:: İlk Yardım
Konular Boğulma | Kırıklar | Şok | Yanıklar | Yaralanmalar | Zehirlenmeler
ZEHİRLENMELER
Vücuda alındığında ya da temas ettiğinde dokulann işlevlerini bozan maddelere
zehir, ortaya çıkan bozulduğa zehirlenme denir. Zehirler basit örseleyici maddeler,
doğrudan değdikleri dokulara zarar veren yakıcı maddeler, çırpınmalara yol açan
maddeler, sayıklama ya da komaya neden olan maddeler, kalbIn işlevini bozan maddeler ve
alyuvarları etkileyen maddeler olarak sınıflandırılabilir. Zehirler ağız yoluyla
sindirim sistemine, solunum yoluyla akciğerlere alıntr. Aynca birçok zehirli madde
deriden emilerek vücuda girer. Bazı hayvanların ısırığı ve sokması da
zehirlenmelere yol açar. Çamaşır sulanndan boyalara, böcek öldürücülerden
ilaçlara kadar zehirleyici özelliği olan birçok madde günlük yaşantıda yaygın
biçimde kullanıldığından, özellikle çocuklar için büyük tehlike oluşturur. Bu
maddeleri çocuklardan uzak tutmaya yönelik etkili önlemler alınmalıdır.
Yapılması Gerekenler
Akut zehirlenmede ilkyardım için öncelikle yaşamsal işlevleri değerlendirmek
gerekir. Karaciğer ve böbrek gibi bazı yaşamsal organlann işlevlerini düzeltme işi
sonraya bırakılabilir. Ama koma ve havale gibi merkez sinir sistemini; tansiyon
düşmesi, şok, kalp ntmindeki düzensizlikler ve kalp durması gibi dolaşım sistemini;
solunum yetmezliği ve solunum durması gibi solunum sistemini ilgilendiren belirtilere
öncelik verilmelidir. Zehirli maddenin bilinmesi, hastaya uygulanacak ilkyardım ve
tedavide büyük önem taşır. Bu nedenle zehirlenen kişinin yanında bu-
lunanlann hastanın durumunu aynntılı biçimde öğrenmesi, zehnin ne zaman, ne miktarda
ve hangi yolla alındığını belirlemesi, bu bilgileri hekime iletmesi son derece
yararlıdır.
Zehirli Maddenin Vücuttan Atılışı
Zehirli gazlann solunmasına bağlı zehirlenmelerde hastayı bulunduğu kapalı ortamdan
uzaklaştırıp açık havaya çıkarmak gerekir. Bu yapılamıyorsa camlar açılarak
içeriye temiz havanın girmesi sağlanmalıdır. Ortamda yanıcı gaz bulunması
durumunda en küçük bir kıvılcım oluşumunu engellemek, elektrik düğmelerini
açmamak gerekir.
Ağız yoluyla zehirlenme durumunda kusturma ya da midenin yıkanmasıyla mide
boşaltılır. Midenin boşaltılması genellikle zehirli maddenin alımından dört saat
sonrasına kadar etkilidir. Bağırsak hareketlerini yavaşlatan
maddelerle ortaya çıkan zehirlenmelerde, koma ve şok durumlarında 12 saat sonra bile
midenin boşaltılması etkili olabilir. Kusturmanın tehlikeli olduğu durumlar da
vardır. Tuzruhu (hidroklorlk asit) ve kezzap (nitrik asit) gibi asitler, çamaşır suyu
(sodyum hidroksit) ve amonyak gibi alkaliler yakıcı zehirlerdir. Kusmayla bu maddeler
yemek borusuna, boğaza ve ağza daha çok zarar verecektir. Bilinç bulanıklığı ve
kaybı olduğunda ya da soluk boru suna kaçtığında boğulmaya yol açabilecek
köpüren sıvılar alındığında hastayı kusturmamak gerekir.
Hastanın kusturulması olanaksızsa ya da tehlikeliyse mide yıkaması yapılır. Ama
yakıcı zehirlerde bu yöntem gene uygulanmamalıdır. Emilimi yavaş olan zehirlerde ya
da hastaya 10-12 saat sonra müdahale edilebildiğinde, sodyum sülfat ya da magnezyum
sülfat gibi güçlü bir müshil yararlı olabilir. Böcek ilacı, naftalin, fosfor ve
yağda eriyen maddelerin alınması durumunda ise bağırsaklardan emilimi
kolaylaştıracağı için müshil verilmez.
Ağız yoluyla zehirlenmede sorumlu maddenin niteliği bilinmese de, aktif karbon gibi
emici özelliği olan ilaçlar zehrin etkisini azaltabilir. Suda çözünen 50-100 mg
aktif karbon, midede önemli miktarda zehri emip bağırsağa geçmeden bağlayabilir.
Sindirim kanalına giren maddelerin büyük bölümü bağırsaklarda emilir. Aktif
karbon, kusturucu bir maddeden önce ya da özgül bir panzehir ile birlikte
verilmemelidir. Çünkü bu maddeleri de emebilir.
YAKICI MADDELERLE ZEHİRLENMELER
Evlerde en çok kullanılan yakıcı madde, çamaşır süyu olarak bilinen yüzde 3-6lık
hipoklorit çözeltisidir. Ayrıca tuzruhu (hidroklorik asit) gibi asitler ve çamaşır
sodası gibi güçlü alkaliler de evlerde kullanılan yakıcı maddeler arasında yer
alır. Çocuklarda hipokloritin öldürücü dozu 15-30 mldir.
Bu ürünlerin içilmesi, ağız ve üst sindirim yollan mukozasında örselenmeye bağlı
belirtilere yol açar. Ağrı, kanlı olabilen kusma, yutak ve gırtlak ödemi ortaya
çıkar. Ağır olgularda yemek börusu ve mide delinebilir. Aynca aşırı tansiyon
düşmesi, bilinç bulanıklığı ve korna görülebilir. Güçlü asit ve baz
buharlannın solunması, örselenmeye bağlı boğulma, öksürük ve akciğer ödemine
yol açar. Deride örselenmeye bağlı bozukluklar ve değişik şiddette yanıklar
oluşabilir.
Tedavi - Süt ya da mangnezyum sütü (rnagnezyum hidroksit), alüminyurn hidroksit ve
nişastalı su gibi mukoza koruyucu maddeler verilerek örseleyici sıvının
seyreltilmesi sağlanır. Mide yıkaması delinme olasılığı nedeniyle yapılmaz. Kusma
yoksa ve yakıcı madde az miktarda alınmışsa çok dikkatli biçimde mide yıkanabilir.
Kan, plazma ve sıvı verilmesi, ödemler için kortizon,
darlık oluşmasını önlemek için yemek borusuna tüp sokulması gibi tedavi
girişimleri uygulanır. Deri ve mukoza lezyonları bol su ve sodyum tiyosülfat
çözeltisiyle yıkanır. Solunuma bağlı bronş kasılması aerosol biçiminde bronş
genişleticilerle ve kortizonla tedavi edilir. Antibiyotik ve bikarbonat verilmemelidir.
DETERJANLAR
Evlerde en çok kullanılan anyonik, iyonik olmayan ve katyonik tipleri vardır. Anyonik
deterjanların yol açtığı belirtiler bulantı, kusma ve ishalle birlikte hafif
mide-bağırsak örselenmesidir. İyonik olmayan deterjanların hiçbir zehirli etkisi
yoktur. Katyonik deterjanlar sindirim yolları için son derece örseleyicidir.
Yutulmalarından sonraki dört saat içinde bile ölümcül olabilen ağır belirti-lere
yol açabilirler. Bu tür zehirlenme bulantı, kusma, tansiyon düşmesi, şok,çırpınma
nöbetleri ve komaya neden olabilir. Aynca deride örselenmeye bağlı alerjik tepkiler
ortaya çıkabilir.
Tedavi - Sıvı ve bağlayıcı maddeler (magnezyum sütü, alüminyum hidroksit,
nişastalı su) verilmelidir. İyonik olmayan deterjanların alınması durumunda
ağızdan sıvı verilmesi yararlı olabilir, ama herhangi bir tedavi gerekmez.
Katyonik deterjanlarla zehirlenınede acil önlemler, solunum yollarının açık
tutulması, süt ya da aktif karbon verilmesi, ağır olmayan durumlarda kusturma ve
midenin yıkanmasıdır. Yemek borusu ve midede yara varsa, kusma ve mide yıkaması
zararlıdır.
Panzehir: Sabun, emilmeyen katyonik deterjanlan etkisizleştirmeye yarayan önemli bir
panzehirdir.
Genel önlemler: Solunum yolları açık tutulmalı, yatıştıncı ilaçlarla havale
önlenmeli, tansiyon düşmesine karşı sıvı verilmelidir.
KOZMETİKLER
Kozmetiklerin ağızdan alınması özellikle çocuklarda sık rastlanan bir durumdur.
Parfümlerin yutulması ağızda yanma, titreme ve genel durum bozukluğuna yol açar.
Alınan miktar 30 cc'yi aşmışsa kusturma ve midenin yıkanması gerekir. Daha düşük
dozlarda ise alınan parfümü seyreltmek amacıyla ağız yoluyla sıvı verilir.
Oje ve aseton gibi eriticilerde de belirtiler aynıdır ve benzer bir tedavi uygulanır.
Tıraş losyonları, deodoranlar, saç tonikleri, güneş yağı ve kremleri, kolonyalar
belirli miktarda etil alkol içerir. Bu maddelerin almması ağızda yanma, kusma, bazen
de sarhoşluğa yol açar.
Tedavi - Parfümler için belirtilen tedavi uygulanır. Çocuklarda bu ürünlerin
alınmasmdan sonra, havale ve korna ile seyreden alkole bağlı kan şekeri düşmesi
ortaya çıkabilir. Tedavi için damar yoluyla şekerli çözeltiler verilir.
Tütün
Akut tütün zehirlenmesi, genellikle aşırı sigara içilrnesinden sonra ortaya çıkar
ve sigaralarda yüzde S'e, purolarda yüzde 2'ye kadar çıkan değişik yoğunluktaki
nikotinden kaynaklanır.
Erişkin için öldürücü doz, ağız yoluyla yaklaşık 15-20 gr tütündür. Bir
çocuğun 1-2 gr tütün alması ölümcül olabilir. Tek bir izmarit yutmak genellikle
zehirlenmeye yol açmaz.
Genellikle sigaraya bağlı olan akut tütün zehirlenmesi, baş ağrısı, çarpıntı,
soğuk terleme, solgunluk, tükuru k salgısının artması, bulantı, kusma, ishal ve
halsizlikle kendini belli eder. Doz yüksekse bitkinlik, çırpınma nöbetleri, solunum
yavaşlaması, kalp ritminde düzensizlik ve korna görülür. Beş dakika ile dört saat
arasında değişen bir sürede
o yüksek nikotin dozlanna bağlı ölüm ortaya çıkabilir.
Tedavi - Zehirlenme solunum yoluyla gerçekleşmişse, hasta açık havaya çıkanlır.
Kalp ve dolaşımda nikotine bağlı etkiler izlenir. Ağız yoluyla zehirlenme durumunda:
1) Mide yıkanır.
2) Damar yoluyla sıvı verilir.
3) Kalp-dolaşım bozuklukları kontrol edilir.
GAZ VE BUHARLAR
Solunum yoluyla gerçekleşen zehirlenme durumunda hasta hemen açık havaya
çıkarılmalı, soğuktan korunmalı ve hareket edip yorulması önlenmelidir.
Zehirlenmeyi ağırlaştıracak bir akciğer hasanna yol açmamak için hastanın
yürütülmemesi gerekir. Solunum ileri derece güçleşmişse, hemen yapay solunum
uygulanmalıdır.
Zehirlenme deriden emilim yoluyla gerçekleşmişse, hastanın zehirli madde bulaşmış
giysileri çıkarılmalı, vücudu hemen su ve sabunla yıkanmalıdır.
Gıda Zehirlenmeleri
Günümüzde gıda maddelerinin büyük bölümü az ya da çok işlemden geçirilerek
satışa sunulmaktadır. Ambalajlı gıda maddelerinin sağlık kurallarına uygun
biçimde üretilme ve üzerleri-ne son tüketim tarihlerinin yazılma zorunluluğu
sayesinde insan sağlığı için sakınca yaratma olasılıklan en aza indirilmiştir.
Ama besinlerin saklanmasında ve hazırlanmasında yapılan hatalar bazen zehirlenmeye
neden olabilir. Aynca bazı besinler doğal hallerinde çeşitli zehirli maddeler içerir.
Bunların yanlışlıkla ya da aşın miktarda yenmesi de zehirlenmelere yol açabilir.
BALIK ZEHİRLENMESİ
Türkiye tatlı sularında bulunan, karabalık ya da otsazanı gibi adlar da verilen,
yeşilsazan ile turnabalığı gibi bazı balıklann yumurtalan kıısma, ishal ve kann
ağnsına yolo açar. Tropik bölge balıkları ise çok daha tehlikeli zehirlenmelere
neden olabilir.
Sinir zehiri etkisi yapan zehirlenmeler özellikle tehlikelidir. Bu tür zehirleyici
maddeler temel olarak sinir sistemini etkile5erek çeşitli bozukluklara yol açar.
Örneğin Türkiye'nin güney kıyılarında da rastlanan balonbalığı, Japonya'da fugu
adıyla tanınır ve lezzetiyle olduğu kadar zehriyle de ünlü bir balıktır. Fugunun
çok güçlü zehri özellikle karaciğer ve sindirim sisteminde yoğunlaşmıştır.
Japonya'da bu balığı temizleyip pişirecek aşçılar özel olarak eğitilir. Fugu
zehirlenmesinde balığı yedikten sonra yarım saat geçmeden dilde bir karıncalanma
başlar. Birkaç saat sonra bunu solunum güçlüğü ve çırpınma nöbetleriyle
birlikte genel durum bozukluğu izler.
İstiridye ve midye de bazen bu tip zehirlenmelere yol açabilir. İstiridyede
mitilotoksin denen bir zehir bulunabilir.Bu zehir ısıyla parçalandığından
istiridyenin pişirilmesiyle etkisini yitirir. Ama istiridye çiğ yendiğinde zehirlenme
görülebilir.
BOTULİZM
Clostridium botulinum, oksijensiz ortamlarda çoğalan bir bakteri turu dür. Urettiği
zehir çok güçlüdür. Botulinus zehri (botulinus toksini) ya da botulin denen bu madde,
çok az miktarda bile sinirsel iletinin kas liflerine geçişini engelleyerek felçlere
yol açar ve solunum kaslannın felci sonucunda ölüme neden olur. C. botulinum
genellikle toprakta yaşar ve ısıya dayanıklı sporlar oluşturur. Konservelenecek taze
yiyeceklere bulaşabilen bu sporlar, özellikle evde hazırlanan, uygun sıcaldık
derecesinde ve yeterince uzun süre pişirilmeden kapatılmış konservelerde gelişmesini
tamamlayarak bakteriye dönüşür. Kapalı kap içindeki oksijensiz ortamda çoğalan
bakteriler botulinus zehrini salgılar. Sporlann tersine bu zehir ısı karşısında
kolayca parçalanıp etkisini yitirir. Ama ısıtılmadan yenen bulaşmış konserveleri
yiyen kişilerde botulizm denen zehirlenme ortaya çıkar. Zehirlenmenin ilk belirtileri
olan mide bulantısı ve kusma genellikle zehirli yiyeceğin alınmasını izleyen altı
saat içinde görülür. Zehirlenen kişi yorgunluktan, baş ağrısı ve baş
döıımesinden yakınır. Görüşü bulanıklaşır ve çift görme başlayabilir.
Kaslardaki genel güçsüzlük solunum kaslannı da etkilediğinden hastanın yaşamı
tehlikeye girer.
Solunum kaslan felcini atlatan hastalar genellilde iyileşir. Hemen tanı konabilirse,
zehri etkisiz duruma getiren panzehir verilerek hastamn yaşama şansı artınlır.
Mantar Zehirlenmeleri
Yanlışlıkla yenen zehirli mantarlar bazen ölümcül olabilen zehirlenmelere yol açar.
Mantarların tür içinde bile ortaya çıkan büyük biçim çeşitliliği yüzünden
zehirli-zehirsiz aynmı yapmak çok zordur. Zehirli mantarları ayırmak için kullanılan
gümüş kaşığın kararması, ekmek içinin ve yumurta akının değişikliğe
uğraması gibi deneysel yöntemler ise bilimsel temellerden yoksundur.
Mantar zehirlenmeleri 4 ayn belirti grubu (sendrom) altında toplanabilir. Bunlar
aşağıda sıralanmıştır.
Reçine sendromu - Kötü koşullarda saklanmış ya da iyice olgunlaşıp çürümeye
yüz tutmuş Boletus satanas ve Boletus luridus türü mantarlardan kaynaklanır.
Belirtiler 2-6 saat gibi kısa bir sürede ortaya çıkar. Mantardan açığa çıkan
reçineli maddeler sindirim siste>1 minde zehirli etki yaratarak kusma ve ishale yol
açar. Hastada su ve tuz kaybının ardından kanda azot artışı, bacaklarda kramplar ve
şok görülebilir.
Tedavi belirtilere yöneliktir ve sıvı-tuz dengesini düzeltmeye dayanır.
Muskarin sendromu - Clitocybe candicans ve benzeri mantarların yenmesiyle ortaya çıkar.
Bu mantarlar parasempatik sinirlerim uyanlmasıyla ortaya çıkan maddeye benzer bir etki
yapan muskarin adlı alkaloiti içerir. Zehrin alınmasından 1-2 saat sonra terleme,
sıcak basması, kalp atım hızında yavaşlama (bradikardi), tükürük salgısında
artma, gözbebeklerinde küçtilme, görme bozuklukları ve huzursuzluk görülür. Ağır
olgularda bilinç bulanıklığı ve kaybı, kalp durması ortaya çıkar. Bazen bulantı,
karın ağrısı, ishal gibi mide-bağırsak belirtileri vardır. Belirtiler oldukça
hızlı geriler. Tedavi için atropin ve adrenalin verilir.
Pantherin sendromu - Amanita pantherina ve Amanita muscaria gibi mantarlarda bulunan
atropin benzeri bir alkaloitin etkisine bağlıdır. Bu zehir, asetilkolini baskılayarak
merkez ve çevrel sinir sistemlerini etkiler. Mantann yenmesinden kısa süre sonra (1-4
saat) ortaya çıkan başlıca belirtiler, atropin zehirlenmesindeki gibi aşın
uyanlabilme, gözbebeği genişlemesi, boğaz kuruması, deri kuruluğudur. Varsanılar ve
bilinç bulanıklığıyla birlikte şiddetli huzursuzluğun ardından hızla derin uyku
ve depresyon ortaya çıkar. Kusma ve ishal görülebilir. Tedavi belirtilere yöneliktir.
Hasta ender olarak 24 saat içinde komaya girer ve ölür.
Falloides sendromu - Amanita phalloidesin yenmesine bağlı olan bu zehirlenme çok
ağırdır. Falloides sendromu üç zehrin etkisine bağlıdır: Falloidin, falloin ve
fallosidin. Zehirlerin öldürücü dozu vücut ağırlığının her kilogramı için 2
mgnin altındadır. Yavaş emilimleri nedeniyle belirtiler zehrin alınmasından 8-10 saat
sonra ortaya çıkar. Ayrıca mantarda bulunan amanitin adlı maddenin de zehirleyici
etkisi vardır. Bu madde, ısıya ve sindirim enzimlerine dayanıklı bir peptittir.
Karaciğer ve böbrek hücrelerinde protein yapımını engelleyerek etki gösterir. Kusma
ve ishalin ardından belirtiler daha da ağırlaşır. Karaciğer büyümesi, sarılık,
idrarda azalma, merkez sinir sisteminde hasar, alyuvar yıkımına bağlı kanamalar ve
akciğer ödemi ortaya çıkar. Zehirlenme olgularının yansı ölümle sonuçlanır.
Olüm genellikle 3-5 gün sonra dolaşım sisteminin yıkıma uğramasına ve böbrek
yetmezliğine bağlıdır. İyileşme uzun sürer ve böbrek komplikasyonlan ortaya
çıkabilir. Ozgül bir panzehiri bulunmadığından hemen mide yıkanır ve ardından
belirtilere yönelik tedavi uygulanır. Psilocybe ve Stropharia cinsi mantarlar ise LSD'ye
benzer varsanılara yol açan psilosin ve psilosibin adlı maddeler içerir.
|
|
|