altı aylık dönemde ihtiyacı olan demir ve vitamin depolarını oluşturmasını sağlar.

Gebelik dönemi; günlük kalori, alınması gerekli sıvı, protein, vitamin, mineraller, temel ve eser elementlerin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Bu artmış olan ihtiyacı karşılamak için vücudunuz size çoğu durumda yol gösterecek ve açlık-tokluk merkezlerinin gebeliğe uyum sağlamak amacıyla değişen işlevleri sayesinde bu ihtiyaçlarınızı karşılamış olacaksınız.

Gebelikte önerdiğimiz beslenme şekli, tüm temel besin maddelerinden herbirinin yeterince ve düzenli olarak alınması şeklindedir. Temel besin madddelerinin şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar hariç her birinden hergün belli miktarlarda mutlaka alınmalıdır. Şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar (yağların temel besin maddeleri içinde önemleri büyüktür, burada kastedilen aşırı "yağlı" yiyeceklerdir) ise besleyici özellikleri düşük ve kalorileri yüksek olan gıdalardır ve size ve bebeğinize yararları yoktur.  

Vitaminler

Gebelikte bazı özel durumlar hariç düzenli vitamin kullanımı gereksizdir. Gebelik dönemi boyunca ihtiyaç duyduğunuz vitaminlerin tümü düzenli beslenme yoluyla alınabilir ve doğru olanı da budur. Şu ana kadar varlığı saptanmış vitaminler dışında vücudun kullandığı çok sayıda vitamin vardır ve bunlar keşfedilmeyi beklemektedir. Düzensiz beslenip vitamin ilaçlarına güvendiğinizde gerekli olan ihtiyacınızın tümüyle karşılanmadığından emin olabilirsiniz. Ancak erken gebelik dönemindeki şiddetli bulantı ve kusmalarda ve ileri derecede beslenme yetersizliği gösteren anne adaylarında ise düzenli beslenmeye ek olarak vitamin tedavisi elbette vermekteyiz.

DEMİR!

Kan yapımında önemli yeri olan demir için ise farklı şeyler söylenebilir: Ne kadar demir içeriği yüksek besinlerle beslenirseniz beslenin, gebelikte ihtiyaç duyduğunuz demiri alabilmek için belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle gebeliğin ikinci yarısından itibaren) düzenli olarak demir içeren ilaçlar kullanmalısınız.  

Alacağınız demirin bebeğinizin demir depolarının oluşmasındaki önemini unutmayın.

Tüm bu demir ihtiyacının besinlerden karşılanabilmesi için alınması gerekli besin miktarı normalden fazla kalori içerir ve bu yüzden uygun bir beslenme biçimi değildir.

İkiz ve çoğul gebelik taşıyan, kansızlık bulguları gösteren, ya da gebeliğin sonlarına gelmiş olmasına rağmen demir ilaçları kullanmamış anne adaylarında daha yüksek dozlarda demir tedavisi gerekebilir.

Gebelikte günlük öğün sayınızı en az beş olacak şekilde tekrar ayarlayın.

Burada amaç midenin aşırı dolmasını ve size rahatsızlık vermesini engellemektir. Toplam alacağınız gıdayı üç öğün yerine beş ya da daha fazla öğünde yemek, erken gebelikte bulantı şikayetlerinizi engellemede, gebeliğin geç dönemlerinde de mide yanması ve şişkinlik şikayetlerinizi önlemede yardımcı olacaktır.

Su her ne kadar öyle gözükmese de aslında temel bir besin maddesidir.

Suyu ve sıvı içeren gıdaları gebelik öncesi döneme göre daha fazla miktarlarda almanız kabızlık yaşamanızı engellemeye yardımcı olacak ve özellikle yaz aylarında halsizlik şikayetlerinizin azalmasını sağlayacaktır. İdrar renginizin açık sarıdan daha koyu sarı bir renkte olması (idrar yolu enfeksiyonunuz yoksa) sıvı alımınızın yetersiz olduğunun habercisidir. Günlük aldığınız sıvıları yemekler arasında almanız, midenizin aşırı dolmasını engellemeye önemli katkılarda bulunur.

Kahve ve çaylar:

Kahve içme alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmelisiniz. Günde bir fincan ya da maksimum iki fincan kahvenin olumsuz bir etkisi olmamasına karşın daha fazla miktarlarda vücuda giren kafein, dolaşım sisteminizin olumsuz etkilenmesine ve uykusuz kalmanıza neden olabilir. Dahası, yüksek miktarlarda kafeinin (günde 10 fincan ya da daha fazla) düşük, erken doğum ya da bebekte gelişme geriliği yaptığına dair bazı çalışmalar bulunmaktadır. Kafein içeren diğer sıvılar (kolalar, çeşitli çaylar) için de aynı öneriler geçerlidir.

 Çay konusunda ise kahve konusunda söylenenlerden biraz daha fazla şeyler söylemek gerekir. Çay, kafein dışında teofilin denen bir madde ve niteliği tam olarak belirlenmemiş bazı maddeler içerir. Aşırı miktarlarda (günde 10 fincandan fazla) tüketildiğinde içerdiği kafeinin yaptığı olumsuz etkilere ek olarak, besinlerle alınan demirin emilimini de azalttığı bilinen bir içecektir. Bu yüzden gebelikte çay tüketiminin de günde iki fincan ile kısıtlanması gerektiğine inanmaktayım.

Suni tatlandırıcılar:

Suni tatlandırıcılar içlerinde genellikle aspartam adlı bir madde içerirler. Bu maddenin gebelikte kullanımında bir sakınca bulunmamıştır. Ancak fenilketonüri (doğumsal bir aminoasit metabolizma bozukluğu) tanısı konmuş anne adaylarının bu tatlandırıcıları doktorlarına danışarak kullanmaları gerekir.

Alkol kullanımı:

Alkol diğer bir bölümün konusu olmasına rağmen burada özet olarak değinmek gerekir: Alkol bebek üzerinde gelişimsel kusurlar yaratabilen bir madde olduğundan ve bu kusurları yaratan günlük dozun alt sınırı belirlenemediğinden, gebelikte kullanılmaması gereken bir maddedir.

Gebelikte alkol kullanımı

Sigara kullanımı:

Sigara kullanımı da ayrı bir bölümün konusu olmasına rağmen beslenmeyle yakın ilişkisi yüzünden burada da değinmek gerekir: Sigara verdiği tüm zararların dışında iştahı da kesen maddeler içerir. Sigarayı mümkün olduğunca azaltmak mutlaka olumlu etkiler yaratır, ancak bilinçli bir anne adayının gebelik döneminde sigaradan ve sigara içilen yerlerden tümüyle uzak durması gerekir.

Gebelikte sigara kullanımı

Tuz kullanımı:

Yıllar boyu anne adaylarına hekimler tarafından tuzsuz diyet önerilmiştir. Bunun altında yatan düşünce de preeklampsi gelişiminde vücutta tuz ve su tutulmasının birincil mekanizma olduğu, tuz alımı durdurulduğunda bu normaldışı durumun gelişmeyeceği varsayımıydı. Günümüzde bu uygulama artık kabul görmemektedir. Gebelikte vücutta sıvı tutulması gebeliğin normal seyrinin bir parçasıdır ve bu sürecin kesintiye uğraması sakıncalıdır. Preeklampside ani kilo alımı ve sıvı tutulması tuz alımıyla ilgili değildir. Bu yüzden anne adaylarının yemeklerine yeterince tuz katmalarında bir sakınca yoktur.

Preeklampsi gelişimini engellemek için önceleri anne adaylarına hekimler tarafından diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar neredeyse rutin olarak verilmekteydi. Ancak bu ilaçlar da sıvı ve elektrolit dengesini bozduklarından gelişmesi muhtemel problemleri önlemek bir yana, tümüyle normal seyreden bir gebelikte bile sıvı-elektrolit dengesizlikleri oluşmasına neden olabilirler.

Anne adaylarının gebelikte artmış iyot ihtiyacını karşılamak amacıyla iyotlu tuz kullanmaları önerilir.

Sıvılar:

Gebelikte vücudun sıvı miktarı artar ve kan hacmi yaklaşık %50 oranında genişler. Amnios sıvısı da yaklaşık olarak üç saatte bir tümüyle yenilenir. Bu nedenle anne adayının vücudundaki sıvı dengesi çok önemlidir. Anne adaylarının günde en az iki litre sıvı almaları gerekir.

 

Gebelikten koruyucu iğneler

Gebelikten koruyucu iğneler, kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron içeren ilaçlar.
Elektrik izi

Elektro

Elektroansefalografi

Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Elektrobisturi

Yalıtılmış bir sap üzerine takılmış elektrottan oluşan alet; yüksek frekanslı elektrik akımı aracılığıyla dokuların kesilmesini ve kılcal damarların yakılarak dokularda kesiye bağlı kanamanın durdurulmasını sağlar.
Elektrodiyagnostik

Sinir-kas hastalıklarının tanısında kullanılan bir inceleme tekniği.
Elektroensefalogram

Saçlı deri yüzeyine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla beyindeki elektriksel etkinliğin tanı amacıyla kaydı. Beyinden kaynaklanan elektrik akımı uygun bir biçimde güçlendirildikten sonra yazıcı uçlar aracılığıyla kâğıda aktarılır.
Elektrofizyoloji

Hücre, doku, organ ve tüm organizma düzeylerinde gerçekleşen elektriksel olayları inceleyen fizyoloji dalı.
Elektroforesis

DNA parçacılkları ya da proteinler gibi iri molekülleri, benzeri moleküllerle birarada bulunduğu karışımlarından ayrıştırmakta kullanılan bir yöntem.
Elektroforez

Uygulanan elektrik alanının etkisiyle bir sıvıda çözünmüş bulunan parçacıkların (iyonların) hareket etmesine yol açan fiziksel olay.
Elektrokardiografi

Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
Enterosel

İçinde yalnızca bağırsak kıvrımları bulunan bazı fıtık tipleri.
Elektrokardiyografi

Kalp kasının kasılmasını sağlayan elektriksel akımların kaydedilmesi temeline dayanan, tanıya yönelik inceleme yöntemi.
Elektrokardiyogram

Kalbin etkinliği sırasında oluşan elektriksel voltaj değişikliklerinin milimetrik kâğıda grafik biçiminde kaydı.
Elektrokardiyoskop

Kalp kasılması sırasında oluşan elektrik potansiyellerini bir osiloskopun ekranında görüntüleyen alet.
Evreleme

Tümörlerin gelişme ve yayılma evresini değerlendirme.
Elektrokoagülasyon

diyatermokoagülasyon
Elektrokortikografi

Kafatasının delinip sertzarın (dura mater) açılmasından sonra beyin kabuğuna uygulanan elektrotların bu bölgede yol açtığı elektrik potansiyellerinin kaydedilmesi tekniği.
Elektrokoter

Elektrik akımıyla kor haline getirilmiş bir iletken aracılığıyla dokuların yakılmasında kullanılan cerrahi alet.
Eylem potansiyeli

Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü.
Elektrokoterizasyon

Elektriğin organik dokularda tedavi amacıyla uygulanması.
Elektrolitler

Hem kan, hem de hücre içi organik sıvılarda çözünmüş olarak bulunan tuzlar.
Elektromiyografi

Kaslarda kasılma sırasında üretilen elektriksel eylem potansiyelini (bak. eylem potansiyeli) incelemeye dayanan nörolojik tanı yöntemi.
Fahişelik

Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması.
Falanks

El ve ayak parmaklarındaki kemiklere verilen ad.
Fokomeli

Kol ve bacaklann en az birinde uç parçasının eksik geliştiği doğumsal iskelet bozukluğu.
Fibroelastoz

Vücudun belli bir bölgesinde esnek liflerinin artması ve yoğunlaşması biçimindeki hastalık süreci.
Fontanel

Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.
Felç

Sinir sisteminde meydana gelen bir bozukluktan dolayı, kas gücünün kaybolmasına felç, nüzül veya inme denir. Tıp dilinde ise paralizi veya serebral tromboz denir. Hafif ve ağır olmak üzere iki şekli vardır.

Tedavinin ilk ve önemli şartı hastanın neşesini kaybetmemesi ve en kısa zamanda iyileşeceğine inanmasıdır.

Felç Kaşıntısı

Kadınların üreme organlarının dış kısmının kaşınması; döl yolundan gelen akıntıdan kaynaklanabilir. Ayrıca, böyle bir neden olmadığı halde kullanılan sabun ve iç çamaşırın cinsi de kaşıntıya neden olabilir.

İç çamaşırı veya kullanılan sabundan kaynaklanan ferç kaşıntılarında; bunları kullanmamakla şikayet ortadan kalkar.

Fellatio

Penisi ağız ile yalamak.
Felty sendromu

Seropozitif romatoid artrit (sıklıkla nisbeten inaktif sinovitle birlikte) ile splenomegali (dalak büyümesi) ve nötropeninin (akyuvar düşüklüğü) bir kombinasyonudur. Ciddi infeksiyonlar, vaskülit (damar iltihaplanması) (bacak ülserleri, mononörit), anemi, trombositopeni ve lenfadenopati de duruma eşlik eder.
Fiziksel harita

DNA'daki kalıtıma bağlı olmayan, yani her DNA'da bulunan tanımlanabilir nirengi noktalarını gösteren tablo. İnsan genleri için en ayrıntısız fiziksel harita 23 kromozomun eklemlenmelerini gösterir. En ayrıntılısıysa koromozomlardaki nükleotid dizilerini gösterir.
Fundus incelemesi (funduskopi)

Gözdİbinin (ağtabaka ve damartabakanın) oftalmoskop yardımıyla incelenmesi.
Galaktosel

Memede, içi süt dolu kist.
Galvanoterapi

Elektrikle uygulanan bir tedavi biçimi. Galvanoterapi-de sürekli doğru akım kullanılır.
Gestoz (gebelik tokseraisi)

Gebelik sırasında ortaya çıkan ve gebeliğe bağlı olarak gelişen patolojik belirtileri genel olarak tanımlayan terim.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.
Gıda zehirlenmeleri

Gıda zehirlenmeleri; çoğunlukla bayatlamış ve bozuk yiyecekler veya bayat balık yedikten sonra görülür.

Belirtileri Hasta solumakta, yutkunmakta güçlük çeker. Kaslarında ağrı ve kramplar vardır. Baş dönmesi, halsizlik, mide ağrısı ve bulanık gördüğünden şikayet eder.

Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal görülür. Yapılacak ilk iş, hastayı kusturmaktır. Gerekiyorsa sunni solunum da yapılır. Vakit kaybetmeden hastaneye götürülür

Gırtlak felci

laringopleji
Giordano belirtisi

El kenarıyla, bel bölgesine vurulduğunda ortaya çıkan ağn.
Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları mütehassısı.
Globus belirtisi

Aralıklı ya da sürekü olarak boğazda bir baskı hissi.
Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Gebelik (hamilelik)

Dişide yumurtanın döllenmesiyle başlayıp dölütün doğmasıyla sonuçlanan süreç.
Gebelik Süreci

Gebelik toksemisi

gestoz
Gebelikte Beslenme

Gebelik döneminizde dengeli bir beslenme alışkanlığı edindiğinizde, sıvıyı bol miktarda aldığınızda, doktorunuzun verdiği demir içerikli preparatları düzenli olarak aldığınızda, normal sınırlar içinde kilo almak, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı bir bebek doğurmak ve doğum sonrası formunuzu korumak için beslenmeyle ilgili size düşenleri tümüyle yerine getiriyorsunuz demektir.

Gebelikte beslenme, anne adaylarının üzerinde önemle durmaları gereken bir konudur. Sağlıklı ve kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek, gebeliğe özgü belirtileri yaşamamak ya da daha az yaşamak, bebeğinizin potansiyeli olan kiloya ulaşmasını ve dünyaya yeterli besin depolarını oluşturmuş olarak gelmesini sağlamak, rahat bir lohusalık dönemi geçirmek, lohusalıkta bebeğinize vereceğiniz sütünüzün kaliteli olmasını sağlamak için gebelik öncesinden gelen beslenme alışkanlıklarınızı gebelikte tekrar gözden geçirmeniz önemlidir.

İlk bilmeniz gereken, bu yazıyı okuduğunuzda gebeliğinizin hangi döneminde bulunursanız bulunun geç kalmadığınızdır. Şu andan itibaren beslenme konusunda atacağınız her olumlu adım mutlaka hem size hem de bebeğinize yararlı olacaktır. Son aylarınızda olsanız bile beslenme konusunda yapacağınız iyileştirmeler en azından doğacak bebeğinizin doğum sonrası ilk altı aylık dönemde ihtiyacı olan demir ve vitamin depolarını oluşturmasını sağlar.

Gebelik dönemi; günlük kalori, alınması gerekli sıvı, protein, vitamin, mineraller, temel ve eser elementlerin ihtiyacının arttığı bir dönemdir. Bu artmış olan ihtiyacı karşılamak için vücudunuz size çoğu durumda yol gösterecek ve açlık-tokluk merkezlerinin gebeliğe uyum sağlamak amacıyla değişen işlevleri sayesinde bu ihtiyaçlarınızı karşılamış olacaksınız.

Gebelikte önerdiğimiz beslenme şekli, tüm temel besin maddelerinden herbirinin yeterince ve düzenli olarak alınması şeklindedir. Temel besin madddelerinin şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar hariç her birinden hergün belli miktarlarda mutlaka alınmalıdır. Şekerler ve yağ miktarı yüksek gıdalar (yağların temel besin maddeleri içinde önemleri büyüktür, burada kastedilen aşırı "yağlı" yiyeceklerdir) ise besleyici özellikleri düşük ve kalorileri yüksek olan gıdalardır ve size ve bebeğinize yararları yoktur.  

Vitaminler

Gebelikte bazı özel durumlar hariç düzenli vitamin kullanımı gereksizdir. Gebelik dönemi boyunca ihtiyaç duyduğunuz vitaminlerin tümü düzenli beslenme yoluyla alınabilir ve doğru olanı da budur. Şu ana kadar varlığı saptanmış vitaminler dışında vücudun kullandığı çok sayıda vitamin vardır ve bunlar keşfedilmeyi beklemektedir. Düzensiz beslenip vitamin ilaçlarına güvendiğinizde gerekli olan ihtiyacınızın tümüyle karşılanmadığından emin olabilirsiniz. Ancak erken gebelik dönemindeki şiddetli bulantı ve kusmalarda ve ileri derecede beslenme yetersizliği gösteren anne adaylarında ise düzenli beslenmeye ek olarak vitamin tedavisi elbette vermekteyiz.

DEMİR!

Kan yapımında önemli yeri olan demir için ise farklı şeyler söylenebilir: Ne kadar demir içeriği yüksek besinlerle beslenirseniz beslenin, gebelikte ihtiyaç duyduğunuz demiri alabilmek için belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle gebeliğin ikinci yarısından itibaren) düzenli olarak demir içeren ilaçlar kullanmalısınız.  

Alacağınız demirin bebeğinizin demir depolarının oluşmasındaki önemini unutmayın.

Tüm bu demir ihtiyacının besinlerden karşılanabilmesi için alınması gerekli besin miktarı normalden fazla kalori içerir ve bu yüzden uygun bir beslenme biçimi değildir.

İkiz ve çoğul gebelik taşıyan, kansızlık bulguları gösteren, ya da gebeliğin sonlarına gelmiş olmasına rağmen demir ilaçları kullanmamış anne adaylarında daha yüksek dozlarda demir tedavisi gerekebilir.

Gebelikte günlük öğün sayınızı en az beş olacak şekilde tekrar ayarlayın.

Burada amaç midenin aşırı dolmasını ve size rahatsızlık vermesini engellemektir. Toplam alacağınız gıdayı üç öğün yerine beş ya da daha fazla öğünde yemek, erken gebelikte bulantı şikayetlerinizi engellemede, gebeliğin geç dönemlerinde de mide yanması ve şişkinlik şikayetlerinizi önlemede yardımcı olacaktır.

Su her ne kadar öyle gözükmese de aslında temel bir besin maddesidir.

Suyu ve sıvı içeren gıdaları gebelik öncesi döneme göre daha fazla miktarlarda almanız kabızlık yaşamanızı engellemeye yardımcı olacak ve özellikle yaz aylarında halsizlik şikayetlerinizin azalmasını sağlayacaktır. İdrar renginizin açık sarıdan daha koyu sarı bir renkte olması (idrar yolu enfeksiyonunuz yoksa) sıvı alımınızın yetersiz olduğunun habercisidir. Günlük aldığınız sıvıları yemekler arasında almanız, midenizin aşırı dolmasını engellemeye önemli katkılarda bulunur.

Kahve ve çaylar:

Kahve içme alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmelisiniz. Günde bir fincan ya da maksimum iki fincan kahvenin olumsuz bir etkisi olmamasına karşın daha fazla miktarlarda vücuda giren kafein, dolaşım sisteminizin olumsuz etkilenmesine ve uykusuz kalmanıza neden olabilir. Dahası, yüksek miktarlarda kafeinin (günde 10 fincan ya da daha fazla) düşük, erken doğum ya da bebekte gelişme geriliği yaptığına dair bazı çalışmalar bulunmaktadır. Kafein içeren diğer sıvılar (kolalar, çeşitli çaylar) için de aynı öneriler geçerlidir.

 Çay konusunda ise kahve konusunda söylenenlerden biraz daha fazla şeyler söylemek gerekir. Çay, kafein dışında teofilin denen bir madde ve niteliği tam olarak belirlenmemiş bazı maddeler içerir. Aşırı miktarlarda (günde 10 fincandan fazla) tüketildiğinde içerdiği kafeinin yaptığı olumsuz etkilere ek olarak, besinlerle alınan demirin emilimini de azalttığı bilinen bir içecektir. Bu yüzden gebelikte çay tüketiminin de günde iki fincan ile kısıtlanması gerektiğine inanmaktayım.

Suni tatlandırıcılar:

Suni tatlandırıcılar içlerinde genellikle aspartam adlı bir madde içerirler. Bu maddenin gebelikte kullanımında bir sakınca bulunmamıştır. Ancak fenilketonüri (doğumsal bir aminoasit metabolizma bozukluğu) tanısı konmuş anne adaylarının bu tatlandırıcıları doktorlarına danışarak kullanmaları gerekir.

Alkol kullanımı:

Alkol diğer bir bölümün konusu olmasına rağmen burada özet olarak değinmek gerekir: Alkol bebek üzerinde gelişimsel kusurlar yaratabilen bir madde olduğundan ve bu kusurları yaratan günlük dozun alt sınırı belirlenemediğinden, gebelikte kullanılmaması gereken bir maddedir.

Gebelikte alkol kullanımı

Sigara kullanımı:

Sigara kullanımı da ayrı bir bölümün konusu olmasına rağmen beslenmeyle yakın ilişkisi yüzünden burada da değinmek gerekir: Sigara verdiği tüm zararların dışında iştahı da kesen maddeler içerir. Sigarayı mümkün olduğunca azaltmak mutlaka olumlu etkiler yaratır, ancak bilinçli bir anne adayının gebelik döneminde sigaradan ve sigara içilen yerlerden tümüyle uzak durması gerekir.

Gebelikte sigara kullanımı

Tuz kullanımı:

Yıllar boyu anne adaylarına hekimler tarafından tuzsuz diyet önerilmiştir. Bunun altında yatan düşünce de preeklampsi gelişiminde vücutta tuz ve su tutulmasının birincil mekanizma olduğu, tuz alımı durdurulduğunda bu normaldışı durumun gelişmeyeceği varsayımıydı. Günümüzde bu uygulama artık kabul görmemektedir. Gebelikte vücutta sıvı tutulması gebeliğin normal seyrinin bir parçasıdır ve bu sürecin kesintiye uğraması sakıncalıdır. Preeklampside ani kilo alımı ve sıvı tutulması tuz alımıyla ilgili değildir. Bu yüzden anne adaylarının yemeklerine yeterince tuz katmalarında bir sakınca yoktur.

Preeklampsi gelişimini engellemek için önceleri anne adaylarına hekimler tarafından diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar neredeyse rutin olarak verilmekteydi. Ancak bu ilaçlar da sıvı ve elektrolit dengesini bozduklarından gelişmesi muhtemel problemleri önlemek bir yana, tümüyle normal seyreden bir gebelikte bile sıvı-elektrolit dengesizlikleri oluşmasına neden olabilirler.

Anne adaylarının gebelikte artmış iyot ihtiyacını karşılamak amacıyla iyotlu tuz kullanmaları önerilir.

Sıvılar:

Gebelikte vücudun sıvı miktarı artar ve kan hacmi yaklaşık %50 oranında genişler. Amnios sıvısı da yaklaşık olarak üç saatte bir tümüyle yenilenir. Bu nedenle anne adayının vücudundaki sıvı dengesi çok önemlidir. Anne adaylarının günde en az iki litre sıvı almaları gerekir.

 

Gebelikten koruyucu iğneler

Gebelikten koruyucu iğneler, kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron içeren ilaçlar.
Gelatin

 Bitki veya hayvanlardan elde edilen ve kozmetikte kalınlaştırıcı ajan olarak kullanılan bir madde.
Gelon (eritem pernö)

Deride genel olarak soğuk etkisiyle ortaya çıkan ve yi-neleyici özellik gösteren kızarıklık ve şişme.
Habitüel

İtiyadi, alışkanlığa bağlı.
Gelatin

 Bitki veya hayvanlardan elde edilen ve kozmetikte kalınlaştırıcı ajan olarak kullanılan bir madde.
Gelon (eritem pernö)

Deride genel olarak soğuk etkisiyle ortaya çıkan ve yi-neleyici özellik gösteren kızarıklık ve şişme.
Habitüel

İtiyadi, alışkanlığa bağlı.
Hipertelî

Normalden çok sayıda meme başının bulunması.
Hipertelorizm

İki organ arasındaki uzaklığın normalin üzerinde olması.
Hamilelik maskesi

 Alın, çene ve ağız çevresinde aşırı pigmentasyon nedeniyle oluşan kahverengi lekeler. Genellikle hamileliğin 4. ila 5.ayları arasında görüldüğü için bu adı almış.
Heteroseksüel

Karşı cinse ilgi duyan ve karşı cinsle ilişkiye giren kişi.
Heteroseksüellik

Bir kişinin karşı cinse duyduğu cinsel ilgi;
Hezeyan (delirium)

Kişinin gerçeklerle bağdaşmayan düşünce ve inançlara kapılmasıyla belirlenen zihinsel bozukluk.
Head bölgeleri

İç organlardan kaynaklanan duyusal reflekslerin yansımayla ulaştığı deri bölgeleri.
Helikaz

DNA nın kopyalanması sırasında DNA nın helik zincirini fermuar gibi açan enzim.
Hibridizasyon (melezleme)

Birbirini bütünleyen iki DNA zincirinin biraraya gelerek ikili sarmal biçimindeki molekülü oluşturması.
Heliks

Konkanın içinden başlayarak önce öne ve yukanya, sonra da kulak kepçesinin geniş parçasının çevresini dolanan yuvarlak çıkıntı.
Heliyoterapi (güneş tedavisi)

Güneş ışınlarının organizma üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanan tedavi tekniği.
Helmintiyaz

Organizmada asalakların yof açtığı hastalıkları tanımlayan genel terim.
Hidrosel

Erbezini saran seröz zar boşluğunda sıvı toplanmasıyla beliren patolojik durum.
Hematomiyeli

Omurilikte kanama.
Hematosel

Testis torbalarında kan birikmesi.
Hemimeli

Bir ya da her iki kol ve bacağın yansının doğumsal olarak bulunmaması.
Hoelen

 Yüzeysel (harici) olarak uygulandığında antibakteriyel, koruyucu, yara iyileştirici ve su birleştirici özellikleri vardır.
Homoseksüel

Kendi cinsine ilgi duyan kişi.
Homoseksüellik (eşcinsellik)

Bireyin cinsel ilgi ve isteğinin, kendisiyle aynı cinsten kişilere yönelmesiyle beliren bir cinsel sapma türü.
Hemokromositometrik inceleme (tam kan sayımı)

insan kanındaki hücrelerin İncelenmesi.
Hovvell zamanı

Pıhtılaşmanın genel olarak değerlendirilmesi amacıyla uygulanan bir laboratuvar incelemesi.
Hücresel bağışıklık

T hücreleriyle ilgili bağışıklık.
İntraepitelial

 Epital hücreleri içerisinde.
İdrar sedimenti (idrar çökeltisi)

İdrarda erimemiş halde bulunan maddeler. Normal koşullarda çok azdır.
İskelet

Vücudun belirli bir biçimi koruması için gerekli desteği oluşturan, yumuşak bölümleri koruyan ve kaslara yerleşim yüzeyi sağlayan, kemik yapılana bütünü.
İşaretparmağı

Elin ikinci parmağıdır.
İşlevsel

Değişikliğin bir organ ya da sistemin işlevi ile ilgili olduğunu, yapısal değişiklikler olmadığını belirten terim.
İşlevsel normallik

Eğilimleri, fiziksel ve toplumsal koşullan ve özellikleri göz önüne alınarak bir kişi için en "uygun" görülen davranış ve tutumlar.
İşlevselcilik

Uyarılmış davranışlarla bunlann yöneldiği hedefler arasındaki ilişkilerin incelenmesine ağırlık veren psikolojik çözümleme modeli, îşlevselciliğe göre her davranışın bir İşlevi vardır;
İmmünelektroforez

Miyelomda artmış bulunan immünglobülinlerin (Ig) aranmasında kullanılan bir laboratuvar yöntemi.
Jel

Kolloit sıvıların yada sollerin pıhtılaşması ile oluşan pelte koyuluğunda madde.
Jel elektroforez tekniği

Aynı elektrik yüklü moleküllerin jel matriks içerisinde büyüklüklerine göre ayrılması tekniği.
Jelatin

Açık sarı, suda çözünebilen ve hayvanlardan elde edilen pelte kıvamında, suda kaynatıldığı zaman çözünen, oda sıcaklığında katı hale geçen bir protein
Keloit

Deride tam olarak iyileşmemiş yaralar, yanıklar ve sıyrıklardan sonra lifsi bağdokunun aşın miktarda çoğalması.
Kalıtsal özellikler

Genetik yasalarına göre kuşaktan kuşağa kalıtsal olarak geçebilen, türe ve kişiye özgü biçimsel ve fizyolojik özellikler.
Kontrast maddeler

Doğrudan yapılan radyolojik çekimlerle elde edilen gözlem sonuçlannı bütünleştirebilmek ya da genişletebilmek için X ışınlarına karşı geçirgenlik ve matlık farklılıklarım yapay olarak yaratabilen maddeler.
Keroig belirtisi

Hastanın sırtüstü yatar durumdan oturur duruma geçtiğinde bacaklarım gergin olarak tutamaması ya da sırtüstü yatar durumdayken kol ve bacaklarım leğen bölgesine doğru bükmek istemesi.
Keşi fıtığı (insizyonel hemi)

Ameliyat kesişinden ya da yaralanmaya bağlı bir keşiden kaynaklanan fıîık(*).
Kan hücreleri

Kemik iliğinde her gün milyonlarcası yapılan ve kanda dolaşan hücreler: eritrositler, lökositler ve trombositler. Kemik iliğinden kan dolaşımına çıkan eritrositler yaklaşık 4 ay, trombositler 10 gün yaşarlar. Nötrofil lökositler dolaşımda birkaç saat kaldıktan sonra dokulara geçerler. Buna karşılık bağışıklığı sağlamakla görevlı lenfositler çok uzun ömürlüdür.
Kortikal bölgeler

Beyin korteksinin (kabuk) farklı yapı ve işlevdeki hücrelerden oluşan bölgeleri.
Koryokarsinotn (koryonepitelyom)

Etenenin dölütle ilgili bölümünü oluşturan yapılar olan koryon villüslerinin epitel hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu tümör.
Klebsiella

Enterobacteriaceae familyasından bakteri cinsi- Kapsül-lü, çomak biçimli, Gram-negatif bakterilerdir.
Karfoloji

Ellerin ve parmakların sürekli ve kendiliğinden hareketi.
Kronaksi

Elektrik akımıyla sürekli uyarılan bir dokunun uyanla-bilirlik ölçüsü (saniyenin binde biri cinsinden ifade edilir).
Karp (el bileği kemikleri)

El iskeletinin metakarp (el tarağı kemikleri) ile el bileği arasında bulunan bölümü.
Ksantelazma

Gözkapaklarımn derisinde ortaya çıkan hafif kabank ya da düz, koyu san renkli leke.
Karpal tünel sendromu

Karpal"" bilek anlamına gelmektedir, ""karpal tünel"", bilekte bulunur ve içinden parmakları hareket ettirmekle görevli önkol kaslarının tendonları geçer. Bu tendonların arasında mediyan sinir adı verilen önemli bir sinir vardır. Karpal tünel sendromunda mediyan sinir sıkışır, bunun nedeni sıklıkla tendonların şişmesi ve tünelde yer kalmamasıdır. Elde ağrı, karıncalanma, uyuşma gibi çeşitli bulgular oluşur.
Kas-iskelet sistemi

Kemikler, kaslar, eklemler ve onlara eşlik eden periartiküler yapılar
Kolposel

Dölyolu duvanmn, dölyolu boşluğuna doğru çıkıntı yapması.
Kekeleme

Kekelemek, bir insanın kasıtsız olarak damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlamasına, uzatmasına veya kesmesine verilen tanımlamadır. Bu konuşma kısıtlamasına sahip kişilere kekeme denir.

Toplumda % 3 oranında görülmektedir. Çocuklarda genellikle ailedeki daha küçük çocuklarda görülmektedir. Erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha çok görülmektedir.Ketsel kesimlerde kırsala göre daha çok gözlenmektedir. En çok 2-7 yaş arasında görülmekte olup, ortalama başlangıç yaşı 5 yas civarıdır.

Daha yaşlı kekemelik vakalarının daha çok durakladıkları, hava akımlarındaki kesilmelerin , ses tellerine uygulanan basıncın, iletişim kurma korkularının daha yüksek olduğu ve konuşma durumlarından kaçınmanın daha çok görüldüğü saptanmış.

Genel olarak erkek çocukların kızlara göre daha karmaşık düzeyde kekelemelerinin olup, daha çok kekeleyerek, daha az karşılarındakilerle göz göze gelmeye çalıştığı, iletişim kurmaktan kaçındıkları, dolayısıyla tedavilerinin de daha uzun sürdüğü belirlenmiştir.

Bazı vakalarda erişkinliğe geçiş döneminde kaybolmakta, bunun dışında tedavi edilmeyen vakalar omur boyu sürmektedir.

Sebepler 

Kekelemenin henüz kesin bir sebebi bulunamamıştır. Bazı araştırmalar genlerin veya stresin kekelemeye yol açtığını göstermektedir. Ayrı bir araştırma ise kekeleme ve Tourrette sendromu adlı hastalık arasında ilişki olduğunu savunmaktadır.

Bazı ailelerde gerilim düzeylerinin yüksek olması ve ortak bir özellik şeklinde bu gerilimin nefes borusu ve ses tellerine iletilmesi ile ilişkili olabildiği ya da beyindeki konuşma merkezi ile ilişkisi olduğu yönünde düşünceler bulunmaktadır. Anne-babada obsesif-kompulsif kişilik yapısının varlığına da bu bozuklukta işaret edilmiştir. Çocuklukta yaşanan endişe , gerilim ve korkuların da etkilerinin olduğu düşünülmektedir. Bir görüşe göre kişinin çözümleyemediği ve bilinçaltına doğru bastırdığı ruhsal çatışma, korku ya da isteklerinin sonucunda oluşan nevrozların bir görünümü olarak düşünülmüştür. Hastaların % 40-60 kadarında ailelerinde kekemelik öyküsüne rastlanmıştır.


Yabancıların bulunduğu, kalabalık ortamlar, bir otorite konumundaki kişinin karşısında, telefona yanıt vermek, birinden bir şey istemek, beklenmedik bir durumla hazırlıksız bir şekilde karşılaşma gibi hallerde belirginleşmektedir. Korktukları bu gibi durumlardan kaçınmaya çalışırlar. Söyleyemedikleri bir sözcüğün yerine hemen bir eşanlamlısını getirerek cümleyi tamamlamaya çalışırlar. Adları sorulduğunda yanıtlamakta güçlük çekebilirler. Bu nedenle bu işleri yakınlarındakilere bırakırlar. Öğrenciler bu nedenle arka sıralarda oturmaya çalışır, parmak kaldırmaz, konuşmalarda dinleyici olmayı yeğler, yoklamalar alınırken geç yanıt verirler, ya da el kaldırarak kaçınma davranışı gösterirler. Daha çok mimikleriyle yanıt vermeye eğilimlidirler. Yeni bir şey söylemek ya da istemek yerine başkaları ile ayni fikirde olduklarını ya da ayni şeyi istediklerini belirtirler. İstediklerini değil, söylemesi kolay olan şeyleri ısmarlarlar.

Yoldaki bir kişiye adres sormak için durduklarında ilk sesi çıkartmakta güçlük çekebilirler. Bu durumlarda konuşmayı kolaylaştırmak ve o sesi çıkarabilmek için el veya ayağı sallama, ayağı yere vurma, bas ve boyun hareketleri, göz , kas ve dudak hareketleri gibi tikler eşlik edebilir.

Tedavi

Davranış değişikliği, nefes alıştırmaları, gevşeme teknikleri, konuşma terapisi (konuşmanın yavaşlatılması, konuşma başlangıcının kolaylaştırılması, ses düzey kontrolü gibi) yapılmalıdır. Bazı vakalarda ilaç  tedavileri faydalı olmaktadır.

Kolumella

İçkulakta bulunan koni biçiminde kemiksi yapı.
Kekemelik

Kekemelik ya da konuşurken takılma, daha genel olarak tanımlarsak konuşmanın akıcılığını bozan duraklama ya da takılmalar çocuğun büyüme ve gelişmesiyle birlikte ortaya çıkar. 3-5 yaşlar arasında beyin gelişimi hızlanmakta ve çocuk daha hızlı düşünmektedir. İletişim sırasında düşüncelerin aktarılmasına yarayan konuşmanın oluşturulduğu dil ve dudak gibi aktarma organları ise henüz bu hıza yetişememektedir. Böylesi durumlarda konuşmanın başlangıcında bazı sözcükleri bulmada zorluk, takılma, gereksiz duraklama ve nefes düzenleme ile ilgili güçlükler ortaya çıkmaktadır. Eğer sesin oluşumu ile ilgili beyin işlevlerinde ya da aktarma organlarında belirgin bir sorun yoksa akıcı konuşma bozukluğu olarak ele almaktayız.

Belirtilen yaşlarda oldukça sık karşılaşılan bu durum zaman içinde, genellikle hiçbir yardım gerekmeden kendiliğinden düzelmektedir. Bu sorunun kalıcı olmasında çocuğun anne babasının ya da çevresindeki diğer kişilerin tutumları etkili olmaktadır. Çocuklarının konuşmasında bir bozulma ortaya çıkması anne babaları kaygılandırmakta, artık çocuğun çıkaracağı sözcüklere dikkat etmeye, hatta çocuğun bu sözcüklerini düzeltmeye başlamaktadırlar. Bu ise çocuğun konuşacaklarına dikkat etmesine ve takılmayacağı sözcükleri seçmesine neden olmakta, giderek daha az ve seçici konuşmasına yol açmaktadır. Özellikle heyecanlandığında, yabancılarla konuştuğunda ortaya çıkan bu takılmalar nedeniyle çocuk böylesi ortamlarda konuşmamayı tercih etmektedir.

Burada anne babanın konuşmadaki düzensizliğin gelişme ile ilgili olduğunu bilmesi ve zaman içinde geçeceğine inanması gerekmektedir. Böylece çocuğun takılmalarına dikkat etmeyecek, onun konuşmasını destekleyecek, böylece konuşma bozukluğunun yerleşmesini önleyeceklerdir.

Akıcı konuşma bozukluğu daha sonraki dönemlerde de sürüyorsa, çocuk için belirgin bir sıkıntıya neden oluyorsa uzman değerlendirme ve danışmanlığı yararlı olacaktır. Böyle bir değerlendirmede çocuğun konuşmasını bozan aşırı heyecanı ya da kaygısı varsa giderilmeye çalışılır. Konuşmanın akıcılığındaki bu bozukluğa karşın konuşması gerektiği belirtilerek, daha fazla konuşması ve kendini ifade etmesi desteklenir. Konuşmada ortaya çıkan bozukluğun değerlendirilmesi ve tedavisi için konuşma terapistleri ile birlikte çalışmakta ve oldukça iyi sonuçlar almaktayız.

Kekemelik

Daha ziyade erkeklerde görülen bir çeşit konuşma bozukluğudur. Nedeni, ya sinir gerginliği ya da gırtlak çevresindeki kasların ahenkli bir şekilde çalışmamasıdır. Üzülecek bir durum yoktur. Konuşma bozukluklarını tedavi eden bir uzmanla görüştükten sonra tavsiyelere sabırla uymak ve sonucu beklemek gerekir.
Kellik

Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır.Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir.
Kellik

Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir

Kellik

Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir

Kellik

Saçlı deride, deriden 2-3 santimetre kadar yüksekte kabuklar şeklinde ortaya çıkan ve bir çeşit mantarın neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıktığı yerdeki saçlar ya tamamen dökülmüş ya da bir iki kıl kalmıştır. Tedavinin ilk şartı, temizliğe çok dikkat etmektir

Kellik (alopesi)

Doğumsal ya da edinilmiş nedenlerle saçların ya da kılların olmaması (dökülmesi) hali.
Keloid

Eski bir kesi veya ameliyat yerinde aşırı nedbe dokusu oluşmasıdır.
Kompleks bölgesel ağrı sendromu

Başlıca özelliği yanıcı nitelikte ısrarlı ağrıdır; hafif şekilleri oldukça sıktır - daha şiddetli formları sakatlayıcı olabilir ve tedavisi daha zordur
Lenfoepitelyom

Burun-yutakta, bademciklerde, dil tabanında, yutağın alt kısmında ortaya çıkan bir grup kötü huylu tümörü tanımlayan terim.
Lamel

Çeşitli yapılarda görülen düz ve yapraksı İnce katman.
Laringopleji (gırtlak felci)

Gırtlak kaslarının felci.
Laringosel

Gırtlak mukozasının iç ya da boynun yan dokulanna doğru kıvnlarak içi hava dolu bir cep oluşturması.
Lasegue belirtisi

Siya talj isi (*) bulunan hastalarda bacağı kırmaksızın leğen üzerine bükerek araştırılan belirti.
Lumbago (bel ağrısı)

Ortaya çıkmasına yol açan nedenden bağımsız olarak bel bölgesine yerleşen ağrıları belirten genel terim.
Lipoproteinlerin elektroforezi

Lipoproteinler, elektroforez(*) incelemesindeki göç etme hızlarına göre çeşitli alt gruplara ayrılır.
Mela ikter

Derinin siyah-san renk aldığı bir sanlık türü.
Melamin

Saç, deri ve gözün damar tabakasının rengini veren pigment
Melanin

Melanosİt adı verilen ve özellikle üstdendeki özel hücrelerden salgılanan koyu kahverengi pigment.
Melankoli

Ağır depresyon durumu.
Melanodertni

Deride melanin artışına bağh yaygın renk koyulaşması.
Melanofaj

Sitoplazmasmda melanin bulunan histiyosit kökenli bağdoku hücresi.
Makat gelişi

Doğum sırasında bebeğin önce başının değil, kalçalan-nın göründüğü geliş biçimi.
Melanom

Melanositlerin atipik çoğalmalanyla gelişen kötü huylu tümör.
Melanosit

melanin içeren hücre
Melanotropin

melanosit uyarıcı hormon
Melanoz

Bİr dokuda genellikle sınırlı bir bölgede aşın.miktarda melanin birikmesine bağlı anormal renk artışı.
Melatonin

Beyinde bulunan epifiz adlı küçük bir bezden salgılanan hormon.
Melena

Kahve telvesi gibi koyu renkli, kötü kokulu ve yapışkan kıvamlı dışkı.
Melez

Herhangi bir karakter yönünden farklı iki arı dölün çaprazlanması sonucu oluşan heterozigot döl.
Makroşeli

Bir ya da her iki dudağın bir bölümünün ya da tümtt-nün anormal biçimde büyümesi.
Misel

Yağ moleküllerinini, çözünmediği bir sıvı madde içerisine bırakıldığı zaman oluşturduğu küçük partiküller.
Mendel yasaları

Avusturyalı rahip ve botanik bilgini Gregor Mendel'in. (1822-84) ortaya attığı kalıtım ilkeleri.
Miyelensefalon

Dölyatağındaki yaşamın beşinci haftasında ortaya çıkan beyin bölümü.
Miyelin

Miyelit

Omurilik İltihabı.
Miyeloblast

Dolaşan kanda bulunan tanecikli akyuvarların (granü-lositler) geliştiği öncül hücreler.
Miyelografi

Radyolojik olarak görünüm veren sıvı ya da gazın örümceksizar altı (subaraknoit) aralığa verilmesiyle uygulanan omurilik görüntüleme yöntemi.
Miyelogram

Kemik iliğinde bulunan çeşitli kan yapıcı hücrelerin birbirlerine olan oranlarının yüzde olarak belirtildiği formül.
Miyelokültür

Bir iğne aracılığıyla elde edilen, kemik İliğinin (genellikle göğüs kemiği) çeşitli kültür ortamlarına ekilmesiyle yapılan inceleme.
Miyelom

Kemik iliğinden kaynaklanan tümör.
Miyelopati

Kan yapıcı kemik iliğinin normal İşlevlerinin bozulduğunu belirtmek için kullanılan genel terim.
Miyelosit

Kemik iliğinde bulunan ve dolaşan kandaki alyuvarların Öncülü olan hücre.
Metakarp (el tarağı kemikleri)

Elde, üst uçları el bileği kemikleriyle, alt uçlan el parmak kemikleriyle eklemleşen beş kemiğe verilen ortak ad
Meydana Gelişi

Böbrek üstü bezleri, husyeler, yumurtalıklar bünyenin ihtiyacı olan kolestrolü imal ederler. Ayrıca hayvansal yağlar, süt, yumurta ve bitkisel hormonlarla da kolestrol alınır.Kanda, kolestrolün yükseldiğini anlamak için bir seri test yapmak gerekir. Ayrıca, hastanın cildinde oluşan sarı lekeler, göz altlarında beliren siyah halkalar, göz akında görülen sarı lekecikler, genel yorgunluk, iştahsızlık, hazımsızlık, baş dönmesi, baş ağrısı, görme zayıflığı, ağız acılığı, nefes ve ter kokusu kolestrolün yükselmiş olduğuna işaret olabilir.
Masseter kası (çiğacme kası)

Elmacık kemiği yayıyla altçene kemiğinin dış köşesi arasında uzanan dikdörtgen biçimli kas.
Mast hücreleri

Bütün vücutta, fakat en çok bağ dokuda bulunan yerleşik akyuvarlar. IgE ve antijen etkisiyle histamin ve alerjiye yol açan diğer maddeleri yaparlar.
Mezotel

Mezodermden kaynaklanan ve seröz^arların (akciğer zarı, kalp zarı ve kann zan yüzeyini döşeyen yassı epitel katman.
Mezotelyom

Mezotel hücrelerinden ya da seröz boşlukların yüzeyini örten hücrelerden türeyen tümör.
Mide sıvısı incelemesi

Midenin salgılama işlevleri başhca iki yöntem kullanılarak incelenir:
Mide Tembelliği

Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir.

Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır.

Mide tembelliği

Midenin besinleri gereği gibi ve normal sürede hazmedememesine mide tembelliği bir başka ifadeyle mide zafiyeti denir. Nedeni, midede asit fazlalığı, mide kaslarının zayıflamış olması veya midenin hazım için gerekli olan salgıyı yapamamasıdır.
Meckel divertikülü

kalın barsaktaki bir divertikül
Mikrodaktili

El ve ayak parmaklarının normalden küçük olduğu doğumsal oluşum bozukluğu.
Nöbet şeklinde gelen öksürük

Bu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür.
Nelson testi

Frengi hastalığının etkeni olan treponema grubu mikroplan "hareketsizleştirecek" güçteki immünglobulinle-rin serum içinde varlığını kanıtlayan test.
Nemathelminthes

yuvarlaksolucanlar
Naturel

Normal, tabii.
Neoserebellum

Memelilerde, beyinciğin en yakın zamanda evrim geçiren bölümü.
Nedbeleşme

Nefelyon

(a.k.a nebula) korneada hafif opasite
Nötr atom

Elektron ve proton sayısı birbirine eşit olan atom
Osleomiyelit

Kemiğin ve kemik iliğinin birlikte iltihabı.
Omfalosel (eksonfal)

Göbek bölgesinin karın duvarında gelişimin durması nedeniyle ortaya çıkan, ender görülen doğumsal oluşum bozukluğu.
Obstetrik paraliz (doğumsal felç)

Osteomiyelit

Kemik iltihabı.
Organel

Hücre içinde belirli bir görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrili yapılar. Çekirdek, mitokondri, kloroplastlar gibi.
Os hamatum (çengel kemik, unsinat kemik)

El bileğinin İkinci sıra kemikleri içinde yer alan piramit biçimli küçük kemik.
Öznel gerçeklik

Kişinin başkalarının onayına açık olmayan kendi iç dünyasına ilişkin ve buradan türeyen deneyimlere bağlı algıladığı duyum, veri ve izlenimlerin tümü.
Öztelkin

Kişinin kendi iç dünyasından kaynaklanan uyanlardan (kendi İnanç ve düşüncelerinden) etkilenerek belirli bir uyarıya belirli bir biçimde yanıt vermeye yönelmesi.
Peelıng

Uygun fiziksel ya da kimyasal araçların kullanılmasıyla üstderinin en yüzeysel katmanlarının soyulması.
Peeling

Uygun fiziksel ya da kimyasal araçların kullanılmasıyla üstderinin en yüzeysel katmanlarının soyulması.
Polidaktili

El ya da ayakta normalden çok sayıda parmak bulunması ile ortaya çıkan doğumsal oluşum bozukluğu.
Pelteklik

Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir Müzmin nezle, bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık, yarık damak bu duruma neden olabilir.

Peltelik

Dil peltekliğinin nedenleri çeşitlidir: Müzmin nezle, bademciklerin hastalanmasından dolayı burundan konuşma, kısmi sağırlık, yarık damak bu duruma neden olabilir.
Pelvik İnflamatuar Hastalık

Pelvis, leğen kemiklerinin arasında kalan kısma verilen addır. Bu bölgede genital iç genital organlar, idrar torbası, kalın bağırsak ve barsağın diğer kısımları bulunur. Pelvik İnflamatuar Hastalık, yumurtalık, rahim ve rahim boynu iltihaplarına verilen addır.

Belirtiler

Karnın alt kısmında şiddetli ağrı ve hassasiyet, ateş ve kusma da olabilir (akut hastalık);
Karnın alt kısmında durup tekrar gelen hafif ağrı, sırt ağrısı, düzensiz adet görme, kısırlık (kronik hastalık);
Cinsel ilişki sırasında ağrı;
Erken gelen veya ağır kanamalı adet;
Miktarı fazla , kötü kokulu vajinal akıntı
Karnın alt kısmında şiddetli sancı, bulantı, kusma, bayılma gibi şok belirtileri (Acil Durum Belirtisi)

Diyafram kullanan veya eşleri prezervatif kullanan kadınlar pelvis iltihabı hastalığından korunmaktadırlar. Rahim içi doğum kontrol aracı kullananlarda ise bu hastalığa yakalanma ihtimali daha fazladır. Adet kanaması sırasında vücut enfeksiyona karşı daha zayıf olur. Pelvis iltihabı olan kadının eşinin de enfeksiyona karşı tedavi edilmesi gerekir. Aksi takdirde hastalığın yeniden bulaşma tehlikesi vardır.

Tanı

Pelvis muayenesi sırasında doktorunuz ucuna pamuk sarılmış bir çubukla hafifçe kazıyarak vajina ve rahim boynundan örnek alır. Bunlar laboratuvara gönderilerek hastalığa neden olan organizma belirlenir. Teşhisle ilgili bir şüphe olursa veya enfeksiyonun ne kadar yayıldığı öğrenilmek istenirse; doktor laparoskopi yapar. Ucunda ışık olan ince bir alet karında küçük bir kesi yapılarak içeri sokulur ve pelvis organları incelenir. Bu işlem genellikle lokal veya genel anestezi uygulanarak hastanede (gece yatmanıza gerek olmaksızın) yapılır.

 Tedavi edilmezse pelvis iltihabı hastalığı tehlikeli olabilir. Fallopian tüplerde veya yumurtalıklarda meydana gelebilecek bir apse patlayıp acil bir ameliyatı gerektirebilir. Fallopian tüpleri veya yumurtalıklar zarar görür ya da örselenirse, hamile kalmak mümkün olmayabilir. Pelvis iltihabı hastalığı, karın boşluğunu çevreleyen zarın iltihaplanması anlamına gelen, peritonit'e de yol açabilir. Peritonit her zaman tehlikelidir ve yoğun bir antibiyotik tedavisini gerektirir. Nadiren, bakteri kana karışırsa, pelvis iltihabı hastalığı kan zehirlenmesine (septisemi) ve eklem iltihabına da sebep olabilir.

Pelvis iltihabının uzun süreli sonuçları çok ciddi olabilir. Yapışıklıklar nedeniyle kronik ağrı, geçmeyen enfeksiyon ve dış gebelik (bebeğin rahim dışında, genellikle fallopian tüplerinden birinin içinde büyümesi) bunlardan birkaçıdır.

 Tedavi

Doktor ilaç vermek için laboratuar sonuçlarını bile beklemeden hemen bir grup antibiyotikle tedaviye başlar. Laboratuar sonuçlarını alınca ilaçları değiştirebilir. Ayrıca bir de ağrı kesici verir. Yatak istirahatı tavsiye edilir, hatta şiddetli bir vakaysa veya ilaçlara hemen cevap vermediyse birkaç gün hastanede yatmak gerekebilir. Hastaların yüzde 15-25'inde hastalık tekrarlar. Ameliyat çok nadiren gerekir. Ancak, bir apse patlarsa ya da patlama tehlikesi varsa, ameliyatla boşaltılabilir veya çıkartılabilir.

Pelvimetri

Pelvİs (leğen) bölgesinin çaplarının ölçümü.
Pelvis

Leğen kemiği.
Pelvis (leğen)

Uç bileşenli kalça kemiğinin arkada sakrum (sağrı kemiği) ve koksiks (kuyruksokumu kemiği) ile eklemleşe-rek oluşturduğu kemik yapı.
Paleoserebellum

Gelişme sırası açısından beyinciğin eski bölümü.
Palpasyon

Elle dokunularak yapılan muayene.
Paneth hücreleri

İncebağırsak mukozasının bezlerinde bulunan hücreler.
Portakal kabuğu belirtisi

Memedeki tek kütleli kötü huylu tümörlerin oldukça tipik bir belirtisi.
Premenstruel Sendrom

Premenstruel Sendrom (PMS) kadınlarda adet öncesi dönemde adetten yaklaşık 1 hafta önce başlayan ruhsal ya da fiziksel bir takım sıkıntılara ve gerginliklere verilen isimdir. Bu belirtiler genellikle adetin başlamasına 1 hafta kala ortaya çıkar ve adet görülmesiyle birlikte sıkıntılar azalır ve birkaç günde kaybolur.

Adet öncesi sıkıntılar özellikle yetişkin üreme çağındaki kadınların karşılaştıkları bir sorundur ve bazen normal hayatını engelleyen biri durumdur. Her yıl yaklaşık 12 kez adet gören bir kadın için her 7-10 gün gibi sıkıntılı bir dönem yılda toplam 3-4 ay sıkıntılı bir dönemi ifade eder ki bu büyük bir rakamdır yaşamda ve kişinin hayat kalitesini düşürmektedir.

Aslında her kadında adet öncesi dönemde bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerin amacı kadının adet olacağından haberdar edilmesi ve böylece hazırlıksız yakalanmasının engellenmesidir. Bu belirtiler kadınların yarısından daha azında rahatsız edici, ancak dayanabilecek şiddette olurken, %5 kadında oldukça şiddetli belirtiler ortaya çıkmaktadır. Burada premenstruel (adet öncesi) belirtiler ile premenstruel sendrom arasındaki ayrımı yapmak önemlidir.

PMS Üreme çağındaki kadınlarda gözükse de; çok ender olarak ergenlik döneminden önce ve menapozda da görülebilir. Sıklıkla 30-45 yaş arsı kadınlarda gözükür. Ailevi bir eğilim söz konusu olmasına karşın sosyal ,sınıf ve ırksal farklılıklar göstermez. Doğum kontrol hapı kullananlarda belirtiler şiddetlenebilir.

Belirtiler

PMS bazen tüm vücut sistemlerini ağır şekilde etkileyebilir ve bu durumda her organa ait belirtiler meydana gelebilir. PMS belirtileri hafif adet öncesi belirtileri şeklinde olabilir, doktora başvuracak kadar, ancak dayanılabilir şiddette olabilir ve iş kaybına, sosyal ilişkilerde sorunlara, kişide depresyona yol açacak kadar şiddetli olabilir.

PMS'nin ruhsal belirtileri depresyona, yorgunluk hissi, aşırı uyuma çevreye ilginin azalması, duygu durumunu dalgalanmalar, sinirlilik gerginlik, asabileşme, üzüntü hali, öfke, dikkat azlığı şeklinde olabilir.

Memelerin olgunlaşması, büyümesi ve ileri derecede hassaslaşması şeklinde meme belirtileri olabilir.

Vücutta ödemlere (su tutulumuna) ve değişik bölgelerde şişliklere yol açar. Bu dönemde vücut ağırlığında 2-3 kiloya kadar ağırlık artışı olabilir.

Baş ağrısı, bulantı-kusma, kabızlık, ishal, iştah artışı, aşırı susama alkole tahammülsüzlük, cinsel istek artışı, akne (sivilce) ortaya çıkması diğer sık gözlenen belirtilerdir.

Tanı

PMS tanısı koymak kolay değildir. Adet öncesi dönemde bazı şikayetlerle başvuran her kadına PMS tanısı koymak, kadının gereksiz yere bazı tedavilere ve bunların yan etkilerine maruz kalması anlamına geleceğinden ancak bazı kriterleri taşıyanların PMS tanısı konur. PMS'li kadınların genellikle kendi kendilerine tanı koyarak doktora başvururlar. Ancak bu kadınların çoğunda ya abartılmış premenstruel belirtiler söz konusudur ya da başka bir hastalık vardır. Tanının düzgün koyulup tedavinin doğru bir şekilde verilmesi için komple bir jinekolojik sorgulama ve muayene yapılmalı, bazı destekleyici laboratuar tetkikleriyle tanıya gidilmelidir


Tedavi

Premenstural sendrom kadının kadınlığı gereği kanıtlamak zorunda olduğu bir durum değil, yardımcı olunabilecek ve de olunması gerekli bir düzensizliktir.

 Burada yapılması gereken şey bir kadın hastalıkları uzmanına başvurmaktır. Hekiminiz sizi ciddi bir sorgulamadan ve muayeneden ve de gerekirse laboratuar tetkikinden geçirip, değerlendirecek, Psikiyatrist bir doktorla beraber ilaçlı veya ilaçsız tedavinizi düzenleyecektir. Kendi başınıza yapmaya kalktığınız her şey size belki daha fazla zarar verecektir.

Kafein (kahve, çay, çikolata, kola ve bazı ağrı kesicilerde bulunur) PMS bağlı baş ağrılarının ve meme ağrılarının kötüleşmesine neden olabilir. PMS'li kadınlar siklusun ikinci yarısında (yumurtlama sonrasında) alkole karşı aşırı duyarlılık geliştiğinden bu günlerde alkol alınması PMS belirtilerin artmasına neden olabilir. Şişmeleri (ödem) olanlar için sigara azaltılmalı veya bırakılmalıdır. Çünkü nikotin vücutta su tutar hormonal salgısını uyarır. Sol tarafına yatılarak uyuması genel vücut ödemi olanlar da faydalıdır. Gerekirse tuz kısıtlanmalıdır. Yine diyette kırmızı et azaltılmalı balık , sebze ve meyve tercih edilmelidir. 

Düzenli egzersiz PMS'nin belirtilerini azaltır. Stressiz sağlıklı ve düzenli yaşam, gevşeme teknikleri meditasyon veya yoga gibi yöntemler faydalıdır. 

Hobilerle ilgilenmek önemlidir.

Yukarıda yöntemler yetersiz olduğunda veya baştan beri şiddetli seyreden PMS durumlarında ilaçla tedavi yapılır; Doğum kontrol hapları, Ağrı kesici - iltihap giderici ilaçlar, hormonal ilaçlar kullanılır.

Protein immünelektroforezi

Immünglobülin olarak da bilinen gammaglobülinleri oluşturan alt protein gruplannın elektroforez yöntemiyle yapılan miktar belirlemesi.
Piyelit

Böbrek çanağının akut ya da kronik iltihabı.
Piyelografi

Böbreğin toplayıcı sistemleri, idrar borusu ve idrar kesesinin kontrastlı röntgen filmi ile görüntülenmesi.
Piyelonefrit

İdrar borusu ve böbrek çanağının, böbrek dokusuna kadar yayılan bakteri enfeksiyonu.
Piyelotomi

Olası patolojik içerikleri çıkarmak İçin, böbreğin iç boşluklarını inceleme amacıyla yapılan cerrahi girişim.
Parmak

El ve ayak uçlarım oluşturan boğumlu uzantı.
Psikodelik

Halüsinojen (varsanıya yol açan) maddeleri belirtmek için kullanılan terim.
Parsiyel

Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi.
Psoas (bel kası)

Karnın arka duvarında yer alan iki kasa verilen ad.
Pasteurella

Evcil hayvanlarda ve insanda birçok tehlikeli hastalığa yol açan çomak biçimli bakteri cinsi.
Patella

Diz kapağı kemiği.
Patella (dizkapağı kemiği)

Yassı, 2-4 cm çapında yuvarlak kemik; Ön yüzü dışbükey, arka yüzü içbükeydir.
Paul-bunnel testi

Bulaşıcı mononükleozun tanısında kullanılan hemoag-lütinasyon(*) tepkimesi.
Punkinje (purkyne hücreleri)

Beyincik kabuğunun orta katmanındaki sinir hücreleri.
Rezidüel

Kalan, artan. ( Örn. Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.)
Rektosel

Düzbağırsağın ön duvarının dölyoluna fıtıklaşması.
Relaksin

Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon.
Relaksin

Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon.
Paneth hücreleri

İncebağırsak mukozasının bezlerinde bulunan hücreler.
Portakal kabuğu belirtisi

Memedeki tek kütleli kötü huylu tümörlerin oldukça tipik bir belirtisi.
Premenstruel Sendrom

Premenstruel Sendrom (PMS) kadınlarda adet öncesi dönemde adetten yaklaşık 1 hafta önce başlayan ruhsal ya da fiziksel bir takım sıkıntılara ve gerginliklere verilen isimdir. Bu belirtiler genellikle adetin başlamasına 1 hafta kala ortaya çıkar ve adet görülmesiyle birlikte sıkıntılar azalır ve birkaç günde kaybolur.

Adet öncesi sıkıntılar özellikle yetişkin üreme çağındaki kadınların karşılaştıkları bir sorundur ve bazen normal hayatını engelleyen biri durumdur. Her yıl yaklaşık 12 kez adet gören bir kadın için her 7-10 gün gibi sıkıntılı bir dönem yılda toplam 3-4 ay sıkıntılı bir dönemi ifade eder ki bu büyük bir rakamdır yaşamda ve kişinin hayat kalitesini düşürmektedir.

Aslında her kadında adet öncesi dönemde bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerin amacı kadının adet olacağından haberdar edilmesi ve böylece hazırlıksız yakalanmasının engellenmesidir. Bu belirtiler kadınların yarısından daha azında rahatsız edici, ancak dayanabilecek şiddette olurken, %5 kadında oldukça şiddetli belirtiler ortaya çıkmaktadır. Burada premenstruel (adet öncesi) belirtiler ile premenstruel sendrom arasındaki ayrımı yapmak önemlidir.

PMS Üreme çağındaki kadınlarda gözükse de; çok ender olarak ergenlik döneminden önce ve menapozda da görülebilir. Sıklıkla 30-45 yaş arsı kadınlarda gözükür. Ailevi bir eğilim söz konusu olmasına karşın sosyal ,sınıf ve ırksal farklılıklar göstermez. Doğum kontrol hapı kullananlarda belirtiler şiddetlenebilir.

Belirtiler

PMS bazen tüm vücut sistemlerini ağır şekilde etkileyebilir ve bu durumda her organa ait belirtiler meydana gelebilir. PMS belirtileri hafif adet öncesi belirtileri şeklinde olabilir, doktora başvuracak kadar, ancak dayanılabilir şiddette olabilir ve iş kaybına, sosyal ilişkilerde sorunlara, kişide depresyona yol açacak kadar şiddetli olabilir.

PMS'nin ruhsal belirtileri depresyona, yorgunluk hissi, aşırı uyuma çevreye ilginin azalması, duygu durumunu dalgalanmalar, sinirlilik gerginlik, asabileşme, üzüntü hali, öfke, dikkat azlığı şeklinde olabilir.

Memelerin olgunlaşması, büyümesi ve ileri derecede hassaslaşması şeklinde meme belirtileri olabilir.

Vücutta ödemlere (su tutulumuna) ve değişik bölgelerde şişliklere yol açar. Bu dönemde vücut ağırlığında 2-3 kiloya kadar ağırlık artışı olabilir.

Baş ağrısı, bulantı-kusma, kabızlık, ishal, iştah artışı, aşırı susama alkole tahammülsüzlük, cinsel istek artışı, akne (sivilce) ortaya çıkması diğer sık gözlenen belirtilerdir.

Tanı

PMS tanısı koymak kolay değildir. Adet öncesi dönemde bazı şikayetlerle başvuran her kadına PMS tanısı koymak, kadının gereksiz yere bazı tedavilere ve bunların yan etkilerine maruz kalması anlamına geleceğinden ancak bazı kriterleri taşıyanların PMS tanısı konur. PMS'li kadınların genellikle kendi kendilerine tanı koyarak doktora başvururlar. Ancak bu kadınların çoğunda ya abartılmış premenstruel belirtiler söz konusudur ya da başka bir hastalık vardır. Tanının düzgün koyulup tedavinin doğru bir şekilde verilmesi için komple bir jinekolojik sorgulama ve muayene yapılmalı, bazı destekleyici laboratuar tetkikleriyle tanıya gidilmelidir


Tedavi

Premenstural sendrom kadının kadınlığı gereği kanıtlamak zorunda olduğu bir durum değil, yardımcı olunabilecek ve de olunması gerekli bir düzensizliktir.

 Burada yapılması gereken şey bir kadın hastalıkları uzmanına başvurmaktır. Hekiminiz sizi ciddi bir sorgulamadan ve muayeneden ve de gerekirse laboratuar tetkikinden geçirip, değerlendirecek, Psikiyatrist bir doktorla beraber ilaçlı veya ilaçsız tedavinizi düzenleyecektir. Kendi başınıza yapmaya kalktığınız her şey size belki daha fazla zarar verecektir.

Kafein (kahve, çay, çikolata, kola ve bazı ağrı kesicilerde bulunur) PMS bağlı baş ağrılarının ve meme ağrılarının kötüleşmesine neden olabilir. PMS'li kadınlar siklusun ikinci yarısında (yumurtlama sonrasında) alkole karşı aşırı duyarlılık geliştiğinden bu günlerde alkol alınması PMS belirtilerin artmasına neden olabilir. Şişmeleri (ödem) olanlar için sigara azaltılmalı veya bırakılmalıdır. Çünkü nikotin vücutta su tutar hormonal salgısını uyarır. Sol tarafına yatılarak uyuması genel vücut ödemi olanlar da faydalıdır. Gerekirse tuz kısıtlanmalıdır. Yine diyette kırmızı et azaltılmalı balık , sebze ve meyve tercih edilmelidir. 

Düzenli egzersiz PMS'nin belirtilerini azaltır. Stressiz sağlıklı ve düzenli yaşam, gevşeme teknikleri meditasyon veya yoga gibi yöntemler faydalıdır. 

Hobilerle ilgilenmek önemlidir.

Yukarıda yöntemler yetersiz olduğunda veya baştan beri şiddetli seyreden PMS durumlarında ilaçla tedavi yapılır; Doğum kontrol hapları, Ağrı kesici - iltihap giderici ilaçlar, hormonal ilaçlar kullanılır.

Protein immünelektroforezi

Immünglobülin olarak da bilinen gammaglobülinleri oluşturan alt protein gruplannın elektroforez yöntemiyle yapılan miktar belirlemesi.
Piyelit

Böbrek çanağının akut ya da kronik iltihabı.
Piyelografi

Böbreğin toplayıcı sistemleri, idrar borusu ve idrar kesesinin kontrastlı röntgen filmi ile görüntülenmesi.
Piyelonefrit

İdrar borusu ve böbrek çanağının, böbrek dokusuna kadar yayılan bakteri enfeksiyonu.
Piyelotomi

Olası patolojik içerikleri çıkarmak İçin, böbreğin iç boşluklarını inceleme amacıyla yapılan cerrahi girişim.
Parmak

El ve ayak uçlarım oluşturan boğumlu uzantı.
Psikodelik

Halüsinojen (varsanıya yol açan) maddeleri belirtmek için kullanılan terim.
Parsiyel

Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi.
Psoas (bel kası)

Karnın arka duvarında yer alan iki kasa verilen ad.
Pasteurella

Evcil hayvanlarda ve insanda birçok tehlikeli hastalığa yol açan çomak biçimli bakteri cinsi.
Patella

Diz kapağı kemiği.
Patella (dizkapağı kemiği)

Yassı, 2-4 cm çapında yuvarlak kemik; Ön yüzü dışbükey, arka yüzü içbükeydir.
Paul-bunnel testi

Bulaşıcı mononükleozun tanısında kullanılan hemoag-lütinasyon(*) tepkimesi.
Punkinje (purkyne hücreleri)

Beyincik kabuğunun orta katmanındaki sinir hücreleri.
Rezidüel

Kalan, artan. ( Örn. Rezidüel İdrar; İdrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar.)
Rektosel

Düzbağırsağın ön duvarının dölyoluna fıtıklaşması.
Relaksin

Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon.
Relaksin :

Gebelik esnasında meydana gelen ve doğum işlevinde gevşetici rol oynayan hormon.
Relaps

Hastalığın uykuya daldıktan sonra yeniden uyanma ve bulgu vermesi.
Ringer çözeltisi

Sodyum klorür, potasyum klorür ve kalsiyum klorür içeren izotonik fizyolojik çözelti.
Ritüel

Özel durumlarda yinelenen ve alışkanlık özelliği kazanmış davranışlar.
Retiküloendotelyal sistem

Sitoplazmalannda çeşitli maddeleri (hücre artıkları, yabancı cisimler, mikroorganizmalar) sindirme özelliği bulunan, bağdokulardaki sabit ya da hareketli hücreler bütününden oluşan sistem; L.
Retikülum hücreli sarkom (retikülosarkom)

Çoğunlukla lenf dokularından kaynaklanan kötü huylu tümör.
Retina çubuk hücreleri

Retinanın (ağtabaka) sinir hücreleri; koni hücreleriyle birlikte gözün ışığa duyarlı alıcılarını (fotoreseptör) oluştururlar.
Retina koni hücreleri

Retinanın (ağtabaka) sinir hücreleri; çubuk hücreleriyle birlikte gözün ışığa duyarlı alıcılarını (fotoreseptör) oluştururlar.
Röntgenpelvimetri

Röntgenle elde edilen görüntüsünden yararlanarak leğen (pelvis) kemiğinin çapını ölçme.
Ses telleri

Gırtlakta sesi meydana getiren küçük kıvrımlar.
Sezaryen ameliyatı

Karın ön duvarı ve dölyatağı duvarında açılan bir kesiy-le bebeğin ve etene, göbek kordonu, amniyon zan gibi eklerinin çıkarılmasına dayanan cerrahi girişim.
Shigella

Enterobakter ailesinden, Gram-negatif boyanan bir grup bakteri.
Somatizasyon (bedenselleştinne)

İnsanın bir kaygısını "dönüştürme" ve bedensel düzeyde yansıtma süreci.
Salmonella

Bir bakteri türü
Spermatosel

Spermatozoitleri içeren kist.
Salmonella typhi basili

Tifonun etkeni olan mikroorganizma.
Simgeleştirme

Psikanalizde, bir nesnenin başka bir nesnenin anlamım ya da değerini kazanarak sonunda onun yerini tuttuğu bilinçaltı süreç.
Sinirsel ağrılar

Bu çeşit ağrılar, genelikle küt ağrı şeklindedir. Vücudun her yerinde hissedilebilir. Ama, çoğunlukla kalp çevresindeki ağrılardan şikayet edilir. Bazı kimseler de başlarını tıpkı bir çember gibi sıkan baş ağrılarından şikayet ederler. İşte bu çeşit ağrılar, bedeni bir arızadan kaynaklanmıyorsa, sinirsel ağrılardır.
Sinirsel hazımsızlık

Sinir sisteminin düzenli, uyumlu çalışmasını kaybetmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, alkol kullanmak, fazla sigara içmek, haddinden fazla çay, kahve veya süt içmek, çabuk ve gereği gibi çiğnemeden yemek yemek şikayetlerin artmasına neden olur.Hastanın karnında ağırlık hissi vardır, midede gurultu, yanma veya ekşime görülebilir. Geğirir, gaz çıkarır. Yorgunluk, baş ağrısı, çarpıntı ve unutkanlıktan da şikayet edilir.
Sinirsel kusma

Sinir sistemindeki düzensizlikten kaynaklanan bir durumdur. Ağıza su gelmesi şeklinde de görülebilir. Herşeyden önce, sinirlenmemeyi, düzenli bir hayat sürmeyi alışkanlık haline getirmek tedavinin ilk şartıdır.
Schwann hücreleri

Çevrel sinir sisteminde, sitoplazmalanyla sinir liflerinin çevresinde koruyucu bir kılıf oluşturarak sinir liflerini kuşatan hücreler.
Sinirsel tükenme

Nevrasteninin(*) klinik tablosunu belirtmek için halk arasında kullanılan terim.
Sirkumdüksiyon (dairesel hareket)

Kol ya da bacak gibi bir organın, tepesi eklem noktasında ve tabanı organın serbest ucunda kalmak üzere havada bir koni çizme hareketi
Seleksiyon

Seçilim, ayıklama.
Selenyum

Se simgesiyle gösterilen kimyasal element.
Self-tannıng

 Güneşsiz bronzlaştırıcı.
Sella turcica (türk eyeri)

Sfenoit(*) kemiğin üst yüzünde yer alan ve içine hipofİz bezinin yerleştiği eyer biçimli çöküntü.
Selülit

Selülit Nedir? (Hidrolipodistrofi)
Selülit, hormonal ve dolaşım bozukluğundan kaynaklanan bir genel dengesizliğin sonucudur ki, bunun sonuçlarından biri de suyun local olarak konnektif dokuda (cildin metabolizma alışverişlerinin yapıldığı canlı tabakası) toplanmasıdır. Bu su tutma olayı üst derinin hemen altında bulunan konnektif doku iplikçiklerinin yavaş yavaş balıkçı ağı gibi yuvarlak birikintiler meydana getirmesi ve aynı zamanda bu ilmekler arasında sayısız yağ birikintilerini tutması ile oluşur. Fonksionel olmayan bu birikintiler çoğu kez ıstırap veren hareketsiz madde durumundadırlar.

SELÜLİT’İN OLUŞUM MEKANİZMASI:
Kadında hormonal dengesizlik; Ostrojen grubu folikulin hormonu artması sonucu meydana gelir. Ergenlik, hamilelik, premenapoz. Konnektif dokuda su tutulması; Temel maddede yoğunluğun artması ve dokuda suyun toplanması. Konnektif dokuda toplardamarsal ve lenfatik staz; Temel maddenin yoğunluğunun artması damarlar üzerinde basınç meydana getirir. Kan rahat alamaz, damardaki kan akışında duraklama olur. Buna “staz” denir. Konnektif dokuda ödem; Kılcal damarlardan dışarı sızan transoda sıvının doku arasında birikmesi ve ödemin olması. Konnektif dokuda fibraz değişiklikle; Dokudaki fiziksel ve kimyasal değişiklikler sonucu file oluşur. Yağ hücrelerini bir kansol içine alarak hapseder. Hiç bir şekilde enerji olarak tüketilmeyen rejimlere isyankar fonksiyonel olmayan yağ topluluklarını, yani SELÜLİT’İ oluşturur.

Selülit oluşumunda etkili faktörler :
1) Tıbbi düzensizlikler: (kabızlık, sindirim, jinekolojik, dolaşım faktörleri)
2) Anatomik düzensizlikler: düz tabanlarda bilek bacaklarda oluşur. (adele ve kemik yapısı ile ilgili faktörler)
3) Kalıtımsal düzensizlikler: (kalıtsal ve ırkla ilgili faktörler - Akdeniz, ortadoğu ülkekeri)

Erkeklerde neden selülit olmaz, selülit hastalık mıdır, zayıf kadınlarda da selülit olur mu?

SELÜLİT`TEN NASIL KORUNULUR?
Kilonuzu koruyun. Günde 1500 kalori alın.
Çok hareket edin, örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün, jimnastik yapın.
Ayrıca vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.
Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin.
Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, kahve, çikolata, kızartma ve undan uzak durun.
Derinin kanla beslenmesini teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile kendi kendinize yapacağınız masajla, bir sıcak, bir soğuk duşu sorunlu yerlere tutun. Saunaya gidin.

SELÜLİT BİR HASTALIK MIDIR?
Evet, selülit bir hastalık olup tıptaki adı Hidrolipodistrofidir.

SELÜLİT TEŞHİSİNİ KENDİMİZ KOYABİLİR MİYİZ?
Evet. Cilt iki parmak arasında kıstırıldığında, cildin dış tabakasında girinti ve çıkıntılar meydana gelir ki tıpta buna portakal kabuğu görünümü denir.

SELÜLİT KADINLARDA HANGİ BÖLGELERE YERLEŞİR?
Uyluğun üst kısmı, dizin ve bileğin iç kısımları, kaba et ve baldırların arkası ve üst bacaklara genelde süvari pantolonu şeklinde yerleşir.

SELÜLİT REJİMLE GEÇER Mİ?
Hayır, selülit tüm zayıflama rejimlerine karşı direnç gösterir. Özel bir tedavi gerektirir, kendi kendine geçmez.

SELÜLİT NELERDEN OLUŞUR?
Selülit üç elemandan oluşur: 1-Dayanıklı hale gelmiş bölmeli bir konjonktif doku. 2-Su molekülleri ve tuz molekülleri. 3-Konjonktif doku içine hapsolmuş yağ hücreleri birikintileri. Bu bölgesel yağ birikimi, cildin hareketliliğinin azalması ve kalınlığının artmasıyla kendini gösterir. Elle dokunulduğunda cilt pütürlü, sertleşmiş ve muntazam olmayan bir görüntü verir.

SELÜLİT AĞRILI MIDIR?
Evet, selülit ağrılı olabilir. Ağrının şiddeti selülit`in sinir liflerinin üzerine yapmış olduğu basınç derecesiyle orantılı olarak değişir.

ZAYIF KADINLARDA SELÜLİT OLUR MU?
Evet, selülit zayıf hatta sıska kadınlarda bile görülebilir.

SELÜLİT`İN NEDENLERİ NEDİR?
Hormonal nedenler: Hiper folikülin, yani kadınlarda yumurtalardan salgılanan folikülin hormonunun artışı. Bu hormon, dokularda su tutma özelliği nedeniyle selülit`e zemin hazırlar.
Soya çekim: Anne selülit`li ise çocuğunda da selülit görülebilir.
Dolaşım bozukluğu (damar yetmezliği): Selülit ve damar yetmezliği birbirine paralel gider. Yani selülit damar yollarında oluşur ve damarları sarar, sıkar. Bu durum kan dolaşımını daha da zorlaştırır ve varisler meydana gelir. Bu da damar yetmezliği, selülit, varis, daha ileri derecede damar yetmezliği olarak gittikçe ciddi boyutlara varır.

SELÜLİT`İN OLUŞMASINDA DİĞER NEDENLER NELERDİR?
Kabızlık, hipotiroid, doğum kontrol hapı kullanımı, karaciğerin kötü fonksiyonu ve sinirsel düzensizlik.

SELÜLİT KAÇ AŞAMADA GELİŞİR?
Selülit üç aşamada gelişir. Birinci aşaması dolaşım bozukluğudur, damarlardan çıkan su dokulara dolar. Dokular acılı ve duyarlıdırlar. Ödemli denilen bu devrede başarılı bir şekilde tedavi yapılabilir. Bu devrede tedavi yöntemi mezoterapidir. İkinci aşamada, ödem daha da fazlalaşır. Bu aşamada selülit`i buradan atmak oldukça güç olmasına karşın, tıpta mezoterapi ile başarılı bir tedavi mümkündür. Üçüncü aşamada, bu dokularda biriken yağ, su ve tuz molekülleri organizma tarafından kullanılamaz ve selülit yerleşir.

SELÜLİT`TE NASIL BİR BESLENME REJİMİ UYGULANMALIDIR?
Rejimin, su açısından zengin, tuz açısından zayıf olması gerekir. Selülit tedavisinde tuzu asgari düzeye indirmek gerekir. Balık, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanı ve yumurta yenilerek protein açısından zengin bir beslenme uygulanır. Proteinler ödemi önler ve iştah artırır. Şekerlemeler, hamur işleri, bakliyat kaldırılmalıp, alkolden uzak durulması gerekir. Zira alkol kanda yağa dönüşür ve vücutta birikir.

SELÜLİT HANGİ YÖNTEMLERLE TEŞHİS EDİLİR?
Termografi: Vücutta kan dolaşımının normal olduğu bölgelerde vücut ısısı da normal olur. Dolaşım bozukluğu olan yerlerde kanlanma azalacağı için, bu bölgeler vücudun normal ısısından daha soğuk olur. Selülit`in oluşma nedenlerinden biri dolaşım bozukluğu olup termografi ile dolaşım bozukluğunun ve selülit`in yeri de teşhis edilir.

Ekografi: Bir çeşit ultrason cihazı olup uygulandığı yerin, ayrıntılı olarak görünümünü sağlar. Selülit`e uygulanma amacı deri kalınlığının ve yağ tabakasının kalınlığının ölçümüdür.

Manyetik rezonans: Vücudun 3 boyutlu incelenmesi imkanını sunar. Bu sayede cilt kalınlığı, yağ tabakası ve oluşabilecek ikincil, üçüncül (tümör, yapısal bozukluklar) nedenlerin varlığının ya da yokluğunun tespitini sağlar.

SELÜLİT`TE UYGULANAN MEZOTERAPİ YÖNTEMLERİNDE HEDEFLENEN AMAÇ NEDİR?
Tedavinin asıl amacı selülit`i oluşturan süreci tersine çevirmek ve yağ hücreleri düzeyinde lipolizi tekrar harekete geçirmektir. Yani, birikimi ortadan kaldırmak, lenf ve kan dolaşımını rahatlatmak, lipoliz mekanizmasını tekrar harekete geçirmektir.

LİPOLİZ NEDİR?
Yağ hücrelerinin boşluğunda depolanan yağların kimyasal olarak parçalanması ve eritilmesi, enerji olarak vücuda verilmesi olayı olarak tanımlanır.

KİŞİ SELÜLİT`Lİ Mİ DOĞAR?
Hayır, kişi selülit`li doğmaz. Ne bebek, ne de çocuklarda selülit olur. Selülit gerçek olarak erişkinlik döneminde ortaya çıkar. Ancak selülit`te kalıtım önemli rol oynar. Kalıtımın kesin surette etkili olabilmesi için, hem anne hem de babada yağ fazlalığına ilişkin sorunların bulunması gerekir. Bu durumda kişinin, ilk ergenlik belirtilerinden itibaren ve daha sonra da yaşamının değişik evrelerinde, örneğin gebelik ve menopoz gibi hormonal açıdan çok önemli zamanlarda da izlenmesi gerekir.

HAMİLELİK SELÜLİT`E UYGUN ORTAMI HAZIRLAR MI?
Vakaların çoğunda hamilelik gerçekten selülit`in belirmesine neden olur. Çünkü doğumdan önce ve doğumdan sonra meydana gelen hormonal değişimler, gerçek bir dengesizliğe neden olur. Doğumdan sonra selülit biraz azalsa da bir miktar selülit birikimi kalır.

MENOPOZ DÖNEMİ ŞİŞMANLAMA DÖNEMİ MİDİR?
Menopoz döneminde özellikle kiloda fazlalığa doğru belirli bir eğilim olur. Ayrıca hormonal dengesizlik, vücudun su tutması ve selülit görülür. Psikolojik açıdan, kadın cinselliğindeki değişim ve buna eklenen çeşitli olaylar kadınlarda depresyona doğru bir eğilim yaratabilir. Kadınlar da kendilerini avutmak için genellikle kontrolsüz ve hatta oburluğa varan bir yeme alışkanlığının içine düşer ve kilo alırlar.

SPOR SELÜLİT`İ TEDAVİ EDER Mİ?
Hayır. Sert sporlar, vücudun belirli bir kısmını çalıştıran ve düzensiz yapılan sporlar hiçbir işe yaramaz. Selülit`e karşı en etkili spor tempolu yürüş ve yüzmedir. Fakat tıbbi olarak, bütün sporlar içinde en iyisi jimnastiktir. Bunun bir avantajı da herkes tarafından istenildiği yerde, istenilen zamanda ve şekilde uygulanabilmesidir.

SELÜLİT ÇOK OLDUĞUNDA TEDAVİSİ DAHA MI ZORDUR?
Hayır. Tedavi daha uzun sürer, ama daha güç olmaz. Yöntem her zaman aynı olup esas zor olan, hastaya kendini sevmeyi öğretmek, harekete geçirmek ve mücadele bilinci kazandırmaktır.

ERKEKLERDE NİYE SELÜLİT OLMAZ?
Erkeklerde selülit olmamasının en önemli nedeni onlarda başka hormonların, özellikle de yağlı hücre oluşumunda hiçbir etkisi olmayan erkeklik hormonunun bulunmasıdır.

SELÜLİT BÜYÜME ÇAĞINDA TEDAVİ EDİLMELİ MİDİR?
Selülit, genellikle büyüme çağında ortaya çıkar. Psikolojik bir sorundan kaynaklanan bir oburluğun sonucu olmadığı halde 14-15 yaşlarında selülit oluşması, hormonal bir düzensizliğin işaretidir. Genç kızlarda selülit oluştuğunda, düşük kalorili bir rejim izlenebilir, spor ve jimnastik yapılabilir ve çok gerekirse mezoterapi uygulanabilir.

ŞİŞMANLIK İLE SELÜLİT ARASINDA NE FARK VARDIR?
Bu ikisini kesinlikle karıştırmamak gerekir. Eğer kişi şişmansa mutlaka selülit`i de olur. Ama selülit`in cildin derin dokularını bile etkileyen, temelde hormonal kökenli özel bir bozukluk olduğunu bilmek gerekir. Bu bozukluk, son derece zayıf kadınlarda bile görülebilir. Fazla kiloların tüm vücuda yayılmasına karşın selülit, bacak, baldır, kol gibi belirli bölgelerde görülür.

SIK SIK KİLO ALIP VERMEKTEN NİYE KAÇINMALIYIZ?
Bazı kimseler sürekli kendilerini kısıtlamaktansa, çok kötü bir görünüş alıncaya kadar yiyip şişmanlar, sonra da bu kilolarını çok hızlı bir şekilde vermeye çalışırlar. Bu sistemin sakıncaları çok fazladır. Bu tür rejimler organizma için zararlı, metabolizma içinse korkunçtur. Ayrıca sık kilo alıp verme, mekanik faktörler nedeniyle cildin kendini bırakmasına neden olur, deride çatlaklar meydana gelir.

GÜNDE 3 LİTRE SU İÇİLMELİ Mİ?
Toksinleri ve zararlı maddeleri vücuttan atmak için, günde ortalama 1.5 litre su içmek gerekir. Ancak bu, herkes aynı miktarda su içecek demek değildir. Çünkü her insanın gereksinim duyduğu miktar değişir. Genel olarak içilecek sıvı miktarı kiloyla da ilişkilidir. 100 kiloluk bir kişi fazla zorlanmadan bir günde 3 litre su içebilir. Oysa 40 kiloluk biri için bu miktar fazla gelebilir. Ayrıca, vücutları su tutan kadınlar, içmeye başlar başlamaz şişkinlik meydana gelir. Bu durumda selülit`ten önce bu rahatsızlığın tedavisi ele alınmalıdır.

Selüloz

Bitki hücrelerinin çeperlerinde bulunan ve oldukça sağlam bir yapıya sahip olan polisakkarit molekülerinden oluşan madde.
Sîstopiyelit

Aynı anda hem idrar kesesine, hem de böbrek havuzuna yerleşen iltihap.
Sivilceler

Yağ bezelerinin fazla çalışmasından, hormon veya metabolizma bozukluklarından kaynaklanan en küçük çıbanlara sivilce denir.Sivilceleri sıkmamak, tuzsuz, yağsız ve baharatsız şeyler yemek gerekir.
Serebellum

Haraketlerin koordinasyonundan sorumlu beyin bölümü, beyincik.
Süblimasyon (yüceltme)

Psikanalizde bir cinsel dürtünün amacından ve cinsel nesnesinden uzaklaşarak yüceltilen amaç ve nesnelere yönelmesi.
Serebrotoni (beyinsel kişilik)

Davranışlarda beyinsel işlevlerin Öne çıktığı kişilik öğesi.
Serum-protein elektroforezi

Kan serumundaki proteinlerin elektroforez(*) yöntemiyle ayrıştırılmasın! sağlayan yöntem.
Şigellozun laboratuvar tanısı

Shigella grubundan çeşitli bakterilerin oluşturduğu hastalıkların tanısına yardımcı olan laboratuvar verileri.
T hücreleri

T lenfositleri de denir Timüs bezinde yapılırlar ve hücresel bağışıklıkta örıemli rol oynarlar.
Tıbbi inceleme

Hastalıklarda organ ve sistemlerin İşlevlerinin değerlendirmeye yönelik yararlı bilgiler elde etmek ya da kesin bir tanıya varabilmek
Tırnak

Ellerde ve ayaklarda parmak ucunun üst yüzeyini örten oluşum.
Transseksüalizm(transseksüellik)

Kişinin fiziksel özelliklerine göre belirlenmiş cinsiyetini yadsıyarak davranış biçimini karşı cinse uydurmasıyla ortaya çıkan ruhsal anomali.
Transseksüel

Cinsel tercihini karşı cinsiyetten oluşturan. Cinsel kimliği ile cinsel organları uyumsuz olarak doğmuş insan. (Cinsel organları cinsel kimliğine uydurulana dek kişi ne erkek ne de dişidir. Transseksüeldir. Cinsel organları cinsel kimliğine uydurulan kişi artık transseksüel değil ya erkek ya da dişidir.) Tıbbi müdahale ile cinsiyet değiştiren.
Trapez kemik (yamuk kemik)

El bileğini oluşturan ikinci kemik sırasındaki ikinci kemik.
Trapezoit kemik (yamuksu kemik)

El bileğinde birinci sıradaki skafoit kemik ile trapez ve başlı kemik arasında yer alan kemik.
Trendelenburg pozisyonu

Ameliyat yatağına sırtüstü yatırılmış hastaya verilen Özel konum.
Telanjiyektazi

Deride yer alan küçük kılcal damarların kalıcı genişlemesi.
Telekardiofon

Kalp seslerini hastadan uzakta dinleten alet.
Telekardiyografi

Göğüs kafesinin ön-arka düzlemde radyolojik olarak incelenmesi.
Telenjektazi

Deride veya mukozalarda kırmızı lekeler şeklinde görülen kılcal, arteriol ve venüllerin genişlemesinden oluşan lezyonlar.
Telensefalon

Dölütsel yaşamın beşinci haftasında, ensefalonun(*) ön-arka doğrultuda birbirini izleyen beş keseciğinden en önde olanı.
Telepati

Beş duyu işe karışmaksızın düşüncelerin, bu duyuların üstünde bir yolla aktarılması.
Telkin

Bir bireyin, dış kısıtlamalara başvurmadan bir başka bireyi ya da kendini (öztelkin) yönlendirdiği süreç
Telofaz

Mitoz bölünmenin son evresi.
Telomere

Kromozomun bitiş kısmı. Bu özel yapı, doşğrusal DNA moleküllerinin kendi kendini üretmesi ve dengeli yapısını koruması işlerine yarar Transkripsiyon: Bir DNA parçasından kopyalanan RNA sentezi.
Tromboelastografi

Pıhtının oluştuğu evreler boyunca esnekliğinin değerlendirilmesine dayanan ve kanın pıhtılaşma sürecini inceleyen bir teknik.
Tepkisel davranış

Kişinin özeleştiri ve denetleme mekanizmalanmn zayıflamasına bağlı saldırgan ve şiddet içeren davranışlar.
Trousseau belirtisi

Kol atardamarının sıkışmasıyla elde oluşan kasılma.
Tükürük incelemesi

Yenidoğanların hastalıklarında başvurulan bir laboratu-var tahlili.
Transeksüel

Karşı cinse ilgi gösteren, tıbbi müdahale ile cinsiyetini değiştiren kişi.
Uyuma yönelik davranışlar

Fiziksel ve sosyal çevre koşullannın değişmesine kişinin uygun bir yanıt vermesini sağlayan tüm davranışlar.
Üretra salgısının incelenmesi

Üretra (siyek) salgısında Neisseria gonorrhoeae'nin (belsoğukluğu elkeni) varlığını lam üzerinde doğrudan belirlemeyi ve erken dönemde özgün tedaviye başlamayı sağlayan leknik.
Üreterosel

Üreterlerin (İdrar boruları) birinde ya da ikisinde uç bölümün kist biçiminde genişlemesiyle belirlenen doğumsal oluşum bozukluğu.
Varikosel

Erkeklerde spermatik kordon venlerinin genişlemesi sonucu torbalar içersinde varis oluşumu.
Vitellus

yumurta sarısı.Döllenme sırasında yumurtanın beslenmesi sağlayan mukopolisakkarit,protein ve yağ karışımından oluşan madde
Vitellus kesesi

Embriyonun gelişiminin ilk evresinde farklılaşan kese biçiminde yapı.
Weber pergeli

Deride İki farklı duyumun algılanabileceği en yakın iki nokta arasındaki uzaklığı ölçmeye yarayan alet.
Yalancı gebelik

Tüm gebelik belirtilerinin olmasına rağmen, uterus boştur. Bu duruma yalancı gebelik denir. Daha çok psikolojik menşelidir
Yutak salgısının incelenmesi

Yutak boşluğundan alınan salgının kültür aracılığıyla incelenmesi.
Zar potansiyeli

Canlı hücrenin içi ve dışı arasında, yani hücre zarının İki yanında bulunan potansiyel farkı.
Zekâ bölümü (ıntelligence quotient-ıq)

Zekâ yaşı ile takvim yaşı arasındaki orantının 100'e bölümü.
Zona pelusida

Yumurtanın dışını kaplayan zar, sperm bu zarı delerek içeri girer ve döllenmeyi sağlar. Embryonun rahime yerleşmesi için bu zardan soyulması gereklidir.
Zigomatik kemik (elmacık kemiği)

Üstçene kemiğiyle alın kemiği, şakak kemiğinin skua-ması ve kamamsı kemiğin büyük kanadı arasında bir köprü oluşturan yüz kemiği.
Zihinsel yorgunluk

Kişide uzun süreli ve yoğun bir zihinsel zorlanmanın oluşturduğu özel psikosomatik durum.
<< Geri
 Medikal Bilgi
 Sağlık
 Tıp Sözlüğü  Biyoloji Sözlüğü
 Ansiklopedi  İlaç Fiyatları
 Gebelik  Mineraller
 Cinsel Terimler Sözlüğü
 TUS Hakkında  Kaplıcalar
 Renk Körlüğü Testi  Full Text Dergiler
 Bebeğiniz Ne Zaman Doğacak ?
 Tahmini yumurtlama gününüzü hesaplayın
 Bebeğinizin boyunu hesaplayın
 İlk Yardım  Bebek İsimleri
İdeal Kilonuzu, Günlük Enerji İhtiyacınızı Öğrenin
 Zayıf mı? Şişman mı?  Kalori Tabloları
 Hastalıklar  Vitaminler
 İlaç Klavuzu  Aloe Vera
Vademecum (İlaç Bilgileri)  Şifalı Bitkiler
 Yazılar
 Medikal Kitap
Yayındaki Türkçe ve Yabancı Kitap Tanıtımları
 Medikal Anket
Hangi korunma yöntemini kullanıyorsunuz?

Prezarvatif
Spiral
Dışarı boşalma
Doğum kontrol hapı
 Rastgele 2 Kitap
Tavsiye


Hakkımızda | Reklam | Kullanım Şartları | Basında TurkMedikal.net | Webmasterlar İçin | İçerik Ortaklığı | İletişim | Vademecum (İlaç Bilgileri)
Aloe Vera | Üyelik | Dükkan | Kitaplar | Hastalıklar | İlk Yardım | Rehber | Nöbetçi Eczaneler | Sağlık Ansiklopedisi

TurkMedikal.NET bir ZA Host Web Hosting ve Zahmaci Web Tasarım Sitesidir
Dmoz Directory | Astroloji | Walpapers | Kumluca | Hastalıklar
Carpets and Rugs | Holy Books
Elmalı | Kemer | Korkuteli | Serik | Akseki