:: Sağlık Ansiklopedi >> Tan
Après-soleıl hydratant
Güneş sonrası nemlendirici. |
Arteriyel hipertansiyon (yüksek tansiyon)
Atardamarlardakİ kan basıncının sürekli biçimde ortalama değerlerin üstünde seyretmesi. |
Arteriyel hipotansiyon (düşük tansiyon)
Damar sisteminde bulunan kan basıncının azalması. Birçok hastalıktan kaynaklanabilir. |
Anamnez (öykü)
Tanıya yardımcı olabilecek bilgi ve verileri toplamak amacıyla doktorun hastayı ve yakınlarını sorgulayarak yaptığı araştırma. |
Bakteriyolojik tanı
Bakteri kökenli hastalıkların tanısını kesinleştirmek için uygulanan laboratuvar tanısı. |
Bronş aspirasyonu
Tanı ya da tedavi amacıyla bronş salgısından örnek alma işlemi. |
Biyotik potansiyel
Bir populasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların en yüksek düzeyde olması sonucu populasyonun en çok artma oranı. |
Büyük tansiyon düşüklüğü
arteriyel hipotansiyon |
Büyük tansiyon yüksekliği
arteriyel hipertansiyon |
Clostridiıun tetani
Toksinleriyle tetanosa yol açan anaerob, spor oluşturan basil. |
Davranış bozukluktan
Davranışlarda ortaya çıkan sapma. |
Depo hastalıktan
Doğumsal metabolizma hastalıkları grubu. |
Deri altı (sc=subkutan
Bazı kemoterapi ilaçları özellikle kolda deri altına injekte edilir. |
Derialtı dokusu (subkütan doku)
Deri ile iskelet kasını örten fasyalar arasındaki doku. |
Empotans
Penisin sertleşme özelliğinin kaybı |
Endokrinopati (iç salgı sistemi hastalıktan)
iç salgıbezlerinin işlevlerindeki bozulma sonucu gelişen hastalıklar için kullanılan genel terim. |
Ekstansiyon (doğrultma, uzaklaştırma)
Epifizleri bir eklem oluşturan kemiklerin eksenlerini aynı düzleme getirme. |
Ekstansör kaslar (doğrultucu kaslar)
Bir eklemi oluşturan kemikler arasındaki açıyı genişleten kaslar. |
Eylem potansiyeli
Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü. |
Fontanel
Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak. |
Hipertansiyon
Yüksek kan basıncı. |
Hipertansiyon
Yüksek kan basıncı. |
Halotan
Anestezik bir madde. |
Hastane
Hastaların yatırıldığı, hastalıkların tanısının koyulduğu ve tedavi edildiği kuruluş. |
Hiportansiyon
Düşük kan basıncı |
Hipotansiyon
Düşük tansiyon ya da Hipotansiyon, düşük kan basıncı demektir; sistolik kan basıncının 90 mmHg'dan az olmasıdır.
Normal kan basıncının alt limitleri bireyden bireye değişmekle birlikte, sistolik 90, diastolik 60 mmHg kabul edilmektedir. Hipotansiyonun nedeni parasempatik sinir faaliyetinin artması ya da başka rahatsızlıklardır. ve genelde halsizlik sendromu göstermektedir.Vücuttaki sodyum ve iyonları dengesizliği ve yetersizliğinde de görülebilmektedir.
Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir.
Tansiyon düşüklğünde sık görülen şikayetler; başdönmeleri, kulak çınlaması, ve bayılmadır.
Düşük Tansiyon Nedenleri
*Kalp hastalıkları
*Kanama
*Kansızlık
*Enfeksiyon.
*İlaçlar
Tansiyon Düşüren İlaçlar
*Tansiyon ilaçları
*Kalp ilaçları
*İdrar söktürücüler
*Psikolojik ilaçlar
Tedavi genellikle gerekmez. |
Hipovitanunoz
Vitamin eksikliğine bağlı olarak beliren hastalık tablosu. |
Humectant
Su birleştirici ajan. |
Depo hastalıktan
Doğumsal metabolizma hastalıkları grubu. |
Deri altı (sc=subkutan
Bazı kemoterapi ilaçları özellikle kolda deri altına injekte edilir. |
Derialtı dokusu (subkütan doku)
Deri ile iskelet kasını örten fasyalar arasındaki doku. |
Empotans
Penisin sertleşme özelliğinin kaybı |
Endokrinopati (iç salgı sistemi hastalıktan)
iç salgıbezlerinin işlevlerindeki bozulma sonucu gelişen hastalıklar için kullanılan genel terim. |
Ekstansiyon (doğrultma, uzaklaştırma)
Epifizleri bir eklem oluşturan kemiklerin eksenlerini aynı düzleme getirme. |
Ekstansör kaslar (doğrultucu kaslar)
Bir eklemi oluşturan kemikler arasındaki açıyı genişleten kaslar. |
Eylem potansiyeli
Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü. |
Fontanel
Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak. |
Eylem potansiyeli
Sinir ve kas hücrelerinde olduğu gibi, uyarılabilme özelliğine sahip hücre zanna değişik uyarılar (elektrik, kimyasal, mekanik uyanlar) verildiğinde ortaya çıkan elektriksel olaylar bütünü. |
Fontanel
Bebeğin başının üzerindeki hünüz kemikleşmemiş yumuşak bölge; bıngıldak. |
Hipertansiyon
Yüksek kan basıncı. |
Hipertansiyon
Yüksek kan basıncı. |
Halotan
Anestezik bir madde. |
Hastane
Hastaların yatırıldığı, hastalıkların tanısının koyulduğu ve tedavi edildiği kuruluş. |
Hiportansiyon
Düşük kan basıncı |
Hipotansiyon
Düşük tansiyon ya da Hipotansiyon, düşük kan basıncı demektir; sistolik kan basıncının 90 mmHg'dan az olmasıdır.
Normal kan basıncının alt limitleri bireyden bireye değişmekle birlikte, sistolik 90, diastolik 60 mmHg kabul edilmektedir. Hipotansiyonun nedeni parasempatik sinir faaliyetinin artması ya da başka rahatsızlıklardır. ve genelde halsizlik sendromu göstermektedir.Vücuttaki sodyum ve iyonları dengesizliği ve yetersizliğinde de görülebilmektedir.
Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir.
Tansiyon düşüklğünde sık görülen şikayetler; başdönmeleri, kulak çınlaması, ve bayılmadır.
Düşük Tansiyon Nedenleri
*Kalp hastalıkları
*Kanama
*Kansızlık
*Enfeksiyon.
*İlaçlar
Tansiyon Düşüren İlaçlar
*Tansiyon ilaçları
*Kalp ilaçları
*İdrar söktürücüler
*Psikolojik ilaçlar
Tedavi genellikle gerekmez. |
Hipovitanunoz
Vitamin eksikliğine bağlı olarak beliren hastalık tablosu. |
Humectant
Su birleştirici ajan. |
İktidarsızlık (empotans)
Bİr kişinin ya da bir vücut bölümünün belirli bir hareketi ya da İşlevi yerine getirememesi. |
Kuartan sıtma
Plasmodium malariae ile oluşan ve 72 saatte bir gelen ateş nöbetlerinin görüldüğü sıtma türü. |
Kollajenozlar (kollajen doku hastalıktan)
Birbirinden çok farklı belirtilerle ortaya çıkmasına karşın tümünde lifsi bağdoku lezyonları görülen hastalıkların ortak adı. |
Kolun kas-deri siniri (nervus musculocutaneous)
Kol sinir ağının (brakiyal pleksüs) son dalından kaynaklanan ve kol kasları İle kol derisinin uyarılarım sağlayan sinir. |
Langerhans adacıktan
Pankreasta yer alan iç salgı hücresi topluluktan. |
Mutant
DNA sında değişiklik (mutasyon) meydana gelmiş olan canlı. |
Mikroalbüminürinin saptanması
idrarda, reaktif çubuk testi gibi klasik yöntemlerle belirlenemeyecek kadar az miktarda bulunan albüminin varlığının saptanması işlemi. |
Neopentanate
Kozmetikte kalınlaştırıcı ajan ve yumuşatıcı olarak kullanılır. |
Ötanazi
Kesin ölümle sonuçlanacak ve dayanılmaz acılara neden olan hastalıklarda ağn vermeyecek herhangi bir yöntemle ölümü çabuklaştırmak. |
Portal hipertansiyon
Kapı toplardamarı ve bunun dallan İçindeki kan basıncının artması. |
Pulmoner hipertansiyon
Küçük dolaşımdaki atardamarlarda basınç artması. |
Rezistan
Mukavim, dirençli. |
Rezistans
Direnç, mukavemet. |
Rezistans (direnç)
Mikroorganizmaların bazı ilaçlara karşı duyarlılıklarım yitirerek dirençli hale gelmeleri sonucu bu ilaçların tedavi edici etkilerini gösterememe durumu. |
Portal hipertansiyon
Kapı toplardamarı ve bunun dallan İçindeki kan basıncının artması. |
Pulmoner hipertansiyon
Küçük dolaşımdaki atardamarlarda basınç artması. |
Rezistan
Mukavim, dirençli. |
Rezistans
Direnç, mukavemet. |
Rezistans (direnç)
Mikroorganizmaların bazı ilaçlara karşı duyarlılıklarım yitirerek dirençli hale gelmeleri sonucu bu ilaçların tedavi edici etkilerini gösterememe durumu. |
Retansiyon
Birikme, toplanıp kalma. ( Örn. İdrar retansiyonu;idrar tutulması, idrar yapamama.) |
Self-tannıng
Güneşsiz bronzlaştırıcı. |
Surfaktan (surfactant)
Yeni doğanlarda veya RDS gelişme riski yüksek olanlarda kullanılan bir ilaçtır. Sürfaktan yetişkinlerde ve normal bebeklerin akciğerlerinde bulunan sabunsu bir maddedir. Akciğer fonksiyonuna yardımcı olur. Sürfaktan olmadan, hava kesecikleri çocuk nefesini verdiği zaman yapışma eğilimi gösterirler. Akciğerlerde sürfaktan üretimi hamilelik 34-36. haftaya ulaşmadan yeterli seviyeye ulaşamaz. Prematüre yeni doğanlar çoğunlukla yeterli sürfaktan üretemez, dolayısıyla ciddi nefes alma problemleri oluşur. |
Şigellozun laboratuvar tanısı
Shigella grubundan çeşitli bakterilerin oluşturduğu hastalıkların tanısına yardımcı olan laboratuvar verileri. |
Tanalofobi
Sürekli ölüm kaygısı ve korkusuyla ortaya çıkan nevro-tik bozukluk. |
Tanı
Bir hastalık ya da bozukluğu hastanın tıbbi geçmişini, belirtileri, bulguları değerlendirerek ve hastayı çeşitli biçimlerde inceleyerek tanımlama. |
Tanjant ekran
Merkezi görme alanı muayenesi |
Tansiyon
Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir.Tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir. |
Tansiyon
arteriyel hipertansiyon; arteriyel hipotansiyon |
Tansiyon düşüklüğü
Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde hipotansiyon denir.Tansiyon, ateşli hastalıklar sırasında, büyük kanamalardan sonra, iç salgı bezi bozukluklarında veya herhangi bir hastalıktan sonraki iyileşme döneminde düşer. Bazı kadınların aybaşı hallerinde, veya sıcakta fazla ter kaybından sonra veya sinirli kimselerde de tansiyon düştüğü görülür. Devamlı olarak tansiyon düşüklüğü önemli bir hastalığın işareti olabilir. |
Tansiyon yüksekliği
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar.Tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır. |
Titanyum dioksit
Kozmetikte kalınlaştırıcı, beyazlaştırıcı, yağlayıcı ve güneş ışınlarını kesici bir madde olarak kullanılan bir mineraldir. Cildi UVA ve UVB radyasyonundan korur ve cildi tahriş etme riski yoktur. |
Torasentez
Tanı ya da tedavi amacıyla deriden sokulan bir aygıtla plevra boşluğuna girilmesi. |
Total t lenfosit saptanması
Doğuştan gelen ya da AİDS gibi sonradan ortaya çıkan bağışıklık yetmezliği tablolarında ve lenfosit sayısının azaldığı virüs enfeksiyonlarında yapılan inceleme. |
Tetani
Sinir ve kas uyarılabilirliğinde anormal artışla ortaya çıkan patolojik durum. |
Utangaçlık (çekingenlik)
Kişiler arası İlişkilerde ortaya çıkan, normal sosyal ilişkileri engelleyen, davranış ve güven eksikliğiyle belirlenen duygusal mizaç. |
Utanma
Kendini ya da herhangi bir davranışını onaylamayan, başkalannın bakışlanndan ve yargılarından kaçan kişinin içinde bulunduğu ruhsal durum. |
Yüksek tansiyon
Hipertansiyon, Yüksek tansiyon
Tansiyon yüksekliği
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır.
Başdönmeleri
Hasta, kendisinin veya etrafındaki eşyanın boşlukta döndüğünden şikayet eder. Tıp dilinde vertigo denen baş dönmelerinin nedenleri çeşitlidir. Bunlardan başlıcaları şunlardır: Kulak ağrısı. Araç tutmaları. Ani hava değişimi. Bazı göz hastalıkları. İlaç zehirlenmeleri. Düşük veya yüksek tansiyon. Damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları. Kansızlık ve kan hastalıkları. Mikrobik hastalıklar. Beyin hastalıkları. Sara ve bazı ruh hastalıkları. Tedaviye başlanmadan önce hastalığın gerçek nedeninin tespit edilmesi gerekir. Baş dönmelerine yapılacak ilk iş hemen oturmak veya öne eğilmek ve mümkünse hemen yatmaktır. Baş dönmesi sık sık oluyorsa mutlaka bir doktora gitmek gerekir.
Bayılmalar
Geçici olarak uyanıklık halinin kaybolmasına halk arasında bayılma tıp dilinde senkop denir. Bu durumda beyin hücrelerine giden oksijen azalmıştır. Bayılmanın nedeni; yorgunluk, uzun süre ayakta kalmak, ani heyecanlar, tansiyon yüksekliği, gebelik, kansızlık, damar sertliği ve kalp hastalıklarıdır. Bayılmadan önce baygınlık hissi gelir. Sonra yüz kül rengini alır. Arkasından da terleme, çarpıntı, göz kararması ve baş dönmesi görülür. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş hastayı hemen yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmektir. Sonra yüzüne su serpilir ve amonyak koklatılır.
Burun kanaması
Çeşitli nedenlerden kaynaklanan burun kanamalarına tıp dilinde epistaksis denir. Genç erkeklerde genellikle ergenlik dönemlerinde, genç kızlarda ise, çoğunlukla aybaşı kanamaları sırasında görülür. Bir de; yüksek tansiyonun neden olduğu burun kanamaları vardır. Gençlerde görülen ve önemli olmayan burun kanamaları çok kolay durdurulur ve korkulacak bir şey yoktur. tansiyon yüksekliğinden kaynaklanan ve genellikle orta yaşlarda görülen burun kanamalarını durdurmak ise biraz zordur. Yapılacak ilk iş hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir.
Kulak çınlaması
Kulak çınlaması, kulak uğultusu veya kulak vızıltısına, tıp dilinde tinnitus denir. Çok çeşitli nedenleri vardır. Bunlar arasında, kulak kiri, içkulak iltihabı, ortakulak iltihabı, menier hastalığı, ateşli hastalıklar, yorgunluk, zafiyet, bazı ilaçlar, yüksek veya düşük tansiyon sayılabilir. Bu nedenle doktora başvurmak gerekir.
Şişmanlık
Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur. Tıp dilinde obesite denir. İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlandıkları, şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer ve safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları, romatizmal hastalıkların tehdidi altında bulundukları belirtilmektedir. Bu nedenle şişmanlıktan kurtulmak için diyet ve beden hareketleri yapmak gerekir.
Tansiyon
Kan basıncına tansiyon denir. Kalp her kasılışında belirli miktardaki kanı atardamarlara pompalar. Bu sırada da, kan basıncı en yüksek seviyeye çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalbin iki kasılışı arasında geçen zaman içinde ise, kan basıncı en düşük seviyeye iner. Buna da küçük tansiyon denir. Büyük tansiyon ile küçük tansiyon arasındaki fark da nabız basıncını gösterir. tansiyon yaşa bünyeye ve tansiyon ölçüldüğü andaki ruhi veya bedeni duruma göre farklılık gösterir. Yaşlandıkça tansiyon yükselmesi normaldir.
|
Zar potansiyeli
Canlı hücrenin içi ve dışı arasında, yani hücre zarının İki yanında bulunan potansiyel farkı. | << Geri
| |
|