TurkMedikal.net { ana sayfa }
TurkMedikal. N E T | ANA SAYFA Üyelik Online Alış-Veriş | Dükkan Kitaplar Hastalıklar Hakkında Bilgi | Hastalıklar İlk Yardım Medikal Rehber | Medikal Linkler Reklam
  24 Nisan 2024, Çarşamba Bu Sayfayı Arkadaşınıza Göndermek İstermisiniz ?
:: Sağlık Ansiklopedi >> Ige

Akciğer

Solunum organı.
Akciğer amfîzemi

Akciğer dokusunda bulunan havanın aşırı artmasıyla ilgili patolojik bozukluk.
Akciğer atelektazisi

Akciğerlerin hava içeriğinin azalması ya da kaybolması.
Akciğer Embolisi

Akciğer embolisi, kan damarları aracılığıyla vücutta dolaşan bir embolinin (genellikle bacaktaki ya da pelvis bölgesindeki bir toplardamardan kaynaklanan ve serbest dolaşan bir kan pıhtısı) akciğerlerdeki bir artar damarı tıkaması sonucunda oluşur

Belirtiler

Akciğer embolisinin belirtileri, tıkanmanın yeri ve kansız kalan bölgenin boyutları dahil olmak üzere, birkaç etmene bağlı olarak gelişir. Akciğer embolisinin bazı olası belirtileri şunlardır: Görünür bir nedeni olmadan, ansızın soluksuz kalma hissi Soluk alırken göğüste ağrı Baygınlık hissi Öksürükle kanlı balgam çıkartma Nabızda hızlanma

Tanı

Akciğer embolisi geçirdiğinizi düşünüyorsanız, derhal bir doktora başvurun. Acil tıbbi girişime ihtiyacınız olabilir. Pulmoner embolide erken tanı hayat kurtarıcıdır. Tanı için hastadan ayrıntılı bir hikaye alınması gerekir ayrıca hekim gerek hikaye  alırken ve gerekse tetkikleri isterken pulmoner emboli olasılığını düşünmeli ve buna yönelik olarak hastada risk faktörü varlığını araştırmalıdır. Risk aktörlerinden bir veya birkaçının varlığı ile birlikte bir başka nedene bağlanamayan ani nefes darlığı ve arter kan gazı analizinde kandaki Oksijen miktarında düşme saptanması durumunda pulmoner emboli akla gelmelidir. Tanı için standart akciğer grafisi, arter kan gazı analizi, EKG, EKO kardiografi, bacak ve baldır toplardamarlarının Dopler ultrasonografisi, akciğer sintigrafileri ve spiral BT gibi yöntemlerden yararlanılır.

Tedavi

Pulmoner embolide tanı konulur konulmaz pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar ile tedaviye başlanmalıdır. Hatta risk faktörlerinin mevcudiyeti halinde birçok olguda kesin tanı konulmadan önce yani tetkikler devam ederken tedavi başlanılır. Tedavi süressi genellikle 3-6 ay arası olup genetik faktörlere bağlı olduğu düşünülen olgularda bu süre daha uzun tutulur. Bu tür olgularda yaşam boyu tedavide önerilebilir.

Öneriler

Aşağıdaki önlemler, akciğer embolisini ya da arterlerinizde başka tıkanmalar ya da daralmalara ilişkin tehlikeyi azaltmanızda yardımcı olabilir:

• Yağ içeriği düşük, liften zengin bir diyet uygulayın
• Düzenli olarak fizik egzersiz yapın
• Uzun süre oturmanız gerektiğinde, ayağa kalkın, yürüyün ya da bacaklarınızı hareket ettirin
 

Akciğer Kanseri

Erkeklerde en sık görülen kanser çeşidi olan akciğer kanseri, kadınlarda da sigara kullanımının artmasıyla beraber giderek daha sık görülmektedir.

Avrupa Birliği ülkelerindeki tüm kanser olguları içerisinde %21´lik paya sahip olan akciğer kanseri, aynı zamanda hastalığa bağlı yüksek ölüm oranı nedeniyle kansere bağlı ölümlerin %29´undan sorumludur. Amerika Birleşik Devletleri´nde 1991 yılı verilerine göre, kadın ve erkeklerde kansere bağlı ölümler arasında 1. sırada yer alan bu hastalık, kanser tedavisinde kaydedilen bütün gelişmelere rağmen önemini ve yerini korumaktadır. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanseri, büyük oranda sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğinden aynı zamanda önlenebilir tek kanser türü olarak tanımlanabilir. Yapılan bir çok araştırmada sigara kullanımındaki artışa paralel olarak sıklığını arttıran bu hastalığın, sigara karşıtı kampanyaların başarılı olduğu ülkelerde sigara kullanımındaki azalma ile birlikte insidansının azaldığı saptanmıştır.

Akciğer kanseri gelişimi için risk faktörleri

Akciğer kanseri ile ilişkili birçok risk faktörü tanımlanmış olmakla birlikte bunların en önemlisi sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri olgularının yaklaşık %80-85´inde sigara hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. Özellikle squamous hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri ile sigara kullanımı arasındaki sebep - sonuç ilişkisi çok iyi tanımlanmıştır. Günlük tüketilen sigara miktarı ve tiryakilik süresi ile akciğer kanseri olasılığı arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Yani daha fazla sigara içenlerde akciğer kanseri riski sigara içmeyenlere veya az sigara içenlere göre artmaktadır.

Sigara kullanımının dışında bazı metal ve kimyasal maddelere mesleksel maruziyet, asbest teması, radon gazı, genetik bazı faktörler, radyasyon, önceden geçirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları da akciğer kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Örneğin ailesinde akciğer kanseri olan bireylerde akciğer kanseri görülme olasılığı biraz daha fazladır. Özellikle ailede akciğer kanseri öyküsü ile birlikte sigara kullanımı, riski daha da arttırmaktadır. Yine akciğer tüberkülozu, interstisyel fibrozis, büllöz amfizem ve doku harabiyeti ile seyreden diğer bazı akciğer hastalıklarında ortaya çıkan nedbe dokusu akciğer kanseri gelişimi için bir zemin oluşturabilir.  için bilinen en önemli risk faktörü olan asbest maruziyeti, aynı zamanda akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır.

Akciğer kanserinin hücre tipine göre sınıflandırılması

Akciğer kanseri, hücre tipine göre küçük hücreli akciğer kanseri (small cell) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (non-small cell) olmak üzere 2 temel grupta ele alınır. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, squamous, adeno ve büyük hücreli kanser alt gruplarından oluşur. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserinin seyri ve tedavi yaklaşımı bazı farklılıklar gösterir (bkz. tedavi). Küçük hücreli akciğer kanserinin tüm akciğer kanserleri içindeki sıklığı yaklaşık %15-20 oranındadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri arasında yer alan squamous hücreli kanser ülkemizde en sık görülen tiptir ve büyük ölçüde sigara kullanımına bağlı olarak gelişir. Yine aynı grupta yer alan adeno kanser ise bizde daha seyrek görülmekle birlikte örneğin ABD´de en fazla görülen akciğer kanseri türüdür. Squamous hücreli kanser ve küçük hücreli kanser daha çok akciğerin santral bölümlerinde yani ana bronşlar ve lob bronşlarında yer alırken, adeno kanser çoğu kez periferik akciğer alanlarından başlar.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir ?

Akciğer kanseri belirtileri lokal belirtiler ve akciğer dışı belirtiler olmak üzere 2 grupta incelenebilir :

Lokal belirtiler doğrudan akciğere yerleşen tümörün ve onun bölgesel lenf bezlerine metastazlarının ortaya çıkardığı öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, göğüs, omuz, kol veya sırt ağrısı, kan tükürme, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, hışıltılı solunum gibi belirtilerdir. Ancak hastalığın başlangıç döneminde olguların büyük çoğunluğunda belirti yoktur. Birçok olguda ise öksürük erken bir belirti olmakla birlikte hastaların büyük çoğunluğu sigara kullandığından öksürüklerinin sigaraya bağlı olduğunu düşünerek hekime başvurmazlar. Bu nedenle uzun süren (3 haftadan uzun) öksürük varlığında veya önceden varolan öksürüğün karakterinde bir değişme ortaya çıktığında, örneğin öksürükle birlikte balgamla karışık kan gelmesi gibi durumlarda mutlaka kontrolden geçmek gerekir.

Akciğer kanserinin akciğer dışı belirtileri, tümörün diğer organlara metastazlarına bağlı olabildiği gibi tümörden salınan bazı immünolojik ve hormonal maddelere bağlı da olabilir.

Metastaz belirtileri organa özgü olup örneğin kemik metastazlarında ağrı, beyin metastazında bilinç bozukluğu, kasılmalarla seyreden nöbet, görme bozuklukları olabilir.

Metastaz belirtilerinin dışında iştahsızlık, kilo kaybı, kuvvet kaybı, halsizlik, ateş gibi şikayetler olguların birçoğunda görülebilir. Ayrıca özellikle küçük hücreli akciğer kanserinde tümörden salınan bazı hormonal maddelere bağlı olarak parmaklarda çomaklaşma, deri lezyonları, nörolojik tablolar, kan tablosunda bozulma gibi bulgular olabilir.

Akciğer kanserinde tanı ve evreleme

 Yukarıdaki belirti ve bulgularla hekime başvuran hastalarda ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin ardından tanı için atılacak ilk adım standart akciğer grafisi (2 yönlü) çekilmesidir. Birçok olguda bu görüntüleme yöntemi ile tümör ya da tümörün oluşturduğu enfeksiyon, plörezi, atelektazi (akciğerin çökmesi) gibi tablolar saptanabilir. Akciğer grafisinde tümör ya da tümör ile ilişkili olabilecek diğer görünümlerin saptanması halinde atılacak 2. adım genellikle akciğerin bilgisayarlı tomografisinin çekilmesidir. Bilgisayarlı tomografi görülen lezyon hakkında detaylı bilgi verdiği gibi standart akciğer grafisinde görülemeyecek kadar küçük olan diğer lezyonların görülmesine de olanak sağlar. Standart akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografilerin incelenmesinden sonra hastalığın bölgesel yayılımı ve lokalizasyonu ortaya çıkar. Hekim bu noktada artık kesin tanı için gerekli olacak biyopsi yönteminin ne olacağına karar verebilir. Örneğin cerrahi müdahale düşünülen olgularda ve santral bölgede yer alan tümörlerde bronkoskopi yapılması hem evreleme hem de tanı için gerekli iken, bronkoskopi ile ulaşılamayacak periferik bölgelerde yer alan tümörlerde bilgisayarlı tomografi rehberliğinde iğne biyopsisi tercih edilebilir. Yine bu ilk incelemelerin sonucunda tümöre cerrahi bir girişim düşünülmüyorsa tanı için ilk aşamada balgam muayenesi istenebilir. Bu tür hastalarda balgamın sitolojik incelemesi sonucunda tanıya ulaşılamaz ise diğer yöntemlere başvurulur.

Akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi ile görüntülenen tümörde balgam, plevra sıvısı sitolojisi, bronkoskopi veya iğne biyopsisi gibi yöntemlerle hücre tipi tanısı da konulduktan sonra elde edilen sonuca göre evreleme çalışmalarına başlanmalıdır. Kanserde evreleme hastalığın seyri ve uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi açısından son derece önemlidir ve mutlaka yapılması gerekir.

 Küçük hücreli akciğer kanseri sınırlı ve yaygın evre olmak üzere 2 evrede incelenir. Sınırlı evrede hastalık göğsün tek bir tarafı ile sınırlıdır, karşı akciğere veya diğer oraganlara yayılım yoktur. Yaygın evre küçük hücreli akciğer kanserinde hastalık, akciğer dışı diğer organlara ya da karşı akciğere metastaz yapmıştır. Sınırlı ve yaygın evrelerde tedavi farklılık gösterdiğinden küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konulan olgularda en azından beyin tomografisi ya da MR´ı, kemik sintigrafisi ve üst batın tomografisi veya ultrasonografisi ile uzak organ metastazları araştırılmalıdır.

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin erken evrelerinde cerrahi tedavi sağkalım üzerine en etkili tedavi modalitesi olduğundan bu hastalıkta evreleme çalışmaları küçük hücreli akciğer kanserine göre daha detaylı incelemeleri gerektirir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evreleme TNM sistemine göre yapılır. Bu sistemde T ile tümör boyutu, tümörün komşu doku ve organlarla ilişkisi, tümörün bronkoskopik görünümü gibi birçok özelliği tanımlanırken, N tümöre ait bölgesel veya uzak lenf bezlerindeki metastaz varlığını yada yokluğunu tanımlar. M uzak organ metastazları ile ilişkili olup, M1 olarak tanımlanan olgular yani uzak organ metastazı saptanan olgular doğrudan başka bir incelemeye gerek olmaksızın evre IV olarak sınıflandırılır. TNM sistemine göre akciğer kanseri olguları evre I, evre II, evre III ve evre IV olarak dört grupta ele alınır. Evre I ve II, erken evre akciğer kanseri olarak tanımlanır ve bu tür olgularda mutlaka cerrahi tedavi olanakları araştırılmalıdır.

Akciğer kanseri tedavisi

Akciğer kanseri tedavisi multidispliner bir yaklaşım gerektirir. Yani akciğer kanserinin tedavisi ve takibi Göğüs Hastalıkları, Onkoloji ve Göğüs Cerrahisi uzmanlarının işbirliği ile kararlaştırılmalı ve yapılmalıdır.

Küçük hücreli akciğer kanserinde tedavi

Küçük hücreli akciğer kanserinde seçilecek tedavi yöntemi cerrahi dışı yaklaşımlar yani kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıdır. Bu tür kanserin kombine kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı genellikle çok iyidir ve kısa sürede tümör ve metastazlarının boyutlarında gerileme ya da radyolojik olarak silinme olduğu görülür. Sınırlı evre küçük hücreli akciğer kanseri olgularında kemoterapi ile birlikte uygulanan radyoterapi, sadece kemoterapi uygulanmasına göre daha iyi sonuç vermektedir. Yine sınırlı evredeki hastalıkta beyne koruyucu radyoterapi uygulanması da tedavi yöntemleri arasında yer alır. Yaygın evrede ise seçilecek tedavi yöntemi kombine kemoterapidir ancak beyin metastazı varlığında buraya radyoterapi uygulanmalır.

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tedavi

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı konulan ve evre I, II ve bazı seçilmiş evre III olgularda tercih edilecek tedavi yöntemi cerrahi girişim olmalıdır. Bu tür olgularda cerrahi sonrası gerekli görülürse kemoterapi yada radyoterapi uygulamaları da yapılabilir. İleri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ise kemoterapi ve akciğer dışı beyin, kemik gibi organ metastazları varlığında buraya yönelik radyoterapi uygulanılır.

Akciğer kanserinden korunma ve erken tanı

Akciğer kanserinden korunmanın en etkin yolu sigarayı bırakmaktır. Bunun dışında endüstride kullanılan bazı metal ve kimyasal maddelere karşı tedbir alınması, hava kirliliği ile mücadele, radyasyon maruziyetinden kaçınma, korunma önlemleri olarak sayılabilir.

Akciğer kanserinde erken tanının önemine ilişkin çok büyük hasta gruplarını içeren çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalarda balgam sitolojisi, akciğer grafisi gibi tanı yöntemleri tarama testi olarak kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları incelendiğinde ne yazık ki kansere bağlı ölüm oranlarında tarama testi uygulanan hasta grupları ile uygulanmayan gruplar arasında önemli bir farklılık görülmediği saptanmıştır. Bununla birlikte sigara içen 40 yaş üzerindeki bireylerde en azından yılda 1 kez akciğer grafisi çekilmesi erken tanı için önerilebilir.

Akciğer Ödemi

Akciğer ödemi, akciğerlerdeki kanın önce interstisiyel aralığa, oradan da alveol içine geçmesi ile kısacası akçığerin kendi içinde boğulması olarak tarif edebilirz.

Belirtiler

Akciğer ödemi çoğunlukla kalp problemleri nedeniyle olur, ancak kalp dışında akciğer iltihabı (pnömoni), belli toksinlere veya ilaçlara maruz kalma, veya yüksek irtifa da nedenler arasındadır. Akciğer ödemi son derece acil bir durumdur ve anında müdahale gerektirir. Akciğer ödemi ölümcül olabilmesine rağmen eğer hızlı bir tedavi uygulanırsa sonuç sıklıkla iyidir.
Nedene bağlı olarak, akciğer ödem belirtileri aniden ortaya çıkabilir ya da haftalar veya aylar içinde yavaş yavaş gelişebilir.
Ani gelişen akciğer ödeminde belirti ve bulgular çoğunlukla oldukça ciddidir:

• Aşırı nefes darlığı veya solunum güçlüğü
• Boğulma hissi
• Hırıltılı ya da iç çekerek soluma
• Kanlı olabilen, köpüklü balgamla birlikte öksürük
• Aşırı terleme
• Soluk ve nemli deri
• Eğer neden koroner arter hastalığı ise, eşlik eden göğüs ağrısı

  Daha yavaş ve zamanla gelişen belirti ve bulgular ise şunlardır:

• Düz yatarken solunum zorluğu, oturunca rahatlama
• Geceleri nefessiz kalma hissi ile uyanma
• Fizik aktivite sırasında olağan dışı nefes darlığı
• Akciğer ödeminin kalp yetmezliğinin (vücudunuzun ihtiyacına göre kalbinizin çok az kan pompalayabildiği bir durum) bir sonucu olarak gelişmesi durumunda ise; önemli kilo artışı

Tanı

Tanı öykü ve klinik bulgularla ve tetkiklerle konur. Hastanın şikayetleri Röntgen Bulguları Bilgisayarlı tomografi (her zaman gerekli olmayabilir.)

Tedavi

Akciğer ödeminin açılması için ilaçlar ve hastalığın ilerlememesi için gerekli tedavinin vakit kaybedilmeden yapılması gerekir.

• Oksijen: Her türdeki akciğer ödem tedavisinde uygulanan ilk tedavidir. Genellikle oksijen bir nazal kanül (her bir burun deliğine oksijen veren plastik bir tüp ile) veya maske ile verilir. Bazen solunumun bir makine ile desteklenmesi gerekli olabilir.
• İdrar söktürücü ilaçlar. Kalbe bağlı akciğer ödemi vakalarında vücuttaki aşırı sıvıyı dışarı atar.
• Morfin tedavisi; bu narkotik, yıllarca akciğer ödemi tedavisinin başlıca dayanağını oluşturmuştur, nefes darlığını ve eşlik eden sıkıntıyı azaltmak için kullanılabilir.
• Kalbin yükünü azaltan ilaçlar: Bunlar, uç damarları genişleten ve sol ventrikül üzerindeki basınç yükünü azaltan ilaçlardır.
• Kan basıncını ayarlayan ilaçlar: Akciğer ödemi yüksek kan basıncından oluşmuşsa, kontrol altına almak için ilaçlar verilecektir. Diğer taraftan eğer kan basıncı çok düşük ise, yükseltmeye yönelik ilaçların verilmesi gerekebilir.

Akciğer zan

akciğer zan
Bigeminizm

Her normal kalp atımının hemen ardından düzenli olarak ekstrasistol (ek atım) denen anormal bir atimin izlediği kalp ritmi bozukluğu.
Corpus quadrigeminus (dördüz cisim)

Beyin gövdesinden çıkan üst beyincik saplarının üst yüzünde görülen yuvarlak çıkıntı.
Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Hepatizasyon (karaciğerleşme)

Akciğerlerin patolojik bîr süreç sonunda karaciğer dokusuna benzeyen bir görünüm kazanması.
Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Gebeliğe Hazırlık

İyi bir gebelik dönemi geçirmek için iyi bir plan yapmak gerekir. Gebe kalma planınızı hayata geçirirken size düşen bazı görevler var. Aşağıdaki yazıda gebe kalmayı planladığınız andan itibaren dikkat etmeniz gereken noktalar özetlendi:

PREKONSEPSİYONEL VİZİT (gebelik öncesi muayene) KAVRAMI:

İlk yapmanız gereken, gebe kalmadan önce bir doktor kontrolünden geçmektir: bu kontrolün amacı gebelikte, doğumda ya da doğum sonrasında normaldışı durumların ortaya çıkma riskini artıracak "risk faktörlerinin" belirlenmesi ve gebe kalmadan önce tedavi gerektirenlerin tedavi edilmesi (kansızlık, enfeksiyon gibi), gebelik takibini değiştirebilecek özelliklerin belirlenerek gebelikte takip planının çizilmesidir (daha önceden düşük yapmış olmak, dış gebelik geçirmiş olmak, daha önceden ölüdoğum-erken doğum yapmış olmak gibi). 

Sürekli olarak kullanmak durumunda olduğunuz ilaçların gebeliğe göre tekrar düzenlenmesi de bu kontrolde ele alınacaktır.

YAŞAM TARZININ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMESİ VE GEREKLİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI:

Gebe kalmayı planladığınız andan itibaren sigarayı bırakmalı, sigara içilen ortamlardan uzak kalmalısınız.
Alkol kullanımını tümüyle bırakmalı ve eğer kullanıyorsanız uyuşturucu, sakinleştirici, uyarıcı ilaçlardan vazgeçmelisiniz. 

Akne (sivilce) ilaçlarının bazıları (izotretinoin içerikli olanlar) erken gebelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebek için ileri derecede sakıncalı olabilir.

Ağrı kesici olarak mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız.

Düzenli beslenmeye hemen şimdi başlamalısınız.

Başka nedenlerle doktor kontrolüne gittiğiniz her durumda doktorunuzu gebe olabileceğiniz konusunda uyarmalısınız.

Evinizde kedi besliyorsanız ve toksoplazma tetkikleriniz bu hastalığı geçirmediğinizi gösteriyorsa kedinin bakımı esnasında kedinin dışkısıyla temas etmemeye özen göstermelisiniz. Yine ek bir önlem olarak toksoplazmadan korunmak için çiğ et tüketiminden vazgeçmelisiniz.
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik üzerindeki etkileri hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Sauna, tüplü dalma, bedeni aşırı zorlayıcı sporlar gebe kalmayı planlayanlar için uygun aktiviteler değildir.

İŞ YAŞAMI ŞARTLARININ GÖZDEN GEÇİRİLMESİ

İşyerinde ya da evde bilgisayar kullanan anne adaylarının bebeklerinde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskinde bir artma saptanmış değildir. Dahası, bilgisayarlar iyonize edici özellikleri olan herhangi bir radyasyon yaymazlar. Yine de ekstra bir önlem olarak kendi bilgisayarınıza ve odanızdaki bilgisayarlara ekran filtresi taktırarak bilgisayarla çalışmaya devam edebilirsiniz.

Kimyasal maddelerin üretildiği ve/veya açığa çıktığı iş kollarında çalışanlar (boya sanayi gibi) muhtemel riskler için kurum doktorlarına başvurmalı ve gerekirse çalıştıkları bölümü geçici olarak değiştirmelidirler.

İşyerinde radyasyona maruz kalanlar (radyoloji veya radyoterapi kliniklerinde çalışanlar, günboyu güvenlik kontrolü için "x-ray cihazı" adı verilen dedektörlerin yakınında çalışan güvenlik görevlileri gibi) gebeliği planladıkları andan itibaren durumu bağlı bulundukları yetkili kişiye iletmeli ve kurum doktorunun önerisine göre radyasyon yayan ortamdan uzak durmalıdırlar.

 

Hepatizasyon (karaciğerleşme)

Akciğerlerin patolojik bîr süreç sonunda karaciğer dokusuna benzeyen bir görünüm kazanması.
Ige

E grubu immünglobülin
İmmünglobülîn e (ıge)

Toplam ve Özgül IgE'ler olarak immünglobülinlerin bir alt sınıfını oluşturan protein yapısındaki antikorlar.
Kalp-akciğer makinesi

Önemli kalp-damar cerrahi girişimleri sırasında geçici olarak dolaşım ve solunum işlevlerinin yerini tutmak üzere kullanılan araçlar.
Karaciğer

Hayatın devamı için gerekli birçok karmaşık işi yapan (sindirim, kan proteinleri yapımı, artıkların yok edilmesi) bir karın içi organıdır.
Karaciğer Hastalıkları

Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır. Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana gelir.

Karaciğer hastalıkları

Karaciğer, diyaframın hemen altında, sağ tarafta, yaklaşık olarak 2 kilogram ağırlığında koyu kırmızı renkte yumuşak bir organdır. Yaşamak için gerekli olan bir çok kimyasal olay burada meydana gelir.
Karaciğer şişmesi

Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir.Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar görülür.
Karaciğer şişmesi

Herhangi bir karaciğer hastalığı sırasında, karaciğer hücrelerinin şişip, safra yollarını tıkanması sonucu ortaya çıkan bir hastalıkktır. Tıp dilinde hepatit sarılık denir.

Hastanın bütün dokuları, hatta gözlerinin akı bile sarıya boyanır. İdrarı esmerleşir. Deride kaşıntılar görülür.

Karaciğer Yetersizliği

Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür.

İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur. İdrara çok çıkılır. Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir

Karaciğer yetersizliği

Karaciğerin görevini yeterince yapmaması sonucu görülen bir hastalıktır. Belirtileri bağırsaklarda gaz, karın şişliği, sağ böğürde ağrı, burun kızarması, solgun renk, yüz ve elde çil gibi lekeler, paslı dil, ağızda acılık, mide bulantısı, kabızlık, çarpıntı, el ve ayak şişleri, görme ve işitmede azalma görülür. İdrar rengi, sabahları koyu, gündüz ise açık ve durudur. İdrara çok çıkılır.Hastanın çukulata, baharatlı yiyecekler, turşu, kızartmalar, ve yağlı şeyler yememesi gerekir.
Karaciğerin görevi

- Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.- Vücudun ısısını ayarlar.- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar. Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır.Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri :Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder. Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder. Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar. Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır. Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme duyguları da zayıflar.
Karaciğerin Görevi

Günde yaklaşık olarak 4 su bardağı (1 litre) safra salgılar.
- Yağ, protein ve şeker metabolizmasını düzenler.
- Vücudun ısısını ayarlar.
- Vücudun ihtiyacı olan su ve vitaminleri yapar.
- Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolar. Kan miktarını ayarlar.
- Hormonların görevleri üzerinde etkili olur.
Karaciğer yukarıda belirtilen görevlerinden herhangi birini yapamaz hale gelecek olursa, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.

Bunların en önemlileri, karaciğer yetersizliği, karaciğer iltihaplanması, karaciğer sirozu, safra kesesi iltihabı ve safra kesesi taşıdır.
Karaciğer Hastalıklarının Ortak Belirtileri
Hasta, sağ böğründe ağrı hisseder.

Bağırsaklarında fazla miktarda gaz vardır. Karnı şişer, anüsten çıkan gaz pis kokar. Cilt rengi ve bazen de göz akı sararır. Yüzünde ve ellerinde çil gibi lekeler görülür. Hazımsızlıktan şikayet eder.

Sabahları dilinde pas ve ağzında acılık hisseder. Nefesi de kokar. Sabah saatlerinde ensede ağrı hisseder. Çarpıntı, iştahsızlık vardır. İdrarın rengi sabahları sarı ve koyu, daha sonraki saatlerde ise, duru ve açıktır.

Sık sık idrara gider. Baldır kasları ağrır. El ve ayaklarında şişlik görülür. Geceleri uyumak istemez. Görme ve işitme duyguları da zayıflar.
 

kciğer kanseri

Erkeklerde en sık görülen kanser çeşidi olan akciğer kanseri, kadınlarda da sigara kullanımının artmasıyla beraber giderek daha sık görülmektedir.

Avrupa Birliği ülkelerindeki tüm kanser olguları içerisinde %21´lik paya sahip olan akciğer kanseri, aynı zamanda hastalığa bağlı yüksek ölüm oranı nedeniyle kansere bağlı ölümlerin %29´undan sorumludur. Amerika Birleşik Devletleri´nde 1991 yılı verilerine göre, kadın ve erkeklerde kansere bağlı ölümler arasında 1. sırada yer alan bu hastalık, kanser tedavisinde kaydedilen bütün gelişmelere rağmen önemini ve yerini korumaktadır. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanseri, büyük oranda sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğinden aynı zamanda önlenebilir tek kanser türü olarak tanımlanabilir. Yapılan bir çok araştırmada sigara kullanımındaki artışa paralel olarak sıklığını arttıran bu hastalığın, sigara karşıtı kampanyaların başarılı olduğu ülkelerde sigara kullanımındaki azalma ile birlikte insidansının azaldığı saptanmıştır.

Akciğer kanseri gelişimi için risk faktörleri

Akciğer kanseri ile ilişkili birçok risk faktörü tanımlanmış olmakla birlikte bunların en önemlisi sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri olgularının yaklaşık %80-85´inde sigara hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. Özellikle squamous hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli akciğer kanseri ile sigara kullanımı arasındaki sebep - sonuç ilişkisi çok iyi tanımlanmıştır. Günlük tüketilen sigara miktarı ve tiryakilik süresi ile akciğer kanseri olasılığı arasında doğrusal ilişki bulunmaktadır. Yani daha fazla sigara içenlerde akciğer kanseri riski sigara içmeyenlere veya az sigara içenlere göre artmaktadır.

Sigara kullanımının dışında bazı metal ve kimyasal maddelere mesleksel maruziyet, asbest teması, radon gazı, genetik bazı faktörler, radyasyon, önceden geçirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları da akciğer kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Örneğin ailesinde akciğer kanseri olan bireylerde akciğer kanseri görülme olasılığı biraz daha fazladır. Özellikle ailede akciğer kanseri öyküsü ile birlikte sigara kullanımı, riski daha da arttırmaktadır. Yine akciğer tüberkülozu, interstisyel fibrozis, büllöz amfizem ve doku harabiyeti ile seyreden diğer bazı akciğer hastalıklarında ortaya çıkan nedbe dokusu akciğer kanseri gelişimi için bir zemin oluşturabilir.  için bilinen en önemli risk faktörü olan asbest maruziyeti, aynı zamanda akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır.

Akciğer kanserinin hücre tipine göre sınıflandırılması

Akciğer kanseri, hücre tipine göre küçük hücreli akciğer kanseri (small cell) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (non-small cell) olmak üzere 2 temel grupta ele alınır. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, squamous, adeno ve büyük hücreli kanser alt gruplarından oluşur. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserinin seyri ve tedavi yaklaşımı bazı farklılıklar gösterir (bkz. tedavi). Küçük hücreli akciğer kanserinin tüm akciğer kanserleri içindeki sıklığı yaklaşık %15-20 oranındadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri arasında yer alan squamous hücreli kanser ülkemizde en sık görülen tiptir ve büyük ölçüde sigara kullanımına bağlı olarak gelişir. Yine aynı grupta yer alan adeno kanser ise bizde daha seyrek görülmekle birlikte örneğin ABD´de en fazla görülen akciğer kanseri türüdür. Squamous hücreli kanser ve küçük hücreli kanser daha çok akciğerin santral bölümlerinde yani ana bronşlar ve lob bronşlarında yer alırken, adeno kanser çoğu kez periferik akciğer alanlarından başlar.

Akciğer kanseri belirtileri nelerdir ?

Akciğer kanseri belirtileri lokal belirtiler ve akciğer dışı belirtiler olmak üzere 2 grupta incelenebilir :

Lokal belirtiler doğrudan akciğere yerleşen tümörün ve onun bölgesel lenf bezlerine metastazlarının ortaya çıkardığı öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, göğüs, omuz, kol veya sırt ağrısı, kan tükürme, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, hışıltılı solunum gibi belirtilerdir. Ancak hastalığın başlangıç döneminde olguların büyük çoğunluğunda belirti yoktur. Birçok olguda ise öksürük erken bir belirti olmakla birlikte hastaların büyük çoğunluğu sigara kullandığından öksürüklerinin sigaraya bağlı olduğunu düşünerek hekime başvurmazlar. Bu nedenle uzun süren (3 haftadan uzun) öksürük varlığında veya önceden varolan öksürüğün karakterinde bir değişme ortaya çıktığında, örneğin öksürükle birlikte balgamla karışık kan gelmesi gibi durumlarda mutlaka kontrolden geçmek gerekir.

Akciğer kanserinin akciğer dışı belirtileri, tümörün diğer organlara metastazlarına bağlı olabildiği gibi tümörden salınan bazı immünolojik ve hormonal maddelere bağlı da olabilir.

Metastaz belirtileri organa özgü olup örneğin kemik metastazlarında ağrı, beyin metastazında bilinç bozukluğu, kasılmalarla seyreden nöbet, görme bozuklukları olabilir.

Metastaz belirtilerinin dışında iştahsızlık, kilo kaybı, kuvvet kaybı, halsizlik, ateş gibi şikayetler olguların birçoğunda görülebilir. Ayrıca özellikle küçük hücreli akciğer kanserinde tümörden salınan bazı hormonal maddelere bağlı olarak parmaklarda çomaklaşma, deri lezyonları, nörolojik tablolar, kan tablosunda bozulma gibi bulgular olabilir.

Akciğer kanserinde tanı ve evreleme

 Yukarıdaki belirti ve bulgularla hekime başvuran hastalarda ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin ardından tanı için atılacak ilk adım standart akciğer grafisi (2 yönlü) çekilmesidir. Birçok olguda bu görüntüleme yöntemi ile tümör ya da tümörün oluşturduğu enfeksiyon, plörezi, atelektazi (akciğerin çökmesi) gibi tablolar saptanabilir. Akciğer grafisinde tümör ya da tümör ile ilişkili olabilecek diğer görünümlerin saptanması halinde atılacak 2. adım genellikle akciğerin bilgisayarlı tomografisinin çekilmesidir. Bilgisayarlı tomografi görülen lezyon hakkında detaylı bilgi verdiği gibi standart akciğer grafisinde görülemeyecek kadar küçük olan diğer lezyonların görülmesine de olanak sağlar. Standart akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografilerin incelenmesinden sonra hastalığın bölgesel yayılımı ve lokalizasyonu ortaya çıkar. Hekim bu noktada artık kesin tanı için gerekli olacak biyopsi yönteminin ne olacağına karar verebilir. Örneğin cerrahi müdahale düşünülen olgularda ve santral bölgede yer alan tümörlerde bronkoskopi yapılması hem evreleme hem de tanı için gerekli iken, bronkoskopi ile ulaşılamayacak periferik bölgelerde yer alan tümörlerde bilgisayarlı tomografi rehberliğinde iğne biyopsisi tercih edilebilir. Yine bu ilk incelemelerin sonucunda tümöre cerrahi bir girişim düşünülmüyorsa tanı için ilk aşamada balgam muayenesi istenebilir. Bu tür hastalarda balgamın sitolojik incelemesi sonucunda tanıya ulaşılamaz ise diğer yöntemlere başvurulur.

Akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi ile görüntülenen tümörde balgam, plevra sıvısı sitolojisi, bronkoskopi veya iğne biyopsisi gibi yöntemlerle hücre tipi tanısı da konulduktan sonra elde edilen sonuca göre evreleme çalışmalarına başlanmalıdır. Kanserde evreleme hastalığın seyri ve uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi açısından son derece önemlidir ve mutlaka yapılması gerekir.

 Küçük hücreli akciğer kanseri sınırlı ve yaygın evre olmak üzere 2 evrede incelenir. Sınırlı evrede hastalık göğsün tek bir tarafı ile sınırlıdır, karşı akciğere veya diğer oraganlara yayılım yoktur. Yaygın evre küçük hücreli akciğer kanserinde hastalık, akciğer dışı diğer organlara ya da karşı akciğere metastaz yapmıştır. Sınırlı ve yaygın evrelerde tedavi farklılık gösterdiğinden küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konulan olgularda en azından beyin tomografisi ya da MR´ı, kemik sintigrafisi ve üst batın tomografisi veya ultrasonografisi ile uzak organ metastazları araştırılmalıdır.

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin erken evrelerinde cerrahi tedavi sağkalım üzerine en etkili tedavi modalitesi olduğundan bu hastalıkta evreleme çalışmaları küçük hücreli akciğer kanserine göre daha detaylı incelemeleri gerektirir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evreleme TNM sistemine göre yapılır. Bu sistemde T ile tümör boyutu, tümörün komşu doku ve organlarla ilişkisi, tümörün bronkoskopik görünümü gibi birçok özelliği tanımlanırken, N tümöre ait bölgesel veya uzak lenf bezlerindeki metastaz varlığını yada yokluğunu tanımlar. M uzak organ metastazları ile ilişkili olup, M1 olarak tanımlanan olgular yani uzak organ metastazı saptanan olgular doğrudan başka bir incelemeye gerek olmaksızın evre IV olarak sınıflandırılır. TNM sistemine göre akciğer kanseri olguları evre I, evre II, evre III ve evre IV olarak dört grupta ele alınır. Evre I ve II, erken evre akciğer kanseri olarak tanımlanır ve bu tür olgularda mutlaka cerrahi tedavi olanakları araştırılmalıdır.

Akciğer kanseri tedavisi

Akciğer kanseri tedavisi multidispliner bir yaklaşım gerektirir. Yani akciğer kanserinin tedavisi ve takibi Göğüs Hastalıkları, Onkoloji ve Göğüs Cerrahisi uzmanlarının işbirliği ile kararlaştırılmalı ve yapılmalıdır.

Küçük hücreli akciğer kanserinde tedavi

Küçük hücreli akciğer kanserinde seçilecek tedavi yöntemi cerrahi dışı yaklaşımlar yani kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıdır. Bu tür kanserin kombine kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı genellikle çok iyidir ve kısa sürede tümör ve metastazlarının boyutlarında gerileme ya da radyolojik olarak silinme olduğu görülür. Sınırlı evre küçük hücreli akciğer kanseri olgularında kemoterapi ile birlikte uygulanan radyoterapi, sadece kemoterapi uygulanmasına göre daha iyi sonuç vermektedir. Yine sınırlı evredeki hastalıkta beyne koruyucu radyoterapi uygulanması da tedavi yöntemleri arasında yer alır. Yaygın evrede ise seçilecek tedavi yöntemi kombine kemoterapidir ancak beyin metastazı varlığında buraya radyoterapi uygulanmalır.

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tedavi

Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı konulan ve evre I, II ve bazı seçilmiş evre III olgularda tercih edilecek tedavi yöntemi cerrahi girişim olmalıdır. Bu tür olgularda cerrahi sonrası gerekli görülürse kemoterapi yada radyoterapi uygulamaları da yapılabilir. İleri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ise kemoterapi ve akciğer dışı beyin, kemik gibi organ metastazları varlığında buraya yönelik radyoterapi uygulanılır.

Akciğer kanserinden korunma ve erken tanı

Akciğer kanserinden korunmanın en etkin yolu sigarayı bırakmaktır. Bunun dışında endüstride kullanılan bazı metal ve kimyasal maddelere karşı tedbir alınması, hava kirliliği ile mücadele, radyasyon maruziyetinden kaçınma, korunma önlemleri olarak sayılabilir.

Akciğer kanserinde erken tanının önemine ilişkin çok büyük hasta gruplarını içeren çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalarda balgam sitolojisi, akciğer grafisi gibi tanı yöntemleri tarama testi olarak kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları incelendiğinde ne yazık ki kansere bağlı ölüm oranlarında tarama testi uygulanan hasta grupları ile uygulanmayan gruplar arasında önemli bir farklılık görülmediği saptanmıştır. Bununla birlikte sigara içen 40 yaş üzerindeki bireylerde en azından yılda 1 kez akciğer grafisi çekilmesi erken tanı için önerilebilir.

Lmmünnoglobulin e (ıge)

Normalde insanlarda çok az miktarlarda bulunan bir antikor. Klasik alerjik tepkilerden sorumlu tek antikor.
Shigella

Enterobakter ailesinden, Gram-negatif boyanan bir grup bakteri.
Şigellozun laboratuvar tanısı

Shigella grubundan çeşitli bakterilerin oluşturduğu hastalıkların tanısına yardımcı olan laboratuvar verileri.
Trigeminal nevralji

Yüzdeki trigeminal sinirde ağrıya neden olan bir hastalık.
Trigeminal sinir

Duygusal uyarıları yüz dil ve dişlerden beyne ileten sinir.
Trigeminus siniri

Beşinci kafa çifti.
Zekâ bölümü (ıntelligence quotient-ıq)

Zekâ yaşı ile takvim yaşı arasındaki orantının 100'e bölümü.
<< Geri
 Medikal Bilgi
Bu gün:  Ebeler Haftası  
 Sağlık
 Tıp Sözlüğü  Biyoloji Sözlüğü
 Ansiklopedi  İlaç Fiyatları
 Gebelik  Mineraller
 Cinsel Terimler Sözlüğü
 TUS Hakkında  Kaplıcalar
 Renk Körlüğü Testi  Full Text Dergiler
 Bebeğiniz Ne Zaman Doğacak ?
 Tahmini yumurtlama gününüzü hesaplayın
 Bebeğinizin boyunu hesaplayın
 İlk Yardım  Bebek İsimleri
İdeal Kilonuzu, Günlük Enerji İhtiyacınızı Öğrenin
 Zayıf mı? Şişman mı?  Kalori Tabloları
 Hastalıklar  Vitaminler
 İlaç Klavuzu  Aloe Vera
Vademecum (İlaç Bilgileri)  Şifalı Bitkiler
 Yazılar
 Medikal Kitap
Yayındaki Türkçe ve Yabancı Kitap Tanıtımları
 Medikal Anket
Hangi korunma yöntemini kullanıyorsunuz?

Prezarvatif
Spiral
Dışarı boşalma
Doğum kontrol hapı
 Rastgele 2 Kitap
Tavsiye


Hakkımızda | Reklam | Kullanım Şartları | Basında TurkMedikal.net | Webmasterlar İçin | İçerik Ortaklığı | İletişim | Vademecum (İlaç Bilgileri)
Aloe Vera | Üyelik | Dükkan | Kitaplar | Hastalıklar | İlk Yardım | Rehber | Nöbetçi Eczaneler | Sağlık Ansiklopedisi

TurkMedikal.NET bir ZA Host Web Hosting ve Zahmaci Web Tasarım Sitesidir
Dmoz Directory | Astroloji | Walpapers | Kumluca | Hastalıklar
Carpets and Rugs | Holy Books
Elmalı | Kemer | Korkuteli | Serik | Akseki