:: Sağlık Ansiklopedi >> Para
Aparatus
Yapı, işlev ve köken bakımında farklılık taşımakla birlikte vücut genelinde belirli bir işlevi yerine getiren organlar bütünü. |
Bell paralizi
Yüz siniri felcidir. |
Fahişelik
Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması. |
Fasial paralizi
Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur. |
Fcemodektom
Paragangliyon hücrelerinden gelişen tümör az da olsa kemoreseptör (kimyasal alıcı) işlevine sahiptir. |
Giraldes organı (paradidim)
Embriyondaki Wolff kanalının alt bölümünün bir artığı; epididim yakınında tohum kordununa bağlı tüp biçiminde küçük bir organdır. |
Hipoparatiroidizm
Paratiroit bezlerinin yetersiz hormon üretmesine bağlı hastalık tablosu. |
Fahişelik
Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması. |
Fasial paralizi
Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur. |
Fcemodektom
Paragangliyon hücrelerinden gelişen tümör az da olsa kemoreseptör (kimyasal alıcı) işlevine sahiptir. |
Giraldes organı (paradidim)
Embriyondaki Wolff kanalının alt bölümünün bir artığı; epididim yakınında tohum kordununa bağlı tüp biçiminde küçük bir organdır. |
Fahişelik
Para karşılığı erkek veya kadının karşısındakine cinsel ilişkide veya cinsel lütufta bulunması. |
Fasial paralizi
Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur. |
Fcemodektom
Paragangliyon hücrelerinden gelişen tümör az da olsa kemoreseptör (kimyasal alıcı) işlevine sahiptir. |
Giraldes organı (paradidim)
Embriyondaki Wolff kanalının alt bölümünün bir artığı; epididim yakınında tohum kordununa bağlı tüp biçiminde küçük bir organdır. |
Hipoparatiroidizm
Paratiroit bezlerinin yetersiz hormon üretmesine bağlı hastalık tablosu. |
Hiperparatiroidizm
Paratiroİt bezlerin aşın hormon (parathormon) salgılaması ile ayırt edilen patolojik durum. |
Laparatomi
Teşhis amaçlı veya ameliyat için karın boşluğunun açılması. |
Obstetrik paraliz (doğumsal felç)
|
Para tiroitler
Tiroiti örten bağdoku kılıfı içinde ikisi üstte, ikisi altta yer alan dört safgıbezi. |
Parafazi
Anlatım güçlüğü çekilmesinden ötürü uygun bir sözcük yerine başka bir sözcüğün kullanıldığı konuşma bozukluğu (sözel parafazi). |
Paraganglîyom
Paraganglİyonlardan, başka bir deyişle kanun sempatik sinir gangliyonlanyla ilişkili küçük boyutlu oluşumlardan çıkan tümör. |
Paragangliyon
Üst mezenterf*) gangliyonu, böbrek ve böbreküstü gangliyonu gibi karnın sempatik sinir gangliyonlanyla ve sinir ağıyla ilişkili küçük hücre gruplan. |
Paragramatîzm
Cümleye dilbilgisi kurallarına uygun bir yapı verememeye bağlı rahatsızlık. |
Paraguzi
Tat duyusunda yanılsama biçiminde ortaya çıkan bozukluk. |
Parakardiak
Kalbin yanında, kalbe komşu. |
Parakeratoz
Epidermis (üstderi) hücrelerinin olgunlaşma ve farklılaşma sürecinde ortaya çıkan bozukluk. |
Parakolpos
Dölyolunun iki kenarında, küçük leğende yer alan anatomik yapılar bütünü. |
Parakuzi
Yanlış işitme duyumlannın alındığı işitme bozukluğu. |
Paraleksi
Yüksek sesle doğru okuyamama. |
Paralerji
Bağışıklık sisteminde duyarlılığa yol açan antijenlerden farklı antijenlere karşı alerjik tepki oluşması. |
Paralitik
Felç olan, felçli kişi. |
Paramedian
Orta hattın yanında, orta hatta yakın. |
Paramedikal
Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren. |
Parametrit
Parametriyumda, daha çok lenf dolaşmasıyla dölyata-ğından ya da tüplerden gelen irin yapıcı mikroplara bağlı iltihaplanma. |
Parametriyum
Dölyatağmm iki yanında, dölyatağı gövdesini leğen duvarına tutturan karın zarı (periton) kıvrımlarının oluşturduğu iki geniş bağ arasında bulunan anatomik yapıların tümü. |
Paramnezi
Geçmişle şimdiki zamanın karıştırılması biçiminde ortaya çıkan bellek bozukluğu. Bak. dismnezi. |
Paramorfizm
Vücudun tümünün ya da bazı bölümlerinin duruşunda anatomik bir bozukluğa değil, yalnızca işlevsel bir bozukluğa bağlı herhangi bir anormallik. |
Paranazal
Burun boşluğunun yanında, buruna komşu. |
Paranefrit
Karın zan arkasında, böbreğin yakınında bulunan bağ dokusunun akut ya da kronik iltihabı. |
Paraneoplastiksendrom
Kanserli hastalarda tümör dokusundaki metabolizma sürecine ve bu dokudan salgılanan etken maddelere bağlı belirtiler. |
Parankim
Bir organ yada bezin görev gören dokusudur. Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır. |
Paranoit
Psikiyatride genellikle paranoya ile paranoit şizofreni arasında kalan durumları belirtmek için kullanılan terim. |
Paranoya
Yetersiz kuruntu ve kuşkularla karakterize ruhsal bozukluk |
Paraozefageal
Özefagusun ( yemek borusu ) yanında yer alan. |
Paraparezi
Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn. hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması. |
Parapleji
Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali. |
Paraproteinemi
Kan dolaşımında antikor proteinlerine (immünglobü-linler) benzeyen, ama onlar gibi etki göstermeyen özel-proteinlerin yüksek düzeyde bulunması. |
Parasempatik
Organların çalışmasına yavaşlatıcı etki yapan otonom sinir sisteminin bölümü. |
Parasempatik sinir sistemi
Kolinerjik sistem de denir. İstem dışı iç organ sinirlerine, hareket ve duyu sinirlerinderı ayn bir sinir sistemi oluşturur. Vejetatif sinirler de denen bu sinirler göze, tükürük bezlerine, bronşlara, mide ve bağırsaklara, mesaneye, penise, damarlara vb. giderler Birbirine karşıt etki yapan iki bölüme ayrılırlar: Sempatik ve parasempatik sinir sistemleri. Örneğin, sempatik beta sinirleri bronşları açar, parasempatik sinirlerse daraltır; sempatik sistem kalbi hızlandırır, parasempatik yavaşlatır vb. Sempatik sistem de iki bölüme aynlır: Alfa ve beta. Alfa sinirleri gibi etki yapan ilaçlara alfa agonist, beta gibi olanlara beta agonist, parasempatik etki yapanlara kolinerjik denir. Bunların karşıt etki yapanlarına alfa veya beta bloker ve antikolinerjik denmektedir. Sempatik sinirlere adrenerjik de denir. |
Parasempatik sistem
Otonom sinir sisteminin birbirine karşıt etki yaratan iki bölümünden biri. |
Parasentez
İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı. |
Parasistol
Sinüs-kulakçık düğümünden başka bir yerde uyanların ortaya çıkmasına bağlı kalp ritmi bozukluğu. |
Parathonnon (pıtı)
Paratiroitlerden salgılanan, kalsitonin ve D vitaminiyle birlikte kalsiyum metabolizmasını düzenleyen hormon. |
Paratifo
Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur. Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar. |
Paratifo
Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur.
Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar. |
Paratiroid
Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim. |
Paratiroidektomi
Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması. |
Paratrakeal
Nefes borusunun yanında yer alan. |
Paratroit hormon
Paratroit bezinden salgılanan, kalsiyumun bağırsaktan emilimini, böbreklerden atılmasını, kemiklerden serbest hale geçirilmesini ve hücreler arasındaki kalsiyum iyon konsantrasyonunu kontrol eden hormon. |
Paravertebral
Omurganın ( Vertebral Kolon ) yanında yer alan. |
Parazitemi
Kanda parazit bulunması. |
Parazitoloji
Başta protozoonlar ve yuvarlaksolucanlar olmak üzere asalaklarla ilgilenen bilim dalı. |
Parazitoz (asalak hastalığı)
Asalağın bulaşması sonucu ortaya çıkan hastalık. |
Parodontopati
Paradontumun yapı ve işlevini bozan, korumasız bıraktığı dişin düşmesine yol açan hastalık. |
Para tiroitler
Tiroiti örten bağdoku kılıfı içinde ikisi üstte, ikisi altta yer alan dört safgıbezi. |
Parafazi
Anlatım güçlüğü çekilmesinden ötürü uygun bir sözcük yerine başka bir sözcüğün kullanıldığı konuşma bozukluğu (sözel parafazi). |
Paraganglîyom
Paraganglİyonlardan, başka bir deyişle kanun sempatik sinir gangliyonlanyla ilişkili küçük boyutlu oluşumlardan çıkan tümör. |
Paragangliyon
Üst mezenterf*) gangliyonu, böbrek ve böbreküstü gangliyonu gibi karnın sempatik sinir gangliyonlanyla ve sinir ağıyla ilişkili küçük hücre gruplan. |
Paragramatîzm
Cümleye dilbilgisi kurallarına uygun bir yapı verememeye bağlı rahatsızlık. |
Paraguzi
Tat duyusunda yanılsama biçiminde ortaya çıkan bozukluk. |
Parakardiak
Kalbin yanında, kalbe komşu. |
Parakeratoz
Epidermis (üstderi) hücrelerinin olgunlaşma ve farklılaşma sürecinde ortaya çıkan bozukluk. |
Parakolpos
Dölyolunun iki kenarında, küçük leğende yer alan anatomik yapılar bütünü. |
Parakuzi
Yanlış işitme duyumlannın alındığı işitme bozukluğu. |
Paraleksi
Yüksek sesle doğru okuyamama. |
Paralerji
Bağışıklık sisteminde duyarlılığa yol açan antijenlerden farklı antijenlere karşı alerjik tepki oluşması. |
Paralitik
Felç olan, felçli kişi. |
Paramedian
Orta hattın yanında, orta hatta yakın. |
Paramedikal
Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren. |
Parametrit
Parametriyumda, daha çok lenf dolaşmasıyla dölyata-ğından ya da tüplerden gelen irin yapıcı mikroplara bağlı iltihaplanma. |
Parametriyum
Dölyatağmm iki yanında, dölyatağı gövdesini leğen duvarına tutturan karın zarı (periton) kıvrımlarının oluşturduğu iki geniş bağ arasında bulunan anatomik yapıların tümü. |
Paramnezi
Geçmişle şimdiki zamanın karıştırılması biçiminde ortaya çıkan bellek bozukluğu. Bak. dismnezi. |
Paramorfizm
Vücudun tümünün ya da bazı bölümlerinin duruşunda anatomik bir bozukluğa değil, yalnızca işlevsel bir bozukluğa bağlı herhangi bir anormallik. |
Paranazal
Burun boşluğunun yanında, buruna komşu. |
Paranefrit
Karın zan arkasında, böbreğin yakınında bulunan bağ dokusunun akut ya da kronik iltihabı. |
Paraneoplastiksendrom
Kanserli hastalarda tümör dokusundaki metabolizma sürecine ve bu dokudan salgılanan etken maddelere bağlı belirtiler. |
Parankim
Bir organ yada bezin görev gören dokusudur. Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır. |
Paranoit
Psikiyatride genellikle paranoya ile paranoit şizofreni arasında kalan durumları belirtmek için kullanılan terim. |
Paranoya
Yetersiz kuruntu ve kuşkularla karakterize ruhsal bozukluk |
Paraozefageal
Özefagusun ( yemek borusu ) yanında yer alan. |
Paraparezi
Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn. hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması. |
Parapleji
Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali. |
Paraproteinemi
Kan dolaşımında antikor proteinlerine (immünglobü-linler) benzeyen, ama onlar gibi etki göstermeyen özel-proteinlerin yüksek düzeyde bulunması. |
Parasempatik
Organların çalışmasına yavaşlatıcı etki yapan otonom sinir sisteminin bölümü. |
Parasempatik sinir sistemi
Kolinerjik sistem de denir. İstem dışı iç organ sinirlerine, hareket ve duyu sinirlerinderı ayn bir sinir sistemi oluşturur. Vejetatif sinirler de denen bu sinirler göze, tükürük bezlerine, bronşlara, mide ve bağırsaklara, mesaneye, penise, damarlara vb. giderler Birbirine karşıt etki yapan iki bölüme ayrılırlar: Sempatik ve parasempatik sinir sistemleri. Örneğin, sempatik beta sinirleri bronşları açar, parasempatik sinirlerse daraltır; sempatik sistem kalbi hızlandırır, parasempatik yavaşlatır vb. Sempatik sistem de iki bölüme aynlır: Alfa ve beta. Alfa sinirleri gibi etki yapan ilaçlara alfa agonist, beta gibi olanlara beta agonist, parasempatik etki yapanlara kolinerjik denir. Bunların karşıt etki yapanlarına alfa veya beta bloker ve antikolinerjik denmektedir. Sempatik sinirlere adrenerjik de denir. |
Parasempatik sistem
Otonom sinir sisteminin birbirine karşıt etki yaratan iki bölümünden biri. |
Parasentez
İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı. |
Parasistol
Sinüs-kulakçık düğümünden başka bir yerde uyanların ortaya çıkmasına bağlı kalp ritmi bozukluğu. |
Parathonnon (pıtı)
Paratiroitlerden salgılanan, kalsitonin ve D vitaminiyle birlikte kalsiyum metabolizmasını düzenleyen hormon. |
Paratifo
Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur. Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar. |
Paratifo
Tifoya benzeyen, mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Paratifo mikropları paratifolu hastanın idrar, büyük abdest veya kanında bulunur.
Lağım sularının karıştığı içme suları ve bu sularla yetiştirilen yiyeceklerle bulaşır. Hastalığın yaygınlaşmasında kara sinekler de önemli rol oynar. |
Paratiroid
Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim. |
Paratiroidektomi
Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması. |
Paratrakeal
Nefes borusunun yanında yer alan. |
Paratroit hormon
Paratroit bezinden salgılanan, kalsiyumun bağırsaktan emilimini, böbreklerden atılmasını, kemiklerden serbest hale geçirilmesini ve hücreler arasındaki kalsiyum iyon konsantrasyonunu kontrol eden hormon. |
Paravertebral
Omurganın ( Vertebral Kolon ) yanında yer alan. |
Parazitemi
Kanda parazit bulunması. |
Parazitoloji
Başta protozoonlar ve yuvarlaksolucanlar olmak üzere asalaklarla ilgilenen bilim dalı. |
Parazitoz (asalak hastalığı)
Asalağın bulaşması sonucu ortaya çıkan hastalık. |
Parodontopati
Paradontumun yapı ve işlevini bozan, korumasız bıraktığı dişin düşmesine yol açan hastalık. |
Sinüsektomi
Paranazal sinüslerin (üstçene sinüsü, alın sinüsü, sfenoit sinüs, ön ve arka etmoit hücreler |
Timpanik parasentez
Kulak zarının keskin bir cerrahi gereç yardımıyla çizilmesi. | << Geri
| |
|